“De ki: ‘Duânız
olmasaydı, Rabbim size değer verir miydi?” (Furkân 77).
Duâ; Allah’a yalvarma, yakarış, niyaz, Allah’tan
hayır ve rahmet dilemek” anlamındadır.
İnsan “duâ eden varlık”tır. Bunu ya müslüman olarak; “Rabbinize yalvara-yalvara ve için-için duâ
edin. Şüphesiz O, haddi aşanları sevmez” (A’raf 55) şeklinde, yada lâik ve
seküler bir tarzda; “umarak”, “umma”, “umarım” deme şeklinde yapar. Yâni insan
sürekli olarak, arzu ettiği şeylerin olmasını arzular ve bunun için de ya
sesle, yada gönlünde geçirerek dilekte bulunur. Fakat insanlar bilgiyi, hayâtı,
yasaları tam anlamıyla kuşatamadığı için, hayra duâ ettiği gibi, şerre de duâ
eder ve yaptığı duânın, bir-zaman sonra tam tersi için duâ etmeye başlayabilir:
“İnsan hayra duâ ettiği gibi, şerre de duâ
eder. İnsan, pek acelecidir” (İsrâ) 11. İşte bu nedenle, insanın duâ
ederken kullanacağı en uygun cümle kanımca şudur: “Allah’ım!; hakîkati ancak Sen
bilirsin, bize en hayırlısını ver Rabbim”.
İşte ben de hayâtım boyunca duâ eden biri olarak buna
çok önem verdim ve duâlarımı bu merkezde yaptım. Bir diğer önem verdiğim konu
da, duânın sâdece kendi merkezimizde değil, tüm insanları kapsayacak şekilde
yapılmasıdır. Bu nedenle tüm mazlumları, zayıfları ve müslümanları da duâma
ortak ederek” yaptım duâmı. Yâni duâ, “ben”, “bana”, “beni” şeklinde değil de,
çoğul olarak; “biz”, “bizi”, “bize” şeklinde olmalıdır. Duânın bu şekilde yapıldığında
daha çok ve çabuk kabûl edildiğine inanmaktayım. Bu nedenle de özellikle
müslümanların “bencil duâlar”da bulunmaması gerektiği kanısındayım.
Hayâtım boyunca yaptığım duâmdaki bâzı sözler ve cümleler
zamanla değişse de genel anlamda aynı duâdır ve ben bu duâyı yazıya da dökmek
istedim. Yaptığım duâ ve yakarıştaki bâzı cümleler “kendime has” olduğu için
yazıya dökmedim. Yaptığım yakarış ve duâm genel anlamda şu şekildedir:
Euzübillâhimineşşeytânirracim,
Bismillâhirrahmânirrahim. Elhamdulillâhi rabbil âlemîn es-salâtü vesselâmü
alâ resûlinâ Muhammedin
ve alâ âlihî ve sahbihî ecmaîn.
Allah’ım!; Şüphesiz Sen her-şeye kâdirsin. Helâl
yoldan her-şeyin en hayırlısını ver bize. Duâlarımızı kabûl et, günahlarımızı-kusurlarımızı
affet. Annemi, Babamı, kardeşlerimi, eşimi, çocuklarımı, âilemin diğer
üyelerini, eşimin âilesini, akrâbalarımı, dostlarımı, arkadaşlarımı, komşularımı,
Dünyâ’nın her yerindeki mazlumları, mâsumları, hayrave duâya lâyık olanları ve
beni, maddî-mânevî hastalıklardan, kötülüklerden, kazâdan belâdan koru, şifâlar
nasip eyle. Bizi bildiğimiz-bilmediğimiz musîbetlerden ve hastalıklardan koru,
hastalıklarımıza şifâ ver ve tekrâr etmesini önle. Hayâtımız boyunca sağlıklı,
mutlu, huzurlu, îmanlı uzun ömürler nasip eyle.
Allah’ım!; Bizi hırsızdan, arsızdan, kazâdan, belâdan,
kavgadan, doğal âfetlerden (yangın, sel, deprem) ve doğal olmayan âfetlerden-kötülüklerden;
(trafik ve iş kazâları, her türlü zehirlenme, boğulma, düşme) koru, akıl ver,
zekâ ver, işlerimizde başarılı olmayı nasip et. Kullandığımız her türlü
araçları kazâsız-belâsız kullanmayı nasip et. Allah’ım!; hepimize, temel
ihtiyaçlarımız olan ev (barınma) araba (taşıt) iş ve eş nasip et. Bunların
hayırlı olmasını nasip eyle. İhtiraslarımızı ihtiyâcımız kılma!. Âilemizle,
yakınlarımızla, eşimizle, dostlarımızla, arkadaşlarımızla, müslümanlarla ve
mazlumlarla iyi geçinmeyi nasip et, iletişimimizin kopmamasını nasip eyle Allah’ım!.
Allah’ım!; Seni hissetmeyi, Sana îman etmeyi, Sana
iyi ve hakkıyla bir kul olmayı nasip et. Peygamberimizi tanımayı, o’nun “güzel
örnekliği”ne uymayı ve ona iyi bir ümmet olmayı nasip eyle. Kur’ân’ı okumada,
öğrenmede, idrâk etmede, uygulamada, anlatmada ve yazmada en doğrusunu yapmayı
nasip et. Nice kitaplar, yazılar, okumalar, arkadaşlar ve yeni fikirler ve düşünceler
nasip et, yeni idrakler edinmeyi nasip eyle.
Allah’ım!; İlmimizi, sabrımızı ahlâkımız arttır,
kaldıramayacağımız yükler yükleme!. Bize ekonomiyi fazla düşündürtme, geçimi
fazla dert etmemeyi nasip et, bize kerîm dertler ver ve küçük önemsiz dertleri
dert edinmekten uzak tut. Hayırda önde gidenlerin (sâbikûn) arasına kat,
dosdoğru yoldan ayırma!. Sâlih ameller nasip et ve sâlihlerin arasına kat. Değiştirebileceğimiz
şeyler için güç, değiştiremeyeceğimiz şeyler için sabır ver, aradaki farkı
anlamak için akıl ver. Her türlü hayra muhtâcız Allah’ım!, bize “hesapsız
rızıklar” nasip eyle, hâlimiz arzu-hâlimizdir Allah’ım.
Allah’ım!; Müslümanları ve mazlumları zâlimlerin
elinden kurtar, müslümanların içinden bir lîder öncülüğünde “emr-i bil mâruf ve
nehyi anil münker” yapan bir topluluk çıkar, bu topluluk vesilesiyle Müslümanlar,
mazlumlar ve mâsumlar, Dünyâ’nın nesneleri olmaktan kurtulup Dünyâ’nın özneleri
hâline gelsinler. Hak ve hakîkat, adâlet ve eşitlik sarsın ve kuşatsın
Dünyâ’yı, senin sözün-dînin Dünyâ’ya hâkim olsun. Böylece
zulümler-mazlûmiyetler bitsin ve Dünyâ “cennetin bir şûbesi”, “dârus-selam”
olsun. Asr-ı Saadet süreci yeniden başlasın ve kıyâmete, “son saat”e kadar devâm
etsin Allah’ım!.
Rabbim!; ilmimizi arttır, bizi cehâletten kurtar,
sapık yollardan ve her türlü sapıklıktan ve fahşâdan uzak tut. Nefsimize hâkim
olacak bir irâde nasip et. Bize Dünyâ’da da iyilik ver âhirette de iyilik ver.
Bizi modern zamanların fitnelerinden, saptırıcılarından ve sapıklılarından uzak
tut. Açları-susuzları, çıplakları, evsizleri, mazlumları kurtar. Bize ciddiyet,
azim, gayret, sabır, izzet, haysiyet ve fıtrata uygun davranışlar nasip et.
Bizi “şükreden kullar” kıl. Allah’ım!; duâlarımızı-yakarışlarımızı kabûl et. Bizi
en nihâyetinde cennetinde buluştur Allah’ım!.
“Biz
yalnızca Sana ibâdet eder ve yalnızca Sen’den yardım dileriz” (Fâtiha 5).
“Eşhedu
en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden âbduhu ve Resûluhu”…
En doğrusunu sâdece Allah bilir.
Hârûn Görmüş
Eylül
2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder