“Derken, onu
(azâbı) vâdilerine doğru yönelerek gelen bir bulut şeklinde gördükleri zaman,
‘bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur’ dediler. Hayır, o kendisi için acele
ettiğiniz şeydir. Bir rüzgâr; onda acı bir azap vardır” (Ahkâf 24).
Bardağın Boş Tarafını Görmek: “Olaylara
kötümser bir gözle bakmak ve olumsuz yaklaşmak”.
Bardağın Dolu Tarafını Görmek: “Olumlu ve
iyimser düşünerek ve bakarak, bâriz kötü olayların bile iyi yanlarını
yakalamaya çalışmak, olumlu sonuçları ortaya koymak ve konuşmak”.
Bunların hangisi ne kadar doğru?. Sosyâl,
kültürel, toplumsal, âilevî, özellikle ekonomik, hukûkî, siyâsî, askerî,
maddî-mânevî vs. hemen-hemen her anlamda ve her alanda Dünyâ’nın ve insanın
genel durumu içler acısı bir durumdayken “bardağın dolu tarafını görmek” de
nedir?. Kanımca birileri bizi fenâ hâlde kandırıyor yada kandırmaya çalışıyor.
Bardağın dolu tarafını görmenin kendisi bile aslında bardağın bir de boş
tarafının olduğu anlamına gelir ki boş tarafına kimse bakmasın isteniyor ve
çoğu kişi de bakmıyor. Çünkü bardağın boş tarafı yapılması gereken şeylerin
olduğunu hatırlatıyor ve bu da konforu bozmayı gerektirdiği için insanı
rahatsız ediyor. Sürekli olarak bardağın dolu tarafına bakmanın ve bardağın hep
dolu tarafını görmeye çalışmanın nedeni büyük oranda bu.
Haz, zevk, keyif, konfor, neşe, eğlence ve
rahatlık içinde yaşayan yada yaşamak isteyen boş insanlar, kendileri gibi boş
şeyleri görmeye katlanamıyorlar da sürekli dolu olana bakmak istiyorlar. Dolu olunca
sorun olmuyor ya.. İyi de sen istediğin kadar bardağın dolu tarafına bak yada
dolu tarafından bakarak olayları değerlendir, bu, bardakların genelde boş
olduğu yada boş tarafının bulunduğu gerçeğini değiştirmez. İçinde bir-kaç damla
su var diye bardağın sürekli su olan tarafını aramaya çalışmak boş iştir.
Sürekli olarak bardağın dolu tarafını görmek
bir meziyet midir?. Eziyet çeken bu kadar insan varken bardağın dolu tarafını
görmeği bir meziyet zannedenler, eziyet edenlere destek olmaktadırlar. Bu,
sürekli olarak bardağın dolu tarafını görenleri zihnen rahatlatsa da aslında
eziyeti daha fazla arttırmaktadır.
Bardağın boş tarafından bakıldığında
gerçekler çok daha net olarak gözükür. Bardağın dolu tarafından bakanlar
ise boşluğu değil de doluluğu gördükleri
için hiç-bir sorun yokmuş gibi davranırlar. İşte gevşeme ve yavşama bu noktada
başlar. Bardağın dolu tarafına ve dolu tarafından da bakılabilir ve bardağın
sürekli boş tarafına bakmak da sıkıntılar ortaya çıkarabilir ama bardağın
sürekli dolu tarafına ve tarafından bakanlar zamanla korkaklaşmaya,
ürkekleşmeye, pasifleşmeye, göz-ardı etmeye, ve yavşaklaşmaya
başlarlar-başlıyorlar. İşte şeytanın uşaklarının arayıp da bulamadığı
insan-tipi budur.
“Bardağın boş tarafını gören kimseler, sıkıntı ve
gerginlik yaratan olumsuz insanlardır” diyorlar ama sıkıntıyı asıl ortaya çıkaranla,
olumsuzluğu görmeyen yada görmek istemedikleri için bardağın sürekli dolu
tarafını görenler ve dolu tarafından bakanlardır. Çünkü bardağın boş tarafı
görevi açığa çıkardığı ve yapılması gerekeni hatırlattığı ve için konfor
bozucudur. Bardağın boş tarafı hakîkati ve
gerçeği dile getirir.
Hayâtı olduğu gibi kabûl edemeyenler yada
etmek istemeyenler, -boşu-boşuna- hayâtın kabûl edebilecekleri derin
anlamlarını arıyorlar. Aynen bunu gibi; bardağın boş tarafını görmeyenler ve
görmek istemeyenler, bardaklar sonuna kadar boşalmışken ve apaçık bir şekilde
gerçekleri gösterirken, acı veren gerçekleri yâni boşluğu görmek ve bu yüzden
alınması gereken sorumluluğu almak istemeyenler, kendi dolu bardaklarına
bakarak hayâtı yorumluyorlar.
Yapılması gerekeni yapmayanların, yapılmaması
gerekeni yapmaya başlaması gibi, görülmesi gerekeni görmeyenler de görülmemesi
gerekeni görmeye başlarlar.
Hazzını, zevkini, keyfini, konforunu,
neşesini, eğlencesini, rahatını vs. bozmak istemediği için bardağın sürekli
olarak dolu tarafını görenlere yada sürekli olarak dolu tarafından bakarak
hayâtı yorumlayanlara söyleyelim ki, keyfin ve konforun esâmisinin bile
okunmadığı cehennem, alması gereken sorumluluğu almayan ve yüklenmesi gereken
yükü sırtlanmayanlarla dolu olacak.
En doğrusunu sâdece Allah bilir.
Hârûn Görmüş
Kasım
2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder