1 Temmuz 2024 Pazartesi

Allah’ın İpine Tutunmak


“Hepiniz Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah’ın üzerinizdeki nîmetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idîniz. O, kâlplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O’nun nîmetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidâyete erersiniz diye, Allah, size âyetlerini böyle açıklar” (Âl-i İmran 103).

 

Bu dünyâda insan tekinin ve toplumların tutunabileceği en sağlam ip “Allah’ın ipi”dir. Allah’ın ipine tutunan insanlar ve toplumlar yanlış yola gitmekten, savrulmaktan ve dağılmaktan güvende olurlar. Allah’a tutunmak, “Allah’ın ipi”ne tutunmakla olur. Peki Allah’ın ipi nedir?.

 

Allah’ın ipi, O’nun tüm varlığı yarattığı ve yaşattığı sistemin adıdır. O sistemin adı İslâm’dır ve kâinat çapında “sünnetullah ipi” olarak, insan çapında ise “Kur’ân ve Sünnet ipi” olarak belirmektedir. Tüm kâinat o sisteme yâni sünnetullah ipine mutlak anlamda uyarak muhteşem döngüsünü sürdürmekte ve dağılmadan ve savrulmadan korunmaktadır.

 

Kâinatta insandan başka Allah’ın ipine tutunmayan hiç-bir varlık yoktur. Bu nedenledir ki tüm varlık o muhteşem yaratılışını ve işleyişini hiç şaşmadan devâm ettirmekte ve sürdürmektedir. Aksi-hâlde kaos kaçınılmaz olurdu ve her-şey birbirine girerek yada dağılıp giderek bozulurdu ve savrulup giderlerdi. Aynen insanların savrulup gittiği gibi.

 

 Aslında insanın fizîkî yapısı da Allah’ın ipini tutunmuş durumdadır. İnsanın fizîkî varlığını en güzel sûrette sürdürebilmesinin nedeni Allah’ın ipini tuttuğundan dolayıdır. Zâten başka bir çâresi de yoktur. Lâkin insan, cüz’i irâdesine, aklına, mantığına dayanarak ve fizîkî özeliklerini öne sürerek kendi arasındaki özellikle sosyâl, kültürel, âilevî, ekonomik, ticârî, hukûkî, kânûnî, askerî ve siyâsi alanlarda işe Allah’ı karıştırmamakta yâni Allah’ın ipine tutunmamaktadır. Böyle olunca da “ipsiz” edemeyeceği için mecbûren şeytanın, nefsin ve tâğutların çürük iplerine tutunarak ipsiz-sapsız gezmektedir.    

 

Mü’minlerin hedefi, “Allah’ın ipi” ile “hârika bir kumaş dokumak”tır. İnsan, Allah’ın ipini satır-satır okuyarak ve nakış-nakış dokuyarak, göklerde olduğu gibi yeryüzünde de Allah’ın ipi olan İslâm’ı tüm Dünyâ’ya ve hayâtın her alanına hâkim kılmakla mükelleftir. Zâten aynen göklerdeki gibi şaşmaz bir düzenin Dünyâ’da da kurulabilmesinin başka da bir yolu yoktur. İnsanın Dünyâ’da düzeni, nizâmı, adâleti, eşitliği, hakkı, hakîkati, ahlâkı, sevgiyi, merhâmeti, vicdânı, iyiliği sağlayamamasının nedeni, Allah’ın ipine tutunmaması ve onun yerine şeytanın, nefsin ve tâğutların haz, hız, zevk, neşe, eğlence ve konfor veren çürük iplerine tutunarak savrulup gitmesidir. Allah’ın ipine yâni Kur’ân ve Sünnet’e tutunamayanlar, ömürlerini “bir çürük ipliğe hülyâ dizmek”le geçirmektedirler.  

 

Allah’ın ipi yerine, -güyâ- daha üstün görülen insan, akıl, doğa, madde, modern-bilim ve teknoloji ipine sarılan insan, târih boyunca hiç yaşamadığı kötülüklere, zorluklara, acılara, zulümlere, çirkefliklere ve şerefsizliklere uğramasına rağmen yine de parmağına çalınan bir parça bal yüzünden bu duruma katlanmakta ve Allah’ın ipini tamâmen bırakarak “sağlam ip” zannettiği zehirli yılanlara sarılmaktadır. Teoman Duralı, Allah’ın ipi yerine başka iplere tutunmanın sonuçları hakkında şunları söyler:

 

“Allah’ın ipini salıverip kendini insan dimâğının ürünü yapılara bağlayan Avrupalının bu tercihinin semeresine 1600’lerden 2000’e değin ezici ağırlığıyla tanık olduk. Şerrin ne olduğunu, ana-örneğini bahsi geçen sürede gördük. Anılan dönemin doruğunu 20. yüzyıl oluşturmuştur. Cinâyete kurban giden insan sayısının müthişliğini bir yana bırakalım. Esâs, makineleşmiş cinâyetin dehşetine bakalım. Allah’a uzanan ‘kablo’nun kesilmesiyle akıl, tam bir cânî kesilmiştir”.

 

Çünkü Allah’ın ipini tutmayan ibneler mecbûren şeytanın, nefsin ve tâğutların, günümüzde rengârenk, desenli ve çok çeşitli iplerini tutmak ve hattâ o ipleri boyunlarına kadar doladıkları için az ve zor nefes alarak yaşamak ve sonunda da boğulup gitmek zorunda kalırlar.

 

O-hâlde, ibneliği bırakın da Allah’ın ipine tekrar tutunun. Yoksa tutunacak bir şey bulmazsınız da cehennemin dibini boylarsınız.

 

En doğrusunu sâdece Allah bilir.

 

Hârûn Görmüş

Temmuz 2024

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder