30 Mart 2024 Cumartesi

Attan İnip Eşeğe Binmek

 

“Ve hayvanları yarattı; sizin için onlarda ısınma ve yararlar vardır ve onlardan yemektesiniz. Akşamları getirir, sabahları götürürken onlarda sizin için bir güzellik vardır. Kendisine ulaşmadan canlarınızın yarısının telef olacağı şehirlere ağırlıklarınızı taşırlar. Şüphesiz Rabbiniz şefkatli ve merhâmetlidir. Onlara binmeniz ve süs için atları, katırları ve merkepleri (yarattı). Ve daha sizlerin bilmediğiniz neleri yaratmaktadır-yaratıyor” (Nâhl 5-8).

 

İnsanlık-târihi, ihtişamlı yağız yada kır attan inip, uyuz eşeklere binmenin târihidir. Burada at “İslâm” iken, eşekler ise İslâm-dışı olan bâtıl dinler, düşünceler ve ideolojilerdir.

 

Câhil insan modernizmi “insanlığın ulaşabileceği en ileri gelişmişlik düzeyi” olarak görse de aslında modernizm insanlığın geldiği en aşağılık seviyedir. Zîrâ Allah’ın işe karıştırılmadığı bir düşünce ve hayat-tarzı elbette aşağılık olmaktan kurtulamaz. Allah ile olmak Allahsız olmaktan elbette daha üstündür. Allahsızlaşmak ise elbette attan inip eşeğe binmektir.   

 

Atların yapısına bakıldığında, neresinden bakarsanız-bakın, üzerine binmek için yaratılmış bir varlık olduğunu haykırmaktadır. Yaratılmış her-şey de “bizi Allah yaratmıştır ve Allah katındaki tek hak din İslâm’dır” diye haykırmaktadır. Bu-bağlamda İslâm’dan yâni Allah’tan vazgeçip beşerî düşünce ve ideolojilere sarılmak, attan inip eşeğe binmek gibidir.

 

Oysa at hem hızlı bir hayvan olarak hem de sırtı sanki ortopedik bir koltuk gibi olduğu için en ideâl binek olduğu gibi, İslâm da en uygun hayat nizâmıdır. Böyle olmasına rağmen attan inip de eşeğe binmenin yada İslâm’dan vazgeçip de beşerî dinlere ve inançlara kapılmanın ne âlemi var?. 

 

Eşekler de binmek için kullanılabilirler tabi. Fakat eşekler daha ziyâde heybe, çıkın ve odun gibi şeyleri taşımak yâni yük taşımaya daha uygundurlar. Âyet de “ağırlıklarınızı taşırlar” diyor. Eşekler sâdece kısa mesâfeler için üstüne binmeye uygundur. Zâten beşerî ideolojiler de hep kısa mesâfeli olur. Çünkü onlar eşekler gibidir. Atlarla ise Dünyâ’yı bile dolaşabilirsiniz ve üstelik hızlı bir şekilde yol alabilirsiniz. Atlarla dostluk bile kurulabilir ve size yâren olurlar.

 

Develer de hem yük taşırlar hem de üstüne binilir. Fakat develer de daha çok, özellikle çöl şartlarında yük taşımaya elverişlidir. Karşıdan bakıldığında devlerin binmek için çok da uygun olmadığı ortadadır. Hayâtında hiç at ve deve hattâ eşek görmemiş birine binmesi ve “yol alması” için bunlardan birini seçmesini istense, binmek için yaratıldığı apaçık olan atı seçecektir. İşte bunun gibi; insan odaklanarak ve samîmi bir şekilde İslâm’ın ne olduğuna baksa ve diğer din ve inançlarla karşılaştırsa, açık-ara farkla İslâm’ın farklı olduğunu görecek ve İslâm’ı seçecektir. Öyleyse attan inip eşeğe binmenin ve İslâm’dan vazgeçip de bâtıl din ve inançların peşinde gitmenin ne gereği var?. 

 

Savaşlarda bile bâriz farkla at tercih edilmiştir. Öyle ki Allah da, düşmana karşı, vahyin indiği toplumda en değerli hayvanlar olan develerin değil de, çok sayıda bulunmayan atların hazırlanmasını emretmiştir:

 

“Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve besili atlar hazırlayın. Bununla, Allah’ın düşmanı ve sizin düşmanınızı ve bunların dışında sizin bilmeyip Allah’ın bildiği diğer (düşmanları) korkutup-caydırasınız. Allah yolunda her ne infâk ederseniz, size eksiksiz olarak ödenir ve siz haksızlığa uğratılmazsınız” (Enfâl 60).

 

Çünkü atlar daha kullanışlıdır. İşte bunun gibi, İslâm da beşer-ürünü batıl din ve inançlardan çok daha kullanışlı ve faydalı bir din’dir. Hattâ Dünyâ’da “herkes için” adâleti ve huzûr sağlayabilecek tek din, Allah katındaki tek hak din olan İslâm’dır.  

 

İslâm’ı her-şeyiyle ideâl bir yağız yada kır bir ata, modernizmi de son model kırmızı bir Ferrâri’ye benzettiğimizde, modern insanın zannettiği gibi, Ferrâri’nin atlardan her yönden daha üstün olduğunun delîli nedir?. Hiç-bir delîli yoktur, çünkü şöyle alıcı gözüyle karşıdan baktığımızda, atların Ferrâri’den çok daha çekici, estetik, güvenli ve binip yol almak için daha uygun ve üstün olduğu apaçık olarak görülecektir.

 

İşte aynen bunun gibi; İslâm’ı-Kur’ân’ı-Sünnet’i okuyup öğrendiğimizde ve inatçılık yapmadan diğer beşerî din, düşünce ve inanışlarla karşılaştırdığımızda, İslâm’ın diğerlerinden apaçık ve bâriz bir farkla üstün, değerli ve faydalı olduğu görülecektir.

 

O-hâlde attan inip de eşeğe binmenin ne gereği var?.

 

En doğrusunu sâdece Allah bilir.

 

Hârûn Görmüş

Mart 2024

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder