“Ancak tevbe eden, îman
eden ve sâlih amellerde bulunup davranan başka; işte onların günahlarını Allah
iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. Kim tevbe eder
ve sâlih amellerde bulunursa, gerçekten o, tevbesi (ve kendisi) kabûl edilmiş
olarak Allah’a döner” (Furkân 70-71).
Âyette açıkça görüldüğü
gibi, bir günahın affı ancak tevbe edip sâlih ameller yapmak ve o günahı bir
daha işlememekle olur. Sonuçta Allah o günahı affettiği gibi, günahları
iyiliklere çevirir ki bunu bir-tek Allah yapabilir. Çünkü günahları ancak ve
sâdece Allah affedebilir.
Târih boyunca işlenen
günahların affı için çeşitli tevbe yöntemleri olmuştur. Yalvarıp-yakararak af
dileme, günahın kefâretini ödeme, bâzı sorumluluklar ve yükümlülükler alma,
hapis, Hristiyanlıkta olduğu gibi -bâtıl bir şekilde- bir din-adamına günahı
îtirâf edip bir miktar para yada maddî bir şeyi bağışlayarak günah çıkarma vs.
Modernizme gelinceye kadar, hak yada bâtıl şeklinde olsun, insanlar işledikleri
günahlardan dolayı içlerinde bir sıkıntı duymuşlar ve bu nedenle de en yüce
gördükleri varlığın huzûrunda tevbe ederek af dilemişler ve de bu uğurda
tevbenin yükümlülüklerini yerine getirerek günahlarını affettirmeye
çalışmışlardır. Zîrâ başka türlü iç-huzûrunu bulamıyorlardı, çünkü çok nâdir
istisnâlar dışında herkes aşkın bir hakîkate inandığı için rûhu günaha karşı
duyarlıydı.
Allah’ı, dîni, kitabı,
mâneviyatı ve dîni değerleri hesâba katmayan ve hattâ iptâl etmek isteyen modernizm
ile birlikte insanlar günaha karşı duyarlılığını kaybetti. Günah, çok sınırlı
şeyler için “günah” olarak görülmeye başlandı ve zamanla bu da azaldı gitti.
Zâten günahın affı da, aşkın bir hakîkate karşı olan sorumluluk şeklinde değil,
modern devlet kurumlarının kurallarına uymak ve modern zihniyeti benimseyip
kabûl etmek şeklinde gerçekleşiyor. Yâni günah “günah” olmaktan çıkarılıyor ve “suç”
gibi görülmeye başlanıyor. Suçun cezâsı ne ise günahın cezâsı da aynı oluyor
fakat her günah da suç olarak görülmüyor. Üstelik eğer maddî durumunuz,
kariyeriniz, makâmınız yada sırtınızı yaslayabilecek tanıdıklarınız var ise ve de
modern-seküler sisteme bağlıysanız, günahlarınız kolayca affediliyor, yâni
kolayca günah çıkarabiliyorsunuz modernizm sâyesinde. Fakat modernizme
karşıysanız, sistemi tehdit ediyorsanız, üstelik zengin değilseniz, bir
makâmınız yoksa ve yardım isteyecek birini de bulamıyorsanız, yandınız gitti.
İşlediğiniz en küçük bir günah ve suç için size yapmadıklarınız bırakmazlar.
Çünkü modernizm ile günah çıkarabilmek için, modernizme tam teslim olmanız ve ona
şirk koşmamanız gerekmektedir. Zîrâ modernizm kendine şirk koşulmasına zinhar
izin vermez ve bundan aslâ râzı olmaz.
Modernizmde bir suç işleyenlerin, “bir lâikiz,
demokratız, Atatürkçüyüz” yada, “şu kişinin tanıdığıyım” vs. diyerek suçtan kurtulmak
istemelerinin arkasında işte bu zihniyet yatar. Modernizmle birlikte “modernizm
ile günah çıkarmak” başlamıştır. Modernizmin yolunda gidince bir-çok günah “günah”
olmaktan çıktığı gibi ağır günahlar bile bir-şekilde affoluyor. Modernizme
bizzat bağlı olmak bunu sağlıyor. Zâten insanlık târihi, günahı kimin
bağışlayacağının ve kişinin ne şekilde affolunacağının çatışmasının târihidir.
Günahı sâdece Allah mı bağışlar, yoksa insanlar ve sistem de günahı
bağışlayabilir mi?.
Üzerlerine azap gelen
kavimlerin işledikleri günahların tümü ve daha fazlası şu-an modern dünyâda
modern insan tarafından hırsla ve yoğun olarak işlenen günahlardır. Fakat modernizm
günahların çoğunu iptâl ediyor ve “suç” adı altında kendi günahlarını ortaya koyuyor.
Bu günahları modern günah çıkarma şeklinde affedebiliyor. Mesele, Allah’ın
affedeceği günahları, modernizm ile çıkarmaktır. Tabi Dünyâ artık “parasını
verdikten sonra” her türlü günahın işlenmesinin serbest olduğu bir yer hâline
geldi. Meselâ Matild Manukyan, dînin ağır günahlarından bir olan zînâ günahını,
“vergi rekortmeni” olarak ödemiş ve günah çıkarmıştır. Seküler sistem onun
günahını yüksek vergi karşılığında affetmiştir. Modernizm sâyesinde günah çıkarmıştır
ve modern insana göre günahını affettirmiştir. Zâten modern günah çıkarma, sâdece
modern insanın nezdinde affolur. Yoksa, Allah’ın nezdinde günahın cezâsı ve
affının nasıl olduğu bellidir.
Modernizm ile günah çıkarmak,
modernizmi merkeze alarak, kişinin düşüncelerini, sözlerini ve davranışlarını
yâni tüm hayâtını modernizme uyarlayarak modernizme göre yaşamak” demektir. Böyle
yaşıyorsanız ve modernizm uğruna gerekli harcamaları yapıyorsanız ne günah
ilerseniz-işleyin günahınız
affolabiliyor. Vergi vererek yâni parayla, lâik-seküler-modern ülkelerde,
vergisi verilen günahlar (içki, kumar, zinâ, fâiz) “haram” olmaktan çıkar!.
Modernizm ile günah
çıkarabilmeniz için bâzen solcu, bâzen sağcı falan olmak, modern-bilime ve
teknolojiye taparcasına îman etmek ve “o ne diyorsa odur” demek, modern
ideolojileri kurtarıcı olarak görmek, bir zamanlar bulundukları konumdan reddi
mîras yapmak, İslâmcılıktan utanmak ve pişmân olmak, yaşadığı ülkeden başka
ülkelere kaçıp fitnesini ve kînini oralardan yaymak ve böylece can güvenliğini
ve kafa-konforunu -güyâ- sağlama almak, muhâfazakâr demokrat olmak ve Amerika-Avrupa
ne yapıyorsa ona göre düşünmek, konuşmak ve onların sistemini savunmak, İslâm’ın-Kur’ân’ın
temel emirlerine ve nehiylerine bile îtiraz etmek yada aşırı yorumla bunları
başkalaştırmaya çalışmak, kâfirleri müşrikleri zâlimleri ve şerefsizleri övmek
ve onlardan yana olmak popüler hâle gelmiştir. Modernizm ile günah çıkarmak bu
şekilde yapılır.
Partide, târikatta,
cemaatte, şirkette, bürokraside, medyada vs. yer bulamayınca kaçak-göçek
yerlerde, bir zamanlar eleştirdiği ve hattâ düşman olduğu yerlerde tükürdüğünü
yalamak, bir zamanlar canla-başla savunduğuna düşman olmak ve ağzına geleni
söylemekle günah çıkarıyorlar ki modernizm ile günah çıkarmak budur.
Modern müslümanlar modernizm
ile günah çıkarmaya çok hevesliler. Yeterli îman, dirâyet ve cesâretleri
olmayanların, dolayısı ile modern sisteme bir eleştiri, îtiraz ve isyânda
bulunamayanların sonu, “modernizm ile günah çıkarmak”tır.
Çoğu insan; Allah nurlarını
aldığı, heyecânlarını yitirdikleri, niyetlerinden ve hedeflerinden
vazgeçtikleri, samîmiyetlerini-gayretlerini kaybettikleri için, artık kıyıda-köşede-kenarda
etkisiz sözler söyleyerek modernizm ile günah çıkarmaktadırlar.
Modernizme sığındıkça ve yamandıkça
günah çıkardıklarını zannediyorlar. Modernizm hatırına namazı bırakıyor,
başörtüsünü çıkarıyorlar. Bunu modernizm hatırına yapınca günah çıkarmış oluyor
yada en azından günaha girmemiş oluyorlar. Başörtüsü takmayı bir türlü “hak”
olarak görmeyenler başörtüsünü çıkarmayı “hak” olarak görüyorlar ve bunu
modernizm adına savunuyorlar. Böylece modernizm ile vaftiz olmuş oluyorlar.
İnsanlık târihinin en büyük
yanlışı-günahı-felâketi, Liberâlizm ve Hümanizm adına “insanı sınırsızca
serbest bırakmak” olmuştur. Artık modern insan, günaha girmekten değil, günaha
girememekten korkan insandır. Çünkü günaha girmekten korkmamaktadır. Zîrâ istediği
zaman modernizm ile kolayca günah çıkarabilmektedir.
Fakat şu da var ki,
modernizm günahı gerçek anlamda çıkaramaz. Modernizm ile günah çıkarmak Allah
katında geçersizdir ve hiç-bir işe yaramaz. Zîrâ bir günahı, Allah’tan başka
affedebilecek olan yoktur. Bir günahın cezâsını da ancak yine O keser.
En doğrusunu sâdece Allah
bilir.
Hârûn Görmüş
Nisan 2022
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder