14 Mart 2024 Perşembe

Put Nedir?

 

 

“Siz yalnızca Allah’tan başka bir-takım putlara tapıyor ve bir-takım yalanlar uyduruyorsunuz. Gerçek şu ki, sizin Allah’tan başka taptıklarınız, size rızık vermeye güç yetiremezler; öyleyse rızkı Allah’ın katında arayın, O’na kulluk edin ve O’na şükredin. Siz O’na döndürüleceksiniz” (Ankebût 17).

 

Put: Kimi ilkel toplumlarda, doğa-üstü gücü ve etkisi olduğuna inanılan, tanrı olarak tapılan, genellikle canlı bir varlığı, özellikle insanı gösteren, tahtadan, taştan, topraktan yapılmış yontu.

 

Farsça but, sanem, tapınılan nesne sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Soğdca bwt “Buddha, Buda heykeli” sözcüğü ile eş kökenlidir. But, soylu kişilerin çocuklarının saçına takılan bir tür muska, idôl. Büt-perest, “puta (Buddha'ya) tapan" (Âşık Paşa, Garib-nâme).

 

Put, insanların Allah’ı hesâba katmadan ürettiği ve kutsadığı her-şeydir. Yaratılmış olan her-şey put yapılmıştır ve kendisine tapılmıştır-tapılmaktadır. Putlar ve putçuluk eskide kalmış bir şey değildir. Klâsik putlar olduğu gibi modern putlar da vardır ve modern putlar sayıca daha fazladır: Peygamberler, sahabe, tâbiûn, mezhep imamları ve mezhepler, evliyâ, şeyhler, hoca-efendiler, tasavvuf ve tasavvufçular, kutuplar, gavslar, âlimler, târikat pirleri, seyyidler, şerifler, pâdişahlar, hükümdarlar, sultanlar, vezirler, kahramanlar, kurtarıcılar, mesih ve mehdî, askerler, bürokrasi, lîderler, partiler, ideolojiler, izmler, süper-sistemler olarak görülen ideolojiler, filozoflar ve felsefe, düşünürler ve düşünceler, fikirler, modern-bilim ve bilim-adamları, teknoloji ve teknokratlar, teorisyenler, internet, sosyâl medya, modern insan, nefs, haz, çıkar, arzular, ihtiraslar, şeytan, küresel güçler, tâğutlar, mele ve mütrefler, sermâyedarlar, ortak-akıl, üst-akıl, evrensel akıl, zenginler, servet-sâhipleri, modern Nemrut ve Firavunlar, peygamberleri es geçen Kur’âncılar, modern müslümanlar, hadisçiler, târikatçılar, solcular, sağcılar, şiiler, sünnîler, türkler, araplar ve diğerleri, -sözde- uzaylılar, yıldızlar, gezegenler, burçlar, fallar, cinler, periler, insanın râm ve meftûn olduğu ürünler, kadınlar, kantar-kantar altın ve gümüş, ana-babalar, çocuklar, sevgililer, beşerî ana-yasalar, silah, makâm ve para-gücü olanlar vs. söylenen-söylenmeyen, Allah’tan gayrı ne ve kim varsa put edinilmiştir, edinilmektedir.

 

Allah’ı göklere hapsettiğinizde ve yeryüzünün işlerine karıştırmadığınızda mutlakâ putlar ortaya çıkar. Çünkü insan tapacak bir şeye ihtiyaç duyar. Tapacağı şeyi ise, kendisine en ucuza mâl olacak olan putların içinden seçer. İnsanların çoğu kendilerine putlardan bir put bulmuş tapıp duruyor; üstelik o puta kendisi gibi tapmayanları “kâfir”, yobaz, ilkel, gerici ve hattâ terörist îlan ediyor. Çünkü câhillerin hiç-bir zaman affetmeyeceği şey, “putlarına dokunulması”dır. Peygamberlerin, bizzat yada misyonu ile (sünnet) yokluğunda mutlakâ çeşitli putlar ortaya çıkar. Hz. Mûsâ, toplumundan bir süreliğine ayrıldığında bile hemen “buzağı putu”nu peydahlayıvermişlerdi.

 

Put-perestliğin nedeni, “Allah’ı hakkıyla takdir edememek”ten sonra, insanın konumunu ve haddini bilmemesindendir. Allah bâkî, putlar “geçici” ve fânîdir. Putçuluk ise kıyâmete kadar sürer. Putperestliğin en tehlikelisi, kişinin kendisini put edinmesidir. Put edinilip kendisine tapılanlar da “bir üst put”a taparlar. Putçuluk, “hiyerarşik bir şirk” sistemidir.

 

Putçuluğun, şirkin, küfrün ve dolayısıyla zulmün kökeninde “aşırı sevgi” vardır. Put edinilmiş olanların çoğu, eski zamanlarda yaşamış “put-kırıcılar”dır. Şirkin kökünde, “birilerine karşı duyulan aşırı sevgi” vardır. O kişiler yaşamlarında yada ölümlerinden sonra onları aşırı sevenler tarafından putlaştırılmıştır-putlaştırılır.

 

“(İbrâhim) dedi ki: ‘Siz gerçekten, Allah’ı bırakıp dünyâ-hayâtında aranızda bir sevgi-bağı olarak putları (ilahlar) edindiniz. Sonra kıyâmet günü, kiminiz kiminizi inkâr edip-tanımayacak ve kiminiz kiminize lânet edeceksiniz. Barınma yeriniz ateştir ve hiç-bir yardımcınız yoktur”brâhim 25).

 

Putlar; önceki zamanlarda yaşayan kahramanlar, bilginler, yöneticiler vb. gibi insanlardı. İnsanlar bu kişileri çok sevmişlerdi. Bu kişilerin ölümlerinden sonra resimleri ve heykelleri yapıldı. Onlar ilk başta ölüm yıldönümlerinde, daha sonra ise sık-sık ziyâret edildi. Zamanla onlara tâzim gösterilmeye ve en nihâyet de tapılmaya başlandı. Demek ki şirkin kökeni “aşırı bağlılık” ve “aşırı sevgi”dir. Allah’tan başkasına aşırı bağlılık şirk sürecini başlatır. İslâm’da resim ve heykele iyi gözle bakılmamasının nedeni de budur.

 

Beytullah yâni Kâbe “Allah’ın evidir. Müşrikler o eve putlarını koyarak onları “Allah’ın misâfirleri” îlân ediyorlardı. Mekke müşriklerinin Kâbe’de “el-lâh” adında taptıkları bir put da vardı. Allah’ın putuna tapmak da şirktir. Zîrâ şirk, “aracılı tapım”dır.

 

Putçuluğun târihte kaldığını zannedenler bilmelidir ki, insanlık târihinde hiç-bir zaman, günümüzdeki kadar put ve putçuluk olmadı.

 

Putçuluk, kendi putunu yüceltirken, başkasının putunu aşağılamaktır. Oysa bunların ikisi de şirk ve küfürdür.

 

Putlar, kendilerine tapanlara hiç acımazlar. Allah ise, “Rahmân ve Rahîm”dir.

 

Modernizm, bir “teknoloji putperestliği”dir. Modern insanın değeri, putunun değeri kadardır.

 

Modern Dünyâ’ya ve modern insana “menat putu”=mâni (money) para” hâkimdir.

 

Modern insan, “aklı” ve “aşkı” putlaştırmış durumdadır.

 

Demokrasi, “birileri” tarafından kullanılan bir puttur. O “birileri”, demokrasiyi paravan yaparak ilahlık taslayanlardır. Demokratik seçimler, “putların tâzelenmesi” etkinliğidir. Laiklik ve Demokrasi, modern müslümanların, “acıkınca yedikleri helvadan putlar”dır.

 

Eski putperestlik, bâzı kadınları “tanrıça” yapmıştı; modern putperestlik ise, tüm kadınları “tanrıça” yapma yolunda.

 

Birey(sel)leşmiş olan modern insanın putu, bedenidir. Lâkin beden aslâ tatmin olmaz.

 

Modern putçuluklardan biri de, “uzman-perestlik”tir.

 

Doğum-günü pastası da bir puttur.

 

Ağaca çaput bağlayıp dilekte bulunmakla, ağaca ampûl ve süs bağlayıp dilekte bulunmak arasında, şirk ve cehâlet olması bakımından bir fark yoktur.

 

Hz. İbrâhim’in güzel örnekliği, ateşte yanma pahasına “putları baltayla parçalaması”dır.

 

Hz. İbrâhim’in babası, İbrâhim’i putlara kurbân edip ateşe atmak isterken, Hz. İbrâhim, oğlu İsmâil’i, Allah’a kurbân etmek istemişti. Babası ile arasındaki fark budur.

 

Eğer put-kırıcı olmak istiyorsanız, bâzı bedelleri göze alabilmeniz gerekir. Hicreti göze al(a)mayanlar, put kıramazlar.

 

Târih boyunca hiç-bir putun insana yada yaratılmış olan bir varlığa hiç-bir yarârı olmamıştır. Hattâ kendisine bile yarârı yoktur. Putlar kendilerine tapanlara bir yarar sağlamadıkları gibi sürekli zarar vermektedirler. Çünkü putların bir bakım mâliyetleri vardır. Hz. İbrâhim işte bunu dile getirerek insanları uyarmak istemiştir:

 

“Onlara İbrâhim’in haberini de aktar-oku: Hani, babasına ve kavmine: ‘Siz neye kulluk ediyorsunuz?’ demişti. Demişlerdi ki: ‘Putlara tapıyoruz, bunun için sürekli onların önünde bel büküp eğiliyoruz’. Dedi ki: Peki, duâ ettiğiniz zaman onlar sizi işitiyorlar mı?. Yada size bir yararları veyâ zararları dokunuyor mu?” (Şuârâ 69-73).

 

Tabi uyarının faydası olmadı. Budan dolayı Hz. İbrâhim şu duâyı etmişti:

 

“Hani İbrâhim şöyle demişti: Rabbim bu şehri güvenli kıl, beni ve çocuklarımı putlara kulluk etmekten uzak tut” brâhim 35).

 

Put denilen şeyin her türü, “sâdece Allah’a” tapılmadığında ortaya çıkar. Putlar hiç-bir gücü ve faydası olmayan sahte ilahlardır. Oysa hakîki tek ilah Allah’tır. Allah varken putlara tapmak, olsa-olsa “sâdece Allah’a tapmama”nın bir cezâsı olabilir.

 

En doğrusunu sâdece Allah bilir.

 

Hârûn Görmüş

Mart 2024

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder