15 Kasım 2024 Cuma

Bardağın Boş Tarafını Görmek

 

“Derken, onu (azâbı) vâdilerine doğru yönelerek gelen bir bulut şeklinde gördükleri zaman, ‘bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur’ dediler. Hayır, o kendisi için acele ettiğiniz şeydir. Bir rüzgâr; onda acı bir azap vardır” (Ahkâf 24).

 

Bardağın Boş Tarafını Görmek: “Olaylara kötümser bir gözle bakmak ve olumsuz yaklaşmak”.

 

Bardağın Dolu Tarafını Görmek: “Olumlu ve iyimser düşünerek ve bakarak, bâriz kötü olayların bile iyi yanlarını yakalamaya çalışmak, olumlu sonuçları ortaya koymak ve konuşmak”.

 

Bunların hangisi ne kadar doğru?. Sosyâl, kültürel, toplumsal, âilevî, özellikle ekonomik, hukûkî, siyâsî, askerî, maddî-mânevî vs. hemen-hemen her anlamda ve her alanda Dünyâ’nın ve insanın genel durumu içler acısı bir durumdayken “bardağın dolu tarafını görmek” de nedir?. Kanımca birileri bizi fenâ hâlde kandırıyor yada kandırmaya çalışıyor. Bardağın dolu tarafını görmenin kendisi bile aslında bardağın bir de boş tarafının olduğu anlamına gelir ki boş tarafına kimse bakmasın isteniyor ve çoğu kişi de bakmıyor. Çünkü bardağın boş tarafı yapılması gereken şeylerin olduğunu hatırlatıyor ve bu da konforu bozmayı gerektirdiği için insanı rahatsız ediyor. Sürekli olarak bardağın dolu tarafına bakmanın ve bardağın hep dolu tarafını görmeye çalışmanın nedeni büyük oranda bu.    

 

Haz, zevk, keyif, konfor, neşe, eğlence ve rahatlık içinde yaşayan yada yaşamak isteyen boş insanlar, kendileri gibi boş şeyleri görmeye katlanamıyorlar da sürekli dolu olana bakmak istiyorlar. Dolu olunca sorun olmuyor ya.. İyi de sen istediğin kadar bardağın dolu tarafına bak yada dolu tarafından bakarak olayları değerlendir, bu, bardakların genelde boş olduğu yada boş tarafının bulunduğu gerçeğini değiştirmez. İçinde bir-kaç damla su var diye bardağın sürekli su olan tarafını aramaya çalışmak boş iştir.

 

Sürekli olarak bardağın dolu tarafını görmek bir meziyet midir?. Eziyet çeken bu kadar insan varken bardağın dolu tarafını görmeği bir meziyet zannedenler, eziyet edenlere destek olmaktadırlar. Bu, sürekli olarak bardağın dolu tarafını görenleri zihnen rahatlatsa da aslında eziyeti daha fazla arttırmaktadır.

 

Bardağın boş tarafından bakıldığında gerçekler çok daha net olarak gözükür. Bardağın dolu tarafından bakanlar ise  boşluğu değil de doluluğu gördükleri için hiç-bir sorun yokmuş gibi davranırlar. İşte gevşeme ve yavşama bu noktada başlar. Bardağın dolu tarafına ve dolu tarafından da bakılabilir ve bardağın sürekli boş tarafına bakmak da sıkıntılar ortaya çıkarabilir ama bardağın sürekli dolu tarafına ve tarafından bakanlar zamanla korkaklaşmaya, ürkekleşmeye, pasifleşmeye, göz-ardı etmeye, ve yavşaklaşmaya başlarlar-başlıyorlar. İşte şeytanın uşaklarının arayıp da bulamadığı insan-tipi budur.     

 

“Bardağın boş tarafını gören kimseler, sıkıntı ve gerginlik yaratan olumsuz insanlardır” diyorlar ama sıkıntıyı asıl ortaya çıkaranla, olumsuzluğu görmeyen yada görmek istemedikleri için bardağın sürekli dolu tarafını görenler ve dolu tarafından bakanlardır. Çünkü bardağın boş tarafı görevi açığa çıkardığı ve yapılması gerekeni hatırlattığı ve için konfor bozucudur.  Bardağın boş tarafı hakîkati ve gerçeği dile getirir.

 

Hayâtı olduğu gibi kabûl edemeyenler yada etmek istemeyenler, -boşu-boşuna- hayâtın kabûl edebilecekleri derin anlamlarını arıyorlar. Aynen bunu gibi; bardağın boş tarafını görmeyenler ve görmek istemeyenler, bardaklar sonuna kadar boşalmışken ve apaçık bir şekilde gerçekleri gösterirken, acı veren gerçekleri yâni boşluğu görmek ve bu yüzden alınması gereken sorumluluğu almak istemeyenler, kendi dolu bardaklarına bakarak hayâtı yorumluyorlar.

 

Yapılması gerekeni yapmayanların, yapılmaması gerekeni yapmaya başlaması gibi, görülmesi gerekeni görmeyenler de görülmemesi gerekeni görmeye başlarlar.

 

Hazzını, zevkini, keyfini, konforunu, neşesini, eğlencesini, rahatını vs. bozmak istemediği için bardağın sürekli olarak dolu tarafını görenlere yada sürekli olarak dolu tarafından bakarak hayâtı yorumlayanlara söyleyelim ki, keyfin ve konforun esâmisinin bile okunmadığı cehennem, alması gereken sorumluluğu almayan ve yüklenmesi gereken yükü sırtlanmayanlarla dolu olacak.

 

En doğrusunu sâdece Allah bilir.

 

Hârûn Görmüş

Kasım 2024

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder