15 Şubat 2024 Perşembe

Allah’ın Tokadını Yemek

 

“Azab konusunda senden acele (davranmanı) istiyorlar. Oysa cehennem, o inkâr edenleri gerçekten kuşatıp-durmaktadır” (Ankebût 54).

 

Dünyâ’da ve âhirette Allah’ın tokadını hak edenler ve çok ağır şekilde yiyenler vardır. “Allah’ın tokadını yemiş” yada “Allah’ın tokadını yiyecek” denir. Peki Allah’ın tokadını yemiş olanlar tokadı yemiş olduklarının her zaman farkında mıdırlar?. Allah’ın tokadını yemiş olanlar herkes tarafından tanınır mı?.

 

Allah’ın tokadı “insanın tokadı” gibi değildir. Tokadı yiyenlerden bâzıları Dünyâ’da mahvolurlar, bâzıları ise âhirette yiyecekleri tokattan dolayı mahvolacaklardır. Peki Allah’ın tokadını yemekte olan ve aslında mahvolmuş olanlar da var mıdır?. Elbette. Baştaki âyet onu diyor ve “hadi bize cehennemi getirsene” diyenlerin zâten ateş içinde olduklarını ve ateşin onları çepe-çevre kuşattığını söyler.     

 

Peki bu nasıl oluyor?. Allah’ın tokadını yemekte olanları ancak vahiy-merkezli bir bakış-açısına sâhip olanlar tanıyabilir ve görebilir. Niceleri için hârika bir hayat yaşamakta, en iyisini yiyip-içmekte, giymekte ve gezmekte olanları görenler onların hayatlarına imrenmektedirler. Hâlbuki onların bâzıları Allah’ın tokadını yemekte olabilirler. İş göründüğü gibi değildir.

 

Mevcut durumu insanın ne ve kim olduğunu gösterir. Meselâ Kârûn herkes tarafından en popüler kişi olarak görülüyordu ve herkes onun gibi olmak istiyordu ama işin iç-yüzünü ilk bakışta göremedikleri ve bilemedikleri için yanıldıkların daha sonra anladılar. Anladılar ki aslında Kârûn, en güçlü ve popüler zamânında Allah’ın tokadını yemekteymiş. Çünkü Kârûn elde ettiği şeyleri Allah’a değil de aklının gücüne, bilgisinin çokluğuna ve becerisine bağladı. İşte bu onun Allah’ın tokadını yemesine sebep oldu. Demek ki nîmetleri ve iyilikleri Allah’a değil de başka şeylere bağlamış olmak da Allah’ın tokadını yemek oluyor.

 

Allah’ı unutmak ve Dünyâ’ya kapılıp gitmek de Allah’ın tokadını yemektir. Bir günahın cezâsı kendi türünden olur. Dünyâ’ya kapılmanın kendisi ceza ve tokattır. Allah kendisini unutanların yâni hesâba katmayanların, Kendisinin de onları hesâba katmayacağını ve unutacağını söyler:

 

“…Onlar Allah’ı unuttular; O da onları unuttu. Şüphesiz, münâfıklar fıska sapanlardır (Tevbe 67).

 

İnsanlık-târihi vahyin “aklı tokatlama” târihidir. Vahiy, aklı tokatlaya-tokatlaya yola sokmuştur hep. Fakat o her fırsatını buldukça yoldan çıkmıştır ve bu nedenle de sürekli olarak Allah’ın tokadını yemiştir-yemektedir.

 

Vicdanlarının sesini bastırmak için sürekli olarak vicdanlarını tokatlayıp duranlar Allah’ın tokadını yemektedirler.

 

Tahrif olmuş Hristiyanlıkta “bir yanağına vurana diğer yanağını da çevirmek” vardır. Oysa İslâm’da yanağınıza bir tokat vurulduğunda bunun “kısas”ı vardır. Bu kısas Mekke’de olmuyorsa Medîne’de olur. Eğer affetmek amacıyla değilse, kendisine atılan tokadın hakkını almamak da Allah’ın tokadını yemek olabilir.

 

İnsanların hayır gördüğünde şer, şer gördüğünde de hayır olabilir. Hakîkati Allah bilir de biz bilemeyiz. Nice “hayır” gibi gördüklerimiz vardır ki aslında şerdir ve iyilikler içinde olduğunu sandığımız kililer Allah’ın tokadını yemektedirler:

 

İnkâr edenlerin (keyiflerince ve şımarıkça) ülke-ülke dönüp-dolaşmaları seni aldatmasın. (Bu) Az bir yarar(lanma)dır. Sonra bunların barınma yerleri cehennemdir. Ne kötü bir yataktır o!(Âl-i İmran 196-197).

 

Demek ki imrenip durduğumuz nice kişiler vardır ki aslında Allah’ın tokadına müstahak olmuşlardır.

 

AKP-FETÖ çekişmesinde de insanların zannettiğinin aksine, Allah’ın iki taraftan da râzı olmadığı ve onlara ağır bir tokat indirdiğini gördük ve aslında uzun zamandır Allah’ın tokadını yemekte olduklarını fark ettik. Zâten sürecin kendisinin Allah’ın bir tokadı olduğunu anladık. Fakat buna rağmen iki taraftan birileri yedikleri tokadın “Allah’ın tokadı” olduğunu göremedi ve anlayamadı da karşı tarafa geçebildi. AKP-FETÖ çatışmasında, içlerinde bir-çok FETÖ-severin de olduğu insanlardan bâzıları yediği tokattan ders çıkarıp Allah’a ve vahye döneceklerine, yeni bir tokat yemeleri kaçınılmaz olan farklı yerlere kaydı. Hattâ birileri bu seçimi daha da ileriye (daha doğrusu geriye taşımış) ve muhâfazakâr dindarlıktan yada muhâfazakâr siyâsetten Atatürkçü lâikliğe geçmişlerdir. Bir zamanlar bağlı oldukları cemaatleri İslâm’dan zanneden bu insanlar, bağlı oldukları -sözde- “dînî yol” dedikleri fakat “aslında çıkar grupları olanlar” yüzünden tokadı yiyince, gerçek İslâm’a, kayıtsız ve şartsız bir şekilde bağlanacaklarına, imtihandan ders çıkar(a)mayarak gidip yeniden bâtıla bağlanmışlardır. Tâ ki yeni bir tokat yiyecekleri zamâna kadar.

 

Allah’ın tokadını yiyenler tevbe edip af dileyeceklerine, Allah’ın sünnetullah gereğince vuracağı yeni bir tokada doğru seyirtmişlerdir.

 

Müslümanların çoğu mevcudu ve moderni izleme kolaylığına kapılmıştır. Çünkü sarp yokuşa göğüs gerecek dirâyetleri ve cesâretleri yoktur. Zîrâ aşağılık kompleksi buna engel olmaktadır. Vicdânını tokatlamak ve kendini avutmak için de Kur’ân’ı ve İslâm’ı bile moderniteye yâni komplekslerine göre yorumlamaya başlıyorlar. Fakat bu tutum, Allah’ın tokadını yiyor olmaktan başka bir şey değildir.

 

Allah-merkezli olandan insan-merkezli olana yâni seküler olana geçen modern insanlar ve müslümanlar böyle yapmakla büyük bir tokat yemişler ve yemektedirler. Bu tutumlarını terk etmezlerse de Allah’a dönmezlerse kısa bir zaman sonra âhirette de kıçlarına tekmeyi yiyip cehenneme atılacaklardır.

 

Allah’ın tokadını Dünyâ’da yiyenler ve âhirette yiyecek olanlar olduğu gibi, çoğu insan fark edemese de, “Allah’ın tokadını yemekte olanlar” da vardır. O-hâlde böyle bir duruma düşmemek ve Allah’ın tokadını yememek için sımsıkı şekilde Kur’ân’a ve Sünnet’e sarılmak şarttır. 

 

En doğrusunu sâdece Allah bilir.

 

Hârûn Görmüş

Şubat 2024

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder