23 Şubat 2024 Cuma

İnsandan Başka..

 

 

“Kahrolası insan, ne kadar nankördür. (Allah) Onu hangi şeyden yarattı?. Bir damla sudan yarattı da onu bir ölçüyle biçime soktu. Sonra ona yolu kolaylaştırdı” (Abese 17-20).

 

En büyük nankörlük, Allah’a yapılan nankörlüktür. Şu koca kâinatta insandan başka Allah’a nankör olan bir varlık yoktur. Tamam; “imtihan” nedeniyle insanda bir nefs vardır ve nefs şeytanın vesveselerine ve tâğutların ayartmasına açıktır. Fakat insan aynı-zamanda bir rûh, kâlp, akıl, vicdan, merhâmet ve bilinç-sâhibi bir varlıktır. Üstelik Allah hem insanın nefsine uymaması için sürekli olarak vahiy indirmiş ve onu vahiysiz bırakmamıştır ve şeytanla, nefsle ve tâğutlarla nasıl mücâdele edileceğinin en güzel örnekleri olan peygamberler göndermiştir hem de nefsi helâl yönden tatmin edecek nîmetler yaratmıştır. Buna rağmen insan yine de nefsine yenilmektedir. Nefsine yenildiği için de insana yakışmayacak şeyler yapmaktadır. Zâten insandan (ve bir de şeytandan) başka yanlış yolda olan bir varlık yoktur.

 

Tüm kâinat mutlak ve kesin anlamda Allah adına ve adıyla hareket eder. Zâten o muhteşem âhenge, düzene, nizâma ve döngüye sâhip olması ve bunu sürdürebilmesi, Allah adına-adıyla hareket ettiği içindir. Dünyâ da öyledir; dağlar taşlar, denizler, göller, ormanlar, ağaçlar, bitkiler, sebzeler meyveler, hayvanlar, hattâ insanın fizîkî yapısı ve işleyişi hep Allah adına ve Allah adıyla olur. Yâni aslında her-şey Allah adına-adıyladır yâni Allah’a göre hareket etmektedir. İnsandan başka her-şey mutlak anlamda Allah’a göre hareket eder. Şu koca kâinatta Allah adına ve adıyla hareket etmeyen tek varlık insandır. Zâten Dünyâ’da -aynen kâinattaki gibi bir düzenin, nizâmın, âhengin ve döngünün kurulamamasının, adâletin, eşitliğin ve ahlâkın “herkes için” sağlanamamasının nedeni, insanın Allah adına-adıyla hareket etmemesi yada “sâdece Allah adına-adıyla” hareket etmemesinden nedeniyledir. İnsanın Allah adına-adıyla düşünmemesi, konuşmaması ve hareket etmemesi nedeniyle Dünyâ’da sürekli yeni zorluklar ortaya çıkmakta ve insanların çoğu maddî ve mânevî olarak çöktüğü için mazlûmiyet içinde yaşamaktadır.

 

Şeytanı farklı türden bir varlık olduğu için es geçersek; insandan başka kendini müstağni gördüğü için azan ve sapıtan bir varlık yoktur:

 

“O, insanı bir alâk’tan yarattı. Hayır; gerçekten insan, azar. Kendini müstağni gördüğünden” (Alâk 5-7).

 

İnsandan başka sabretmesini bilmeyen bir varlık yoktur:

 

“Fakat insan; ne zaman Rabbi kendisini bir denemeden geçirse, ona bir keremde bulunsa, nîmetler verse: ‘Rabbim bana ikrâm etti’ der. Ama ne zaman onu deneyerek, rızkını kıssa, hemen: ‘Rabbim bana ihânet etti’ der” (Fecr 15-16).

 

İnsandan başka nankörlüğüne şâhid olan bir varlık yoktur:

 

Gerçekten insan, Rabbine karşı nankördür. Ve gerçekten, kendisi buna şâhiddir” (Âdiyât 6-7). 

 

İnsandan başka mal-sevgisi nedeniyle bencillik yapan bir varlık yoktur:

 

“Muhakkak o, mal-sevgisinden dolayı (bencil ve cimri tutumundan) çok katıdır” diyât 6-8).

 

İnsandan başka “her istediğim olsun” diyen bir varlık yoktur:

 

“Yoksa insana ‘her dileyip arzu ettiği’ şey mi var?” (Necm 24).

 

İnsandan başka Allah’a karşı kendini kandıran bir varlık yoktur:

 

“Ey insan!; ‘üstün kerem sâhibi’ olan Rabbine karşı seni aldatıp-yanıltan nedir?” nfitâr 6).

 

İnsandan başka hüsrân ve ziyân içinde yüzen bir varlık yoktur. Hattâ günümüz îtibârıyla Gazzelilerin dışında, genelde tüm insanlar özelde ise tüm müslümanlar hüsrân ve ziyân içindedir:

 

“Asra andolsun; gerçekten insan ziyandadır. Ancak îman edip sâlih amellerde bulunanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka” (Asr 1-3).

 

Aslında hayvanlar bile tam da Allah’ın yarattığına göre hareket ettikleri için hayvanların görünüşte yaptıklarını bakarak insanla kıyaslanması yanlış olur. Hayvanların yaratılışlarına aykırı davrandıkları görülmez.

 

İnsandan başka yaratılışına aykırı davranan bir varlık yoktur. Allah insanı “en güze şekilde” yaratmasına rağmen insan sapmış, saptırmış ve yoldan çıkmıştır. Allah da onu “aşağıların aşağısına” (esfel-i sâfilin) atmıştır.

 

İnsandan başka, bildiği ve kötü sonucunu gördüğü hâlde aynı yanlışı yapan başka bir varlık yoktur.

 

İnsandan başka “gürültü” (ses değil) yapan bir varlık yoktur.

 

İnsandan başka yangın çıkaran bir varlık yoktur.

 

İnsandan başka doğaya zarar veren bir varlık yoktur.

 

İnsandan başka doğayı, havayı ve çevreyi kirleten bir varlık yoktur.

 

İnsandan başka enflasyonu yükselten bir varlık yoktur.

 

İnsandan başka dünyâ savaşı çıkaran bir varlı yoktur.

 

İnsandan başka, kitlelerin yok olmasına neden olacak bir bomba îcâd eden bir varlık yoktur.

 

İnsandan başka, uçaklardan ve binlerce metre yükseklikten, uçağı ve savunma sistemi olmayan insanlar üzerine bombalar atan başka bir varlık yoktur.

 

İnsandan başka kötü alışkanlık-sâhib bir varlık yoktur.

 

İnsandan başka, cinsine yada başka bir şeye karşı nefret derecesinde kin duyan bir varlık yoktur.

 

İnsan başka, Rabbinden gelen apaçık gerçeği inkâr eden bir varlık yoktur.

 

İnsandan başka küfre düşen, şirk koşan ve zulmeden bir varlık yoktur.

 

İnsan ve taşlardan başka cehennemi dolduracak bir varlık yoktur:

 

Ey îman edenler’; kendinizi ve yakınlarınızı ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır; üzerinde oldukça sert (iri cüsseli), güçlü melekler vardır. Allah kendilerine neyi emretmişse ona isyân etmezler ve emredildiklerini yerine getirirler” (Tahrîm 6).

 

En doğrusunu sâdece Allah bilir.

 

Hârûn Görmüş

Şubat 2024

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder