“İbrâhim, ne
Yahudi idi, ne hristiyandı: ancak, O hanif (muvahhid) bir müslümandı,
müşriklerden de değildi” (Âl-i İmran
67=.
“De ki: Allah
doğru söyledi. Öyleyse Allah’ı bir tanıyan (Hanif)ler olarak İbrâhim’in dînine
uyun. O, müşriklerden değildi” (Âl-i İmran
95).
Âyetlerin
açık beyânına göre Hz. İbrâhim müşriklerden değildi ve Allah’ı bir bilen ve
sâdece O’na uyan bir muvahhidti. Bu ne demek?. Bu, “Hz. İbrâhim’in, tasavvur,
düşünce, söylem ve eylemlerinde Allah’tan...
28 Temmuz 2024 Pazar
Kur’ân’ı Merkeze Almak, Hadisleri Merkeze Almak
“De ki: Ben
elçilerden bir türedi değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilemiyorum.
Ben, yalnızca bana vahyedilmekte olana uyuyorum ve ben, apaçık bir uyarıcıdan
başkası değilim”.(Ahkâf
9).
İslâm, seçilmiş bir peygambere indirilmiş
vahiylerden oluşur. İslâm demek “vahiy” demek olduğu için İslâm vahiy-merkezli
olmak zorunda olmalıdır ki bu da Kur’ân’ı merkeze almayı gerektirir. İslâm’da
Kur’ân’ı merkeze almak şarttır. Peygamber ise ancak Kur’ân’a uyar ve Kur’ân’ı
tebliğ...
İslâm Dîni Kimsenin Babasının Malı Değildir
“Haberin
olsun; hâlis (katıksız) olan din yalnızca Allah’ındır…” (Zümer
3).
İslâm,
Allah katındaki tek hak din’dir. Çünkü İslâm Allah’ın dînidir. Allah’tan
gelmiştir, Allah’tan inmiştir. Bu nedenle hiç kimse İslâm’ı babasının malı gibi
kullanamaz, keyfine göre hüküm vermez ve yorum yapamaz. Zâten İslâm’ın ilkelerini
belirleyen şey vahiy, amelini-eylemini belirleyen şey ise peygamber
örnekliğidir. İslâm “vahiy-Kur’ân ve peygamber örnekliği-Sünnet”tir ve bu tüm
peygamberler...
27 Temmuz 2024 Cumartesi
İslâm En İyi Türkiye’de Yaşanıyor Safsatası
“Ey
îman edenler!; Allah’tan nasıl korkup-sakınmak gerekiyorsa öylece
korkup-sakının ve siz, ancak müslüman olmaktan başka (bir din ve tutum
üzerinde) ölmeyin”
(Âl-i İmran 102).
Türk insanının safsatalarından yâni boş,
asılsız ve temelsiz sözlerinden biri de, “İslâm’ın en iyi Türkiye’de
yaşandığı”dır. İslâm âleminde İslâm Dîni’nin
en iyi yaşandığı ülke Türkiye imiş. İyi de Türkiye’de “yaşanan” bir İslâm var
mı ki!. Bu bir soru değil elbette, çünkü cevap çok açık:...
Özgürlük ve Serbestlik
“İnsan, ‘kendi başına ve sorumsuz’
bırakılacağını mı sanıyor?” (Kıyâmet 36).
Allah’a tam bir teslîmiyetle teslim olarak
O’nun kulu olmadıkça gerçek anlamda özgür olamazsınız. Hakîki özgürlük, “sâdece
Allah’a kul olmak”tan geçer. Sâdece Allah’a kul olmayanlar, Allah’tan başka
her-şeye kul-köle olarak başta şeytan, nefs ve tâğutlar olmak üzere her-şeyin
esîri olurlar. İnsanın özgürleşmesi, sâdece Allah’a bağlanarak rûhunun-zihninin
özgürleşmesi değilse, “nefsinin özgürleşmesi”dir.
Gerçek...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)