14 Mart 2024 Perşembe

Faydasız İşler Yapmak

 

 

“Böylece onlara böğüren bir buzağı heykeli döküp çıkardı, ‘İşte bu sizin ilahınız, Mûsâ’nın ilahı da budur; fakat (Mûsâ) unuttu’ dediler. Onun kendilerine bir sözle cevap vermediğini ve onlara bir zarar veyâ fayda sağlamaya gücü olmadığını görmüyorlar mı?” (Tâ-hâ 88-89).

 

Allah’ın yaratmasında boş ve faydasız bir iş olmadığı gibi, Allah’ın yarattıkları da boş ve faydasız işler yapmazlar. Kâinatta yaratılmış olan her-şey hareketini tam olması gerektiği gibi yapar. Yâni kâinatta boş ve faydasız iş ve iş yapan yoktur. Bit tek istisnâ ise insandır. İnsanın, Allah’ın emirleri ve yasaklarına yâni vahye göre olmayan târih boyunca yaptığı her iş eksik ve yanlış olduğundan dolayı faydasız olmuştur, boşa gitmiştir ve bu nedenle de zarar verici olmuştur. Hattâ insanın yaptığı önemli işler fitne üretmiş ve ifsâd edici olmuştur-olmaktadır. Çünkü Allah rızâsı için yapılmayan işlerin Dünyâ’da bir faydası olmayacağı ve zararı olacağı gibi, âhirette de kişiye bir faydası olmaz ve zararı olur.

 

Bir şeyi îcât etmek yada bir işi yapmış olmak ille de faydalı olacak değildir. Bâzen de bir îcât ilk îcât edildiğinde değil, ileriki bir zamanda fayda verebilir. Meselâ elektriğin olmadığı bir zamanda elektrik süpürgesi îcât etmek boş ve faydasız bir iştir. O-hâlde bir şeyin gerçekten de faydalı olması için hem ona ihtiyaç duyulması gerekir hem de onun alt-yapısı hazırlanmalıdır. Yâni ihtiyâca göre üretim olmalıdır. Modernizm bunun tersini yapıyor ve üretime göre ihtiyaç oluşturuyor. İnsanları, çeşitli kanallar ile, yaptıkları üretimi tüketmeye alıştırıyorlar. Bu nedenle de aslında ihtiyâcımız olmayan ve ihtirâsa dönük olan bir-çok ürün ortaya çıkmıştır. Bu tüm zamanlarda olan bir durumdu. Sokrates pazarda gezerken; “işime yaramayacak ne kadar da çok şey var” demiş. Fakat modernizm ile birlikte aslında gerçekten de ihtiyaç duyulmayan ve faydasız olan sayısız ürün ortaya çıkmıştır ve bu yüzden artık, “işime yarayacak ne kadar da az şey var” demek gerekiyor. Modernizm bir “faydasız işler yapma uygarlığı”dır.  

 

Bir şey faydalı olması için tam zamânında ve gerçekten ihtiyaç duyulduğunda üretilmelidir. Üstelik üretilen şeyin hem alt-yapısı hazır olmalı hem de o şeyin yaygınlaşması ve kurumlaşması gereklidir. Çünkü ancak o zaman o şeyin faydalı olduğu ortaya çıkar ve fayda verir. Bu konuda Teoman Duralı şöyle der: 

 

“Şimdi her-şey her yerde bir biçimde ortaya çıkabilir. Meselâ, MÖ 2.100’lerde Babil’de elektriği keşfettiklerini görüyoruz. Harâret meydana getiriliyor ve bu bir mâdenî kabloyla naklediliyor. Peki ‘Babil’de elektrik var’ diyebilir miyiz?. Kurumsallaşması lâzım. Mısır’da gene o târihlerde, 2.000’lerin sonlarında plânör îmâl ediyorlar. Mısır’da uçak vardı diyebilir miyiz?. Milliyetçilerimizden ben bunu işittim. ‘Deniz-altıyı biz îcât ettik’ diyorlar. Lâle Devri’nde III. Ahmed’di değil mi padişah?. Onun şehzâdelerinin sünnet düğününde Haliç’in dibinden bir tekne çıkar ve teknenin güvertesine cambazlar çıkıp oynarlar, Haliç sırtlarında dizilmiş olan çocuklar bunları seyrederler, eğlenirler. Bir olay gelenekleşip kurumlaşması lâzımdır ki o olaydan bahsedelim”.

 

Çin’de bin yıl önce manuel çalışan bir çamaşır makinesi üretilmişti. Ama yaygınlaşmadı. O-hâlde bir şeyin ortaya çıkmasından ziyâde, gerçekten faydalı olması, sürdürülebilmesi  ve yaygınlaştırılması onu buluş hâline sokar yâni kullanıldıkça ve ihtiyaç duyuldukça o şey buluş olmuş olur.

 

Doğu’da, bir şey gerçekten ihtiyaç duyulduğunda ve fayda verdiğinde üretilir. Çünkü doğu din-merkezlidir ve bu yüzden de boşunalık yoktur doğu’da. Faydasız işler yapılmaz. Îcât edilen şey gerçekten faydalı değilse ve ona ihtiyaç da yoksa yaygınlaşmıyor ve çoğalmıyor. Bu nedenle de kalıcı olmuyor. Çünkü gerek yok. Fakat batı -bunu ilk önce yunan başlatmıştır ki zâten yunan farkının ortaya çıkması buna bağlıydı- tüketimi merkeze aldı. Aslında ihtiyaç olmamasına rağmen onu ihtiyaç hâline getirdi ve üretti durdu. Ürettiği şeyi tükettirmeye alıştırdı. Böyle olunca da îcât edilen şey üretilmeye, çoğaltılmaya ve yaygınlaşmaya başladı. Modern Avrupa batı uygarlığı da greko-romene dayandığı için “tüketim uygarlığıdır”, modernizm budur. Bu durum sâdece maddî-somut üretimlerde değil düşünsel ve soyut şeyler için de geçerli oldu. Felsefe-bilim ve dîne dayanmayan sanat, edebiyat, tiyatro vs. ortaya çıktı. Meselâ, felsefeden bahsettiğimizde tabî ki Hint’te, Çin’de felsefeye giden epey bir yol görüyoruz ama henüz felsefe çıkmamıştır. Çünkü bir kurum olarak yok. Felsefenin kurum olması için öncelikle okullaşması lâzım.

 

Emirlerine-tavsiyelerine uymadıktan sonra, “Kur’ân’ı iyi bilme”nin faydası yoktur. Anlamadan okumanın faydası olmadığı gibi, amele-eyleme dökmeden okumanın da bir faydası yoktur. Neticede amele-eyleme geçirmedikten sonra yâni gereğini yapmadıktan sonra onu Arapça yada Türkçesinden okumak arasında bir fark yoktur

 

Kur’ân’ın yüzünden Arapça olarak okunması, onu okuyana en azından rûhen fayda verir ama; o kişinin Kur’ân’ı yüzünden Arapça olarak okumasının bana yada mazlumlara ne faydası var?. Oysa Kur’ân “kâlplere şifâ” olduktan sonra, mazlumlara da dermandır.

 

İki çeşit insan vardır. Bu insan tipleri, hayâtı hangi merkezde yaşadığına göre ayrılır: 1-Dünyâ-merkezli yaşamayı seçenler. 2-Âhiret-merkezli yaşamayı seçenler. Âhiret-merkezli yaşamayı seçenler Dünyâ’dan nasiplenebilirler, fakat Dünyâ-merkezli yaşamı seçenler âhiretten olumlu faydalanamazlar.

 

Yerine daha iyisini yada başka bir şey koyamadıysan, uygulamadan kaldırdığınız hurâfelerin faydası değil zarârı olur. Çünkü uygulamadan kalkan “eski hurâfeler”in yerini “yeni hurâfeler” alır.

 

Yağmur duâsı yağmur bombasından üstündür. Zîrâ yağmur bombasının bir faydası yoktur. Yağmur duâsı ise en azından bir umut verir.

 

Suyun, formûl olarak H2O (iki hidrojen bir oksijen) olduğunu bilmenin insanlığa hiç-bir faydası yoktur.

 

Faydasız işler yapmak Dünyâ’da yarar vermediği gibi zarar verdikten sonra âhirette bunun yaptırımı olur.

 

Faydasız işler yapmak günahtır.

 

En doğrusunu sâdece Allah bilir.

 

Hârûn Görmüş

Mart 2024

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder