8 Temmuz 2024 Pazartesi

İhtiyaçlar ve İhtiraslar

 

“Ve sana neyi infâk edeceklerini sorarlar. De ki: ‘İhtiyaçtan artakalanı’. Böylece Allah, size âyetlerini açıklar; umulur ki düşünürsünüz” (Bakara 219).

 

“Andolsun, onları hayâta karşı (diğer) insanlardan ve şirk koşanlardan (bile) daha ihtiraslı bulursun. (Onlardan) her-biri bin yıl yaşatılsın ister; oysa bunca yaşaması onu azaptan kurtarmaz. Allah, onların yapmakta olduklarını görendir” (Bakara 96).

 

İhtiyaç ile ihtiras arasındaki en büyük ve belirgin fark, “sınır”dır. İhtiyaçlar sınırlı, ihtiraslar ise sınırsızdır. İşte şeytan, nefs ve de tâğutlar insanları ayartıp kandırmak ve sonunda da maddî ve mânevî olarak sömürmek için ihtirasları kullanırlar. Modern kapitâlist, endüstriyel teknolojik sistemi ayakta tutan şey ihtiraslardır. Çünkü bunlar gerçek ihtiyaçlardan çok daha ziyâde ihtiraslar üretirler.

 

Gerçek ihtiyaç olan şeylere karşı istek ve özlem duyulur ama ihtiras duyulmaz. Çünkü gerçek ihtiyaçlar doyurucu, iknâ ve tatmin edicidir. İhtiraslar ise, sûnî, sanal ve yapay olan şeylerde olur ve bunların insanı iknâ ve tatmin etmesi mümkün değildir. Çünkü doğal, normâl ve gerçek ihtiyaçlar mîdeye, rûha ve beyne yönelikken, ihtiraslar ise nefse yöneliktir. Nefs ise doymak bilmez de sürekli olarak daha fazlasını ister. İşte bu nedenle ihtiraslar nefse yönelik olarak insan haz, zevk, neşe, konfor, eğlence vermek üzerine kurulur.   

 

İnsanlar târih boyunca şeytan, nefs ve tâğutlar tarafından “arzularından ve ihtiraslarından” yakalanmışlar ve vurulmuşlardır. Kapitâlist sistem önce “sûni ihtiyaçlar” üretir, sonra da o sözde ihtiyaçlara uygun üretimler yapar. En sonunda da sûnî ihtirasları “temel ihtiyaç” hâline gelmeye başlar. Modernizm, bir “ihtiyaç ve ihtiras ortaya çıkarma uygarlığı”dır.

 

Modern insan, ihtirasları tarafından kuşatılmış durumdadır. Öyle ki ihtirasların kölesi hâline getirilmiştir-gelmiştir. Fakat bilinmelidir ki en ağır kölelik, “ihtirasların kölesi” olmaktır.

 

İhtiraslar arttıkça ihtiyaçlar fazlalaşır. Fakat o ihtiyaç zannedilen şeyler gerçek ihtiyaçlar değildir ve sâdece ihtiraslardır. Gerçek ihtiyaçlar insana zarar vermezken, ihtiraslar maddî ve mânevî anlamda insana zarar verir. Meselâ gerçek olmayan ihtiyaçlar yâni ihtiraslar insanı yozlaştırır. Ne kadar çok şeye ihtiras duyarsanız o kadar çok yozlaşırsınız. Modern dünyânın hâl-i pür melâli ihtirasları tarafından kuşatılmış ve hapsedilmiş olmasından dolayıdır.

 

İnsan en çok neye ihtiyaç duyarsa, en çok o şey için çabalar. İnsanlar ikiye ayrılır: 1-Bedeninin ihtiyaçlarını öne alanlar; 2-Rûhunun ihtiyaçlarını öne alanlar. Rûhunun ihtiyaçlarını es geçip bedenin ihtiyaçlarının peşinden gidenler için o ihtiyaçlar bir süre sonra ihtiras hâline gelir. Bu durum ruhtan kopmanın ve bedenin kölesi olmanın yolunu açar. Rûhun ihtiyaçlarını karşılamak ise insanı gerçek bir insan yapar. Zîrâ insan sâdece bedenden ibâret bir varlık değildir. İnsan ancak bedenin ve rûhun ihtiyaçlarını birlikte karşıladığında gerçek tatmine ve mutluluğa erebilir. 

 

İnsanlar ihtiyaçların yâni gerçek ihtiyaçların peşinde koşarken de başına bâzı musîbetler gelebilir ve sorunlar çıkabilir. Lâkin ihtiyaçlar doğal olduğu için bu sorunlar ve meseleler “doğal” olacaktır, .çünkü gerçek ihtiyaçlar “kışkırtılmış” yâni “ihtiras” olmadığı için sorunlar ve meseleler de kışkırtılmış olmayacaktır. Fakat bir kışkırtılma durumu olan ihtirasların peşinden “mecbûren hırsla” gidince insanın karşısına kışkırtılmış büyük sorular, sorunlar ve dertler çıkacaktır. İnsan, doğal olmayan bu sorunların üstesinden gelemez. Günümüzde sürekli olarak her alanda yaşanan bozulmanın nedeni, ihtirasların peşinden hırsla koşmanın sonunda ortaya çıkan bu kışkırtılmış sorunlarla baş edememek ve sorunların ve dertlerin günden-güne fazlalaşmasıdır.

 

Câhil toplumları kontrol etmek için dâima yeni mitolojilere ihtiyaç duyulur. Her grup ve devlet, kendi mitolojisini uydurarak varlığını devâm ettirebilir. Bu mitolojiler ihtiraslara dayalı olarak üretilir ve sonra da peşinden hırsla ve ihtirasla gidilmeye başlanır. Hakîkatin peşine düşmeyen insanlar, masal ve mitolojiye ihtiyaç duymaya başlarlar. Çünkü ihtiraslar, bir şeyin ihtiras olduğunu insandan gizler. Zîrâ ihtirasların peşinden sancak hırsla gidildiği için ihtiraslar insanın gözünü kör eder. Tüm putçuluların arkasında ihtiras vardır. Çünkü putlar “sahte, sûnî ve yapay ilahlar”dır. Puta tapmak ihtiyaç değildir. Çünkü insanın öyle bir ihtiyâcı yoktur. Fakat şeytan tarafından aldatılan insan, ihtiras ile kandırılır ve şirke, küfre ve nifâka düşürülür. Îman ise gerçek bir ihtiyaçtır. Yokluğunda insan boşluğa ve sapkınlığa düşler. Îman, gerekçelenmeye ve açıklanmaya ihtiyaç da duymaz. Aksi-hâlde ihtirâsa döner. Açıklamaya ihtiyaç olmayan şeyleri açıklamaya çalışmak ihtirastan kaynaklanır. Aşırı açıklama ihtiyaç değil, ihtirastır.

 

Kölelik sisteminde köle sâhipleri kölelerinin ihtiyaçlarını “asgarî” seviyede karşılarlardı. Şimdiki “köle” sâhipleri onu bile yapmıyor. Lâkin buna rağmen insanlık târihi boyunca hiç-bir köle günümüzde ve modern kölelikte olduğu kadar ihtiras-sâhibi olmamıştı.

 

Alışkanlıklarınızdan doğan sûni ihtiyaçlarınız, gerçek ihtiyaçlarınız değildir. Temel ihtiyaçlarımız Allah’tan gelir, sûni ihtiyaçları ortaya çıkaran ve üretenler ise modern endüstri ve fabrikalardır.

 

İnsan ihtiyaçlarını paylaşabilir ama ihtiras duyduğu şeyi paylaşamaz. Tüm cimri ve benciller, bir şeye ihtiras duydukları için o şeyi paylaşamazlar. Fakat mü’minler öyle değildir:

 

“Kendilerinden önce o yurdu (Medîne’yi) hazırlayıp îmânı (gönüllerine) yerleştirenler ise, hicret edenleri severler ve onlara verilen şeylerden dolayı içlerinde bir ihtiyaç (arzusu) duymazlar. Kendilerinde bir açıklık (ihtiyaç) olsa bile (kardeşlerini) öz nefislerine tercih ederler. Kim nefsinin ‘cimri ve bencil tutkularından’ korunmuşsa, işte onlar felâh (kurtuluş) bulanlardır” (Haşr 9).

 

İnsanı insan yapan şey, daha çok ihtiyaç ve ihtiras sâhibi olmak değil, “daha yüce ihtiyaç sâhibi olmak”tır.

 

Ey modern insanlar!; şunu iyi bilin ki, ihtiraslarınız ihtiyaçlarınız değildir.

 

En doğrusunu sâdece Allah bilir.

 

Hârûn Görmüş

Temmuz 2024

 

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder