20 Mart 2023 Pazartesi

Profesyonel Cehâlet

 

 

“Onlardan bâzı gruplara, kendilerini denemek için yararlandırdığımız dünyâ-hayâtının süsüne gözünü dikme. Senin Rabbinin rızkı daha hayırlı ve daha süreklidir” (Tâ-hâ 131).

 

Cehâlet, “insanın dünyevî olanı bilmemesi ve onlardan habersiz olması” demek değildir. Cehâlet bir “kendini bilmeme” hâlidir. Bu kendini bilmeme hâli, vahiyden habersiz olmaktan ve onu bilmemekten kaynaklanır. Dolayısı ile “Kur’ân’ı-vahyi bilmeyen kendini bilmez” denebilir.

 

Câhiliye ve cehâlet deyince aklınıza hemen; kaba-sabalık, özensizlik ve amatörlük gelmesin. Câhiliye tüm zamanlarda profesyonelce bir cehâlet sergilemiştir. Çünkü câhil demek ille de okuma-yazma bilmemek, bilgisizlik, kültürsüzlük, aptallık ve mal gibi olmak” demek değildir ki. Böyle  olanlar da vardır tabi ama peygamberlerin gönderildiği kent-merkezlerindeki câhiliye ve cehâlet aslâ böyle değildi. Çok profesyoneldi. Cehâleti profesyonelce yaparlardı. Hattâ tevhidin, câhiliyenin içine sızmaması için küçük bir boşluk bile bırakmazlardı. Peygamberlerin çoğunun hakkıyla Allah yolunda olmalarına ve ölmelerine rağmen tevhidi hâkim kılma yolunda işin sonuna gelememelerinin bir sebebi de budur. Câhiliye her zaman, şirkini, küfrünü ve zulmünü çok iyi organize eder, düzenler ve bir açık bırakmamaya çalışır. Aynen günümüzde olduğu gibi. O hâlde tevhid yolunda olanlar da, işlerinde titizlendikçe titizlenmelidirler.  

 

Peki bu neden böyle oluyor?. Câhiliye bunu nasıl başarıyor?. Çünkü câhiliye ve tâğutlar, ilhamlarını biricik akıl-hocaları olan şeytandan alırlar. Şeytan profesyoneldir. İşlerini profesyonelce ve titizlikle yapar. Zâten bu yüzden “şeytan” denir. Her koşulu düşünür, değerlendirir ve ona göre karar alır ve fısıldar dostlarına. Tabi Âdem ona yine de gâlip gelir. Çünkü Allah, Âdem’e bütün isimleri öğretmiştir. Fakat şeytanın profesyonel olduğu da bir gerçektir. Bu yüzden ne kadar çabalarsanız-çabalayın, şeytan kadar bilgili ve profesyonel olamazsınız. Âdem, şeytandan “secde etmekle” yâni yapmakla üstün oldu, bilmekle ve profesyonellikle değil. Şeytanı bildiklerinizle değil, Allah’ın emri doğrultusunda yaptıklarınızla alt edebilirsiniz ancak. Allah’tan bağımsız olarak yaptığınız işler istediğiniz kadar profesyonelce ve kaliteli de olsa, yine de şeytanı alt edemezsiniz. Çünkü o tüm insanlardan daha profesyoneldir. O hâlde şeytana ve dolayısı ile câhiliyeye karşı mücâdele, Allah’ın dediği ve Peygamber’in güzel örnekliğindeki gibi olmalıdır.   

 

Günah, “profesyonelce” işlendiğinde “günah” olmaktan çıkmaz. Amatörce işlendiğinde de günah olmaktan çıkmaz. Günah “günah” olmaktan, tevbe etmekle ve bir daha o günahı işlememekle günah olmaktan çıkar. Şeytan ne kadar profesyonel olsa da bunu bilmemekte yada tövbeye yanaşmamaktadır.

 

Şerefsizlik, hırsızlık, cinâyet, zînâ, kumar ve Allah’ın haram kılıp yasakladıkları her-şey, profesyonelce yapıldığında ve kaliteli olduğunda şerefsizlik, hırsızlık, cinâyet, zînâ, kumar vd. olmaktan çıkmaz. Modernizm, işte tüm bunları insanlık târihinde hiç olmadığı kadar profesyonelce yapmaktadır. Üstelik modernite, ilk önce insanları aptallaştırır da yapacağını daha sonra yapar. İnsanları modernite ile aldatır ve kandırır, onları modern ürünlerle ve îcatlarla büyüler ve kendine inandırır. Meselâ “bilim ve teknoloji çok ilerledi, Dünyâ gelebileceği en son noktasına geldi” gibi sözlerle aldatır. Bunun üstüne bir de profesyonelce yaptıklarıyla insanları avucunun içine alır. Onları Allah’tan uzaklaştırır. Onları öyle bir kuşatır ve tatlı-sert bir baskı kurar ki, insan şeytanın izni olmadan başını çeviremez ve adımını atamaz hâle gelir.

 

Gelişmiş ülkelerin insanları ile geri kalmış ülkelerin insanları arasındaki fark; geri kalmış ülkelerin insanları “amatörce” kandırılırken, gelişmiş ülkelerin insanlarının ise “profesyonelce” kandırılmasıdır.

 

İnsan bünyesi aslında yapı olarak “profesyonellik”e uygun değildir. Amatörlük onu daha mutlu eder. Profesyonellikte Allah’a karşı bir küstahlık var gibidir. Çünkü profesyonellikten “kusursuzluk” algılanır. Oysa kusursuzu ancak Allah yaratabilir ve sâdece Allah yapabilir.

 

Modern yalanların çok etkili olmasının nedeni, çok profesyonel olmasıdır. Modern insanın duyduğu şeylerin %90’ı yalandır. Modernizm bir “yalan uygarlığı”dır. Meselâ der ki; “kreşlerimizde çocuklarınıza profesyonel elemanlarımız ile mükemmel bir şekilde bakılıyor”. Oysa hiç-bir profesyonel çocuk bakıcısı, o çocuğa annesinden daha iyi bakamaz. Zîrâ çocuğa rûh katamaz. Annesi gibi sevgi katmaz. Rûh, profesyonellikten üstündür.

 

Modernitenin modern insanı etkilemesi; ev, araba, eşyâ, yeme-içme-giyme-gezme ve hayâtın her alanındaki ürünler ve ortaya koyduklarıyla oluyor. İnsan “sıfır” ürünlerle ve kaliteli şeylerle ile çok kolay ayartılıyor. Modernite bir “pürüzsüzlük uygarlığıdır. Pürüzsüzlük insana için iyi bir şey değildir aslında. Yapısına terstir. Çünkü pürüzsüzlük doğal değildir. Doğal olmayan hiç-bir şey insanın için iyi değildir. Zâten doğal durumda Dünyâ’da pürüzsüz olan bir varlık yoktur.

 

Modern insan en ince detayına kadar o pürüzsüz ürünlere bakıyor ve içi gidiyor. Öyle ki, yeni yapılan yüksek katlı bir binâya bakıp da yutkunanı gördüm. Nasıl da arzu ediyor, sâhip olmak hem de bir-an önce sâhip olmak istiyor. Bu nasıl bir arzudur.. Bu uğurda kredi-kartı, fâiz ve her türlü borcun yükü altına girmekten çekinmiyor. İki milyonluk evlerde oturmanın, bir milyonluk arabalara binmenin, süper ve sıfır eşyâların, yemelerin, içmelerin, giyeceklerin ve gezilecek yerlerin hayâlini kuruyor. Çünkü câhiliye profesyoneldir ve tüm bu arzu nesnelerini profesyonelce yapmıştır. Modern insanın nefsine uygun olarak üretmiştir. Câhiliye işlerini profesyonelce yapıyor, modern insanı etkileyecek şekilde ürünler üretiyor. Modern insan da bunları görünce kendinden geçiyor.

 

İşte!; “profesyonel tüketici” diyebileceğimiz modern insan ile câhiliye hayâtiyetini devâm ettirebiliyor. “Modern” insan aynı-zamanda profesyonel tüketicilerdir de birilerinin düşük ücretlerle yaptığı üretimi tüketecek olanlar bunlardır. Modern insan çokça tüketmelidir ki, câhiliye büyüyebilsin ve zenginliğine zenginlik katabilsin.

 

Oysa samîmi mü’minler için bunlar çok da bir anlam ifâde etmez. Çünkü onlar “orta ve vasat bir ümmet”e âit olduklarının bilincindedirler. İslâm ve Kur’ân onlara “orta yolda olun” diyerek onları aşırılıklara karşı ilgisizleştirmiştir. Bir şeye ilgi duymuyorsanız onun yokluğu sizi etkilemez.

 

Bir şeyin en kötüsü ve sözde en iyisinin ikisi de kötü ve yanlıştır. Çünkü en kötü varsa en kötü yerde olanları oraya mahkûm edenler de var demektir. Aşırılık varsa da orada bulunanlar yada o aşırlığı isteyenler, bunu herkes için değil, sâdece kendileri için istiyorlar demektir ki İslâm  buna aslâ rızâ göstermez. Aşırılığı ve “en iyisi”ni istemek, birilerinin en kötü olanda kalmasını istemek demektir. Zîrâ Dünyâ’da hem herkes için aşırılığa ulaşma imkânı yoktur, hem de Dünyâ’nın bunu karşılayacak bir potansiyeli yoktur. Üstelik Allah da her türlü aşırılığı yasaklar. O hâlde doğru olan “orta yolu” seçmektir.

 

İnsanları profesyonelliğe, profesyonel olmaya zorluyorlar. Profesyonellik yoluyla  gerçekleşen bir aldatma ve sömürü durumu var. Çünkü profesyonellik kabûl edildiğinde bir üst-profesyonellik size yeni-yeni profesyonellikler dayatıyor. Bu dayatma “profesyonelce” olduğu için karşı çıkamıyorsunuz ve ona uymak zorunda kalıyorsunuz. Böylece sizi profesyonellikle yönlendirmiş ve yönetmiş oluyorlar.   

 

Evet, câhiliyenin profesyonelliğini alt etmenin ilk başta yapılacak yollarından biri, orta-yolu seçmektir. En kötüyü istememek, kötüye ise sâdece geçici olarak tâlip olmak, fakat aşırılığa ve -sözde- en iyi olana aslâ tâlip olmamak, hattâ aşırılığa arzu bile duymamaktır. İşte moderniteyi ve câhiliyeyi ancak bu tavır bitirir. Zîrâ profesyonelliğin bir anlamı kalmaz o zaman. Herkes orta-yolu benimsese ve arzular olsa, o zaman profesyonel olmanın bir anlamı ve önemi kalmaz.

 

Unutmayın ki câhiliye ve cehâlet, dolayısı ile şirk, küfür, adâletsizlik, ahlâksızlık ve zulüm, profesyonellikten beslenmektedir. Lüksten beslenmektedir. İnsanları profesyonel olana arzu duyurmaktan beslenmektedir. Eğer profesyonelce olana arzu duyanlar olmasa, profesyonelce olana gerek kalmayacak ve profesyonellik bitecektir. Profesyonelce olmayınca da câhiliye çökecektir. Vasat ümmet olmanın önemi burada yatar.  

 

En doğrusunu sâdece Allah bilir.

 

Hârûn Görmüş

Kasım 2020

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder