13 Temmuz 2024 Cumartesi

Laçkalaşmak

 

“Tevbe; ne, kötülükleri yapıp-edip de onlardan birine ölüm çatınca: ‘Ben şimdi gerçekten tevbe ettim’ diyenler, ne de kâfir olarak ölenler için değil. Böyleleri için acı bir azab hazırlamışızdır” (Nîsâ 18).

 

Laçka: “Gemi halatının gevşetilerek boşa bırakılması. Düzeni bozulmuş, verimsiz duruma gelmiş, gevşemiş” anlamlarındadır. Venedikçede lasca; “bırak, gevşet” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Venedikçe lascar “bırakmak, gevşetmek” fiilinden türetilmiştir.

 

İnsan bir konuda ne kadar gevşer ve yavşarsa o kadar laçkalaşır. İnsanlık-târihi, işte şeytan, nefs ve tâğutların fısıldamaları ve yönlendirmeleri nedeniyle insanların laçkalaşarak adâletten, eşitlikten, haktan, hakîkatten, ahlâktan koparak Dünyâ’yı zulmün doldurmasına karşı, Allah’ın, insanlar içinden ahlâk-timsâli birini seçerek ona vahyetmesi ve böylece her-şeyi rayına oturtarak adâleti, eşitliği, hakkı, hakîkati, ahlâkı ve tevhidi yeniden ikâme etmesinin ve etmeye çalışmasının mücâdelesi ve savaşımının târihidir.

 

İnsanlık-târihi boyunca laçkalaşmanın çok fazlalaştığı zamanlar olmuştur, fakat târih boyunca insanın ve dolayısıyla her-şeyin modernizm târihi boyunca bu kadar laçkalaştığı görülmemiştir. Öyle ki, laçkalığa övgüler dizilmekte ve herkes laçkalaşmak istemektedir. Zîrâ haz, zevk, neşe, konfor ve eğlence en zirvesini ancak laçkalaşmış bir hayat ve ortam içinde görebilmektedir. İşte Allah’tan, âhiretten, gaybtan, vahiyden, peygamberden ve kitaptan koparak insanı, aklı, maddeyi, eşyâyı vs. ölçü alan ve merkeze koyan modernizm; insanlık târihinin en ağır ve yoğun laçkalaşmasının yaşandığı bir dönem  ve süreçtir. Kanımca modernizm de sünnetullah gereği bir zaman gelip de yok olduğunda ve insanlar modernizmin ne  boktan ve lânet bir şey olduğunu açıkça görünce, modernizme kapılanlara ve hattâ ona övgüler düzenlere hayret edecek ve onlara küfredecektir.    

 

Modern insan; farklı ve dünyevîliğe yönelik olarak bambaşka bir yorumun sonucunda “dinden uzaklaşarak ve koparak laçkalaşmaya başlamıştır. Bu laçkalaşma farklı yeme-içe, giyme-gezme, düşünme, konuşma, yazma ve yaşama-tarzları getirmiş, bu yaşam-tarzı ise laçkalaşmayı iyice arttırmıştır. Telsiz ve fotoğraf makinesi ile başlayan duyma, görme ve gösterme isteği, daha sonra televizyon, video, telefon, bilgisayar, cep telefonu, internet, sosyâl medya ile yoldan çıkmış ve laçkalığın zirvesine oturmuştur.

 

Yine; çekirdek âileler, apartman hayâtı, lüks, isrâf, ihtiyaç sanılan ihtiraslar, sapkın ve sapık arzular, gelir düzeyi arasındaki aşırı farklılıklar, modern-beşerî Allahsız ideoloji, felsefe, düşünce, yönetim-şekilleri ve yaşam-tarzları laçkalaşmanın dibini bulmuştur. Öyle bir hâle gelinmiştir ki, laçkalaşamıyorum diye kafayı yiyenler var. Laçkalaşma artık güpe-gündüz, âyan-beyan ve ulu-orta yapılmaktadır ve izlenmektedir.      

 

Laçkalaşma o dereceye varmıştır ki artık LGBT ayıplanmıyor, ulu-orta sesini yükselterek herkese ve her-şeye meydan okumaktadır. Bozuk âile yapısı buna yol açmakta ve yol vermektedir. Eşcinsellik, bozuk âile yapısından kaynaklanır. Eşcinselliğin artması, modern âilenin laçkalaşmasının bir sonucudur. Bilindiği gibi modern âileler “anne işe, baba işe, çocuk kreşe-okula ve sonra da kendi başına kalma” şeklinde bir hayat yaşamaktadırlar. Bahsettiğimiz çirkinliğin ve sapıklığın başlaması ve yaygınlaşmasının nedeni budur. Eşcinselliğin artması, modern âilenin seküler-modernite nedeniyle ahlâken bozulması ve laçkalaşmasının bir sonucudur. Âile bozulunca ve dağılınca, âilenin sevgisinden ve denetiminden uzak kalan bireyde her türlü sapkınlığa meyil başlaması ve kısa zamanda da bu yola sürüklenmesi çok olasıdır. Kişi, bu işi yapan kişilerle arkadaş olmuşsa, artık o sapkın yollardan birine girmek nerdeyse kaçınılmaz olmaktadır.

 

Okullardaki durum da vahimdir. Öğretmen-öğrenci ilişkileri laçkalaşmış, saygı-sevgi yok olmuştur. Okullar sigara, içki ve uyuşturucu maddelerinin başlama yeri, modanın tâkip-merkezleri hâline gelmişlerdir. Aynı-yaşta 1.000-1.500 kızlı-erkekli öğrencinin olduğu bir ortamda başarıya-ahlâka-İslâm’a-îzâna aykırı ne varsa görülebilmektedir. Meselâ eskiden okula sigaranın sokulması bile gündem olabilirken, şimdilerde öğrenciler sigaralarını teneffüslerde okul-bahçesinde, öğretmenlerinin karşısında bacak-bacak üstüne atarak içebiliyorlar ve her-hangi bir rahatsızlık da duymuyorlar. Öğretmenler bu-durumda öğretmekten çok, maaş-sigorta-emeklilik gibi düşüncelerle işlerini yapıyorlar.

 

Sigara, içki, esrar, kumar, zinâ, fâiz, hırsızlık, yolsuzluk, vicdansızlık, merhâmetsizlik, ahlâksızlık ve her türlü şerefsizlik laçkalaşmanın sonucudur. “Muâsır medeniyet seviyesine çıkma” hayâli ve ihtirâsının sonucunda Allah’tan, âhirette, dinden, îmandan ve ahlâktan uzaklaşan Türk insanı, sonuçta sünnetullah gereğince laçkalaşmaya uğramış ve gelinen  yer îtibârıyla batı laçkalaşmasını bile geride bırakmaktadır. 

 

Tüm bu ağır laçkalaşma durumu, Kur’ân ve Sünnet-merkezli İslâmî yaşam-tarzından uzaklaşmanın ve kopmanın bir sonucudur. Yaratanı hesâba katmayan yaratılmışlar, Yaratan tarafından “laçkalaşmayla” cezâlandırılmaktadırlar ki bunun bir de âhiretteki ağır pişmanlığı olacaktır.

 

Peygamberimiz’den sonra günümüzdeki kadar olmasa da, mezhep, meşrep, tasavvuf, kelam, felsefe, cemaat, târikat, parti, hizip, grup, gavs, kutup ve evliyâ denilenler, önderler, lîderler, medyatik hocalar vs. Peygamberimiz zamânındaki  İslâmiliği ve insâniliği sağlayamamışlar ve üstelik çoğu, laçkalaşmaya neden olmuştur-olmaktadır.

 

Günümüzde ise, şirke, küfre ve münâfıklığa varan yanlışlıklara kapılıyorlar; meselâ “İslâm’ı demokrasi üzerinden ortaya koymak ve güyâ modern yaşam-tarzına uydurmak. Târihselci ve modernist düşünce, Allah’ın sapasağlam âyetlerini süpürüp atabiliyor ve insanları saçma-sapan düşüncelere ve davranışlara yöneltiyorlar. Bu da laçkalaşmaya neden oluyor ki günümüzde artan laçkalaşmanın bir nedeni de budur. Kur’ân ve Sünnet yerine, lâik, seküler, demokratik, kapitâlist, liberâl, komünist, sosyâlist, feminist vs. ne kadar modern olan sapıklık ve sapkınlık varsa onları övüyorlar. Bunlar, ağır laçkalaşmalara neden olan büyük tâvizlerdir ve bu tâviz diğer tâvizlerin de verilmesine neden olacak ve kişiyi gün geçtikçe daha fazla laçkalaştıracaktır-laçkalaştırıyor. Peygamberimiz bu nedenle müşriklere hiç-bir tâviz vermeyerek meşhur; “Bir elime Güneş’i, diğer elime Ay’ı verseniz dâvamdan vazgeçmem ve sizin önerilerinize uymam” sözünü söylemiştir.

 

Türkiye’de ve de müslüman coğrafyasında 30-40 senedir “Kur’ân’ı anlayarak okuma” çalışmaları yapılıyor “sâdece Kur’ân”, “bize Kur’ân yeter” vs. sözleriyle Kur’ân kâlplere, zihinlere, dört duvar arasına, vicdanlara, zihinlere ve masa-başına hapsediliyor. Tabi sonuçta ne bir yaraya merhem oluyor ne de insanların laçkalaşmasını önlüyor. Kur’ân’ı bu şekilde okuyup-okuyup araştırmak ve türlü şekillerde yazıya dökmek pek de bir işe yaramıyor. Çünkü Kur’ân “sâdece okumak” için değil, okunup idrâk edildikten sonra hayâtın tam ortasında okunak ve yaşanarak hayâta hakim kılınmak için indirilmiştir. Böyle olmadığı için Kur’ân dertlere dermân olmuyor, olmaz da. Amele-eyleme dökmedikten sonra 1 trilyon insan 1 trilyon yıl boyunca masa-başında sürekli olarak Kur’ân okusa yine de laçkalaşmanın da zulmün de önüne geçilemez. Zâten bunun böyle olduğu ortadadır ve  geldiğimiz yer îtibârıyla hem genel Dünyâ müslümanlarının ahlâkî durumu yerlerde gezmekte ve çok olumsuz olarak ortada durmakta, hem de müslümanlar bu yolla iyiliğe ve hakka ulaşamadıkları ve ulaşamayacakları için laytlaşma, gevşeme, yavşama ve laçkalaşma her tarafı kuşatıyor. Meselâ  o kadar sözde müslüman ülke ve müslüman insan, Gazze için hiç-bir şey yapamamakta ve yapmamaktadır. Çünkü târihte hiç olmadığı kadar ağır ve yoğun bir laçkalaşma yaşanmaktadır.

 

Laçkalaşmanın önü öyle dünyevî, beşerî, insânî, aklî, maddî vs. şeylerle falan alınamaz. Laçkalaşma ancak ve ancak, Allah’a sağlam bir îmâna ve güvene, âhiret bilinci ve endişesine, Kur’ân’ın bilincine ve Sünnet örnekliğine geri dönülerek azaltılabilir ve yok edilebilir ki bu da büyük vazgeçişler ister. Zâten bunun başka hiç-bir yolu yoktur.

 

En doğrusunu sâdece Allah bilir.

 

Hârûn Görmüş

Temmuz 2024

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder