1 Temmuz 2024 Pazartesi

Cezâyı İzlemek

 

Onlar cennetlerdedirler; birbirlerine sorarlar. Suçlu-günahkârları; ‘Sizi şu cehenneme sürükleyip-iten nedir?’. Onlar: Biz namaz kılanlardan değildik’ dediler. Yoksula yedirmezdik. (Bâtıla ve tutkulara) dalıp gidenlerle biz de dalar giderdik. Din (hesap ve cezâ) gününü yalan sayıyorduk. Sonunda yakîn (kesin bir gerçek olan ölüm) gelip bize çattı” (Müddesir 40-47).

 

Allah’ın bize verdiği cezâlar, bizim kendi yaptıklarımızın bir sonucu olarak “sünnetullahın işlemesiyle” başımıza gelir. İnsan başına gelen bâzı cezâların farkına varmayabilir hattâ bâzı cezâlar ona ödül gibi bile görünebilir. Hâlbuki o bir cezâdır ve bunu kişinin kendisi de uzak vâdede görebilse de yakın vâdede herkes göremez.

 

Aslında Dünyâ ve âhiret hayâtı, bir cezâ ve ödül izleme mekânlardır. İnsanlar Dünyâ’da yaptıklarının cezâsını yada ödülünü hem Dünyâ’da hem de âhirette izleyeceklerdir. Baştaki âyet, cehennemdekilerin çektiği cezâyı izleyenlerin, cezânın sebebini sormasından bahseder. Âhirette cezâyı izlemek mümkün olduğu gibi, Dünyâ’daki cezâyı izlemek de mümkündür. İnsanların çok azı ödüllendirilirken, çoğu ise cezâlandırılmaktadır. Bu bâzen de Dünyâ ile cezâlandırma şeklindedir.    

 

Dünyâ-hayâtını âhirete tercih etmek günah ve suçtur. Bu suçun bir cezâsı vardır ve bu suçun cezâsı bizzat o şeyin kendisidir. Yâni âhirete rağmen Dünyâ’yı tercih etmek bizzat bir cezâdır. Âhiret-merkezli yaşamayanlar, “Dünyâ ile cezâ”landırılırlar. “Dünyâ ile cezâlandırılma” durumu görebilenler için çok nettir.

 

Allah, İslâm’ı istemeyenleri İslâm’sız bırakarak cezâlandırır. Allah’ı hesâba katmayanlar, Allah’ın cezâsını da hesâba katmamaktadırlar. Sonra da “bu başımıza nereden/neden geldi” derler. “Allah’ı hesâba katmadığınız için” geldi.

 

Bâzı günahların cezâsı daha Dünyâ’da iken ödenmeye başlanır. Meselâ fâizle para alanlar, fâiz ödemekle cezâlandırılırlar. Günah aynı-zamanda bir cezâdır.

 

Modernizm bir cezâdır. Modernizm, “tevhidî” terk-etmenin bir cezâsıdır. Modernizm, işlerini savsaklayan müslümanlara Allah’ın bir cezâsı olmaktadır ve bu cezâyı herkes izlemektedir.

 

Allah’ın râzı olduğu düşünce, söylem, eylem ve davranışlar hâricindeki her-şey sapkınlığın bir sonucu olarak yaşanan cezâlardır. Dîni, hayattan uzaklaştırıp vicdâna hapsedenler, “bir cezâ olarak” mutlakâ sapıtırlar. Eğer Dünyâ-hayatına vahiy hâkim değilse ve her-şey vahye göre olmuyorsa, insanların başlarına gelecek olan  cezâları izlemekten başka yapacak bir şeyi yoktur.

 

“İslâm’da günah işleme özgürlüğü vardır” diyenlere şunu söyleyelim ki, Dünyâ’da ve âhirette o günaha cezâ kesmek de vardır.

 

Şirk, aynı-zamanda bir cezâdır. Şirkin hem kendisi bir cezâdır hem de “affedilmeyecek tek günah” olan şirke düşenler ağır bir cezâya çarptırılır.

 

Âlemlerin rabbi olan Allah’ın dînine göre yaşamamanın cezâsı ve bedeli, “kendilerini ilah etmiş olanlar”ın, arzularına göre aldıkları kararlara göre yaşamaktır. Modern insan işte bunun Dünyâ’daki cezâsını çekmektedir.

 

Doğu’da ve İslâm ülkelerinde savaştan kaynaklanan “zulüm nedeniyle” babasız kalan çocukların “bir cezâ olarak” karşılığı; batı’daki, “evlilik-dışı” doğumdan dolayı yâni “ahlâksızlık nedeniyle” babasız olan çocuklardır. Bu cezâ herkesin gözünün önündedir. Lâkin ibret alanlar çok azdır.

 

3. Dünyâ Savaşı, “Allah’ın bir cezâsı” olacak. 3. Dünyâ Savaşı’nda biz nice günahları ve günahlara verilen cezâları izleyeceğiz.

 

Allah, “yüce dertler” ile dertlenmeyenleri, “küçük ve önemsiz dertler” ile cezâlandırır. Bakıldığında görülen şey, insanların önemsiz ve küçük şeyleri nasıl dert edip kafaya taktıklarıdır. Bu çok yoğun yaşanan ve izlenen bir cezâ-şeklidir.

 

Teknolojik günahların cezâsı daha Dünyâ’da başlar. Teknoloji herkes tarafından bir kolaylık ve rahatlık olarak görülse de, kolaylıklarından daha çok zorlukları vardı. Teknoloji bizim cezâmız olmaya başlamıştır ve üstelik bu cezâ günde-güne ağırlaşmaktadır. 

 

Zamânında “dinde recm yoktur” diyenler, şimdi de zinânın cezâsı olarak “îdam” istiyor. Çünkü cezâ görülmek istenir. Çünkü mağdurun kâlbi ancak bu şekilde teselli bulabilir. Şu da var ki cezâyı izlemek caydırıcıdır ve suçu-günahı azaltır.

 

Bir günahın Dünyâ’daki cezâsı, “daha fazla günah”tır. Modern dünyâ, günaha bakmadan ve basmadan yaşanamayacak bir yer hâline gelmiştir. Hattâ günah işlemeyenler ötelenmekte ve aşağılanmaktadır. İşte bu durum hem günah hem de bir cezâdır. Kimileri günah işlerken aynı-zamanda cezâda görmektedirler. Günah işlemenin bizzat kendisi bir cezâdır. Allah insanları günah işlemekle cezâlandırır. Günah işlemeye çok düşkün olan ve hattâ günah işlemeden duramayan modern insan cezâlar içinde boğulmaktadır ve bir-çok kişi de bu cezâyı izlemektedir.  

 

Allah’ın sistemi bellidir. Ödülü hak edenleri Dünyâ’da ve âhirette ödüllendirirken, cezâyı hak edenleri de Dünyâ’da ve âhirette cezâlandırır. Fakat âhiretteki cezâ çok daha ağırdır:

 

“Göklerde ve yerde olanlar Allah’ındır; öyle ki, kötülükte bulunanları, yaptıkları dolayısıyla cezâlandırır, güzel davranışta bulunanları da daha güzeliyle ödüllendirir” (Necm 31).

 

Kim bir kötülükle gelirse, artık onlar da ateşe yüzükoyun atılır (ve onlara:) ‘Yaptıklarınızdan başkasıyla mı cezâlandırılıyorsunuz?’ (denir)” (Neml 90).

 

Adâletsizliğe, eşitsizliğe, haksızlığa, ahlâksızlığa, şirke, küfre ve zulme eleştiri getirmeyenler, îtirâz etmeyenler ve isyân yükseltmeyenler “nisyân” ile cezâlandırılırlar. Günümüzde Dünyâ çok ağır bir şekilde nisyân ile cezâlandırılmaktadır. Modern insan ne de çabuk unutmaktadır. Üstelik bunun bir de âhirette karşılığı olacaktır. Çünkü kıyâm etmeyenler, “kıyâmet” ile cezâlandırılırlar.

 

Cezâyı izlemenin kendisi de bir cezâ olabilir. Günaha ses çıkarmayanlara verilen bir cezâ izleme cezâsı. Bu bir-çok kişi için ağır bir cezâdır. 

 

Biz, inandığımız gibi yaşamadığımız için, yaşadığımız gibi inanmakla cezâlandırılıyoruz. Bu cezâ insanlık târihindeki hiç şaşmayan ve tüm zamanlarda ve mekânlarda geçerli olan bir cezâdır.

 

İnsanlık târihindeki en büyük kırılma, en büyük umursamazlık ve vurdum-duymazlık, en yoğun ilgisizliğin sonucu olarak artık bize düşen şey, Allah’ın bizi yapmamız gerekip de yapmadıklarımız şeylerden dolayı cezâlandırmasını izlemekten başka bir şey değildir.

 

En doğrusunu sâdece Allah bilir.

 

Hârûn Görmüş

Temmuz 2024

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder