13 Şubat 2024 Salı

Apateizm Yada Modern Müslümanlık

 

 

“De ki: Şüphesiz benim namazım, ibâdetlerim, dirimim ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah’ındır. O’nun hiç-bir ortağı yoktur. Ben böyle emrolundum ve ben müslüman olanların ilkiyim” (En-âm 162-163).

 

Apati (ilgisizlik) ve ateizm kelimelerinin birleşmesinden oluşan, herhangi bir ilâhî güce olan inanca yada inançsızlığa karşı ilgisiz olma anlamına gelen felsefî düşünce. Apatetik: Hissiz, duyusuz, ilgisiz.

 

Apateizm yada tanrı-umursamazlık, tanrının veyâ tanrıların varlığı veyâ yokluğu konusunda ilgisiz, kayıtsız kalma durumudur. Bir apateist, tanrının veyâ tanrıların vâr olduğu veyâ olmadığı yönündeki iddiâları kabûl etmek veyâ reddetmekle ilgilenmez. Apateizm, bir inanç, iddiâ veyâ bir inanç sisteminden ziyâde bir tutum olarak nitelendirilir. Türkçe karşılığı “tanrı umursamazlık” olan apateizm, “pragmatik ateizm” veyâ “pratik ateizm” olarak da biliniyor.

 

Agnostisizmde de bilinemezlik nedeniyle bir ilgisizlik durumu vardır ama agnostisizmdeki bu ilgisizlik “kararsız kaldığı için” “gerekeni yapmama” durumudur. Fakat agnostikler dîne ve ilâhî olana teorik anlamda ilgisiz değildirler. Agnostisizmde, Tanrı’nın varlığı ve yokluğu meselesine ciddî bir entelektüel ilgi vardır ve bu meselenin rasyonel zeminde tartışılamayacağına dâir bir felsefî duruş sergilenir. Dînî ilgisizlikte ise Tanrı’nın varlığı veyâ yokluğu meselesi kişinin gündeminde değildir.

 

Agnostikler kendilerini ateist yada teist olarak ifâde etmezler ama pratikte ateist davranışlar gösterirler, zîrâ teist gibi değil, ateist gibi yaşarlar. Apateistler ise hem ateist, hem deist hem de agnostiktirler. Bu hem teorik anlamda hem de pratik anlamda böyledir. Apateizm, din konusunda tam bir ilgisizlik ve kayıtsızlık durumudur. Peki ya modern müslümanlar?. Onların apateistlerden farkı nedir?       

 

Bâtıl dinlerde farklı olabilir ama Allah katındaki tek hak din olan İslâm’da ilgisizlikle müslümanlık bir-arada durmaz. Çünkü İslâm’ı kabûl etmek, İslâm ile ilgilenmeyi ve İslâm’ın emri ve yasaklarını yerine getirmeyi kabûl ve taahhüt etmek demektir. Zîrâ İslâm demek ilgi demektir. Bu ilgi düşünsel ve teorik olduğu kadar -hattâ daha fazla- pratik ve eylemseldir.

 

Dînî ilgisizlik yada apateizm, işin teorik yönünden ziyâde pratik yönüne karşı olan ilgisizlik olarak gözükmektedir. Çünkü çoğu-kişi kendisini müslüman olarak ifâde ediyor ve dîni bilgi konusunda az-çok okuyor, dinliyor ve ilgileniyor. Fakat bir kişi okuma-yazma bilmiyor ve üstelik duyma yetisini de kaybetmiş olabilir Bu durumda İslâm’ın teorik yönüyle ilgilenemeyecektir. ama bu onun amelden kopuk olmasını gerektirmez. O-hâlde önemli olan İslâm’ın pratik yönüyle ilgilenip-ilgilenilmediğidir. Çünkü zâten İslâm’ın teorik yönünü bilmek de pratik yönü için yâni amel-eylem için gereklidir. Yoksa İslâm’da kuru-kuruya bilmek, işin gereğini yapmadıktan sonra çok da önemli bir şey değildir. Kur’ân bildiklerinin gereğini yapmayan kişileri “kitap yüklü eşekler”e benzetir. Demek ki bir kişinin İslâm ile ilgisinin olup-olmadığı, onun İslâm’ın emir ve yasaklarına riâyet edip-etmediğine göre değerlendirilir. Nice oryantalistler vardır ki İslâm konusunda aşırı bilgilidirler ama aynı-zamanda İslâm düşmanıdırlar. Demek ki İslâm ile ilgili olmak, bilmek ve yapmak yada bilerek yapmak demektir.

 

Günümüzde müslümanların İslâm ile ilgisi neredeyse apateistler gibidir. Çünkü besmele çekmeyi bile bilmeyen ama hiç-*bir ilgisi ve alâkası olmadığı hâlde kendini müslüman sayan insanlar vardır.

 

Zâten modern müslümanlıkta din, lâik-seküler-modern etkiler nedeniyle tamâmıyla vicdanlara hapsedilmiştir. Modern müslümanlar îman sâhibi değil, belki sâdece inanç sâhibidirler ki bu inanç Allah’ı kabûl etmekten ziyâde Allah’ı inkâr etmemek yâni îman etmekle değil, inkâr etmemekle ilgilidir. Bu da insanların “inanıyorum”a götürmesine rağmen “yapıyorum”a götürmemektedir. Modern müslümanlar amelde tam bir apateist olmuşlardır ve bu gidişle teorik anlamda da apateist olmaktan kurtulamayacaklardır. Zîrâ “müslümanım” diyenlerde İslâm’a karşı çok belirgin ve bâriz bir ilgisizlik vardır.   

 

Dînî ilgisizliğin ana-nedeni, başka şeylere olan ilgiler ve aşırı ilgilerdir. Şeytan, nefs ve tâğutlar her dâim iş-başındadır ve  bunların etkilerinin sonucu olarak modern insan, çıkarlarına aykırı olana karşı ilgisizlik göstermektedir. Bu-noktada İslâm, çıkarcılığa en çok karşı çıkan din’dir. Çünkü “çıkar” dendiğinde “sâdece bâzılarının çıkarı” öne çıkar ki tüm adâletsizliklerin, haksızlıların, ahlâksızlıların, şirkin, küfrün ve zulmün nedeni budur.

 

Teorik olarak ateist olamayanların %90’ı “pratik ateist”tir. Zîrâ yaşam-biçimleri ateistlerden ve ateistlikten farklı değildir. “İnanıyorum” diyenlerin büyük çoğunluğu “artık inanmıyorum” demeye başlasa hayatlarında bir değişiklik olmayacaktır. Çünkü tam bir dînî ilgisizlik içindedirler ve neredeyse apateist olmuşlardır. Hattâ şöyle diyebiliriz; ateistler dîne, birer apateist hâline gelmiş olan  modern müslümanlardan çok daha ilgilidirler. Çünkü en azından dînin teorik yönüyle ilgilenmektedirler.

 

“Niye öyle diyorsun?, biz inanıyoruz” diyorlar. Allah elbette îmanları zâyi etmez. Fakat İslâm’da îmânın delili ve ispâtı amel-eylem ile gösterilir. Çünkü İslâm, Hristiyanlık gibi yâni Pavlus Hristiyanlığı gibi salt “îman ve inanma dîni” değildir. İslâm “îman ettim” deyince bitmez, “îman ettim” deyince başlar. Kur’ân, “Îman ettim demekle iş bitmez” (Ankebût 2) der. İslâm îman etmek ve salih ameller işlemekle ispât edilen ve tamamlanan tek hak din’dir. Bu nedenle “tamam inanıyorum” demesine rağmen dînin amelî yönüne ilgisiz kalmak kabûl edilebilir değildir. Dinde zorlama sâdece, “dîne dâhil olma” noktasındadır ve dînî kabûl edenler, İslâm dîninin ona yüklediği sorumlulukları ve yükümlülükleri de kabûl etmiş olmaktadırlar. Bu nedenle müslümanlar, ibâdetlere ve dînin amel ve eylem yönüne, apateistler gibi ilgisiz kalamazlar.

 

Modern insan ve müslümanların apateistliği yâni dîne kayıtsız ve ilgisiz kalmalarının nedeni, tüm zamanlarda şeytanın ve nefsin, günümüzde ise modernizmin ağır kuşatması, baskısı ve ayartmasıdır. Modern insan moderne uygun fikirlere çok açık hâle gelmiştir ve işin amel-eylem yönünü sıkı tutmadığı için ve gerekeni yapmadığından dolayı bunlardan çok fazla etkilenmektedir. Bu-bağlamda bir yazıda şunlar söylenir:

 

“İnsanların inançsızlığa yönelmesinde entelektüel faktörler baş-rôl oynar. İnanç konusundaki tutum değişiminin nedeni bilişseldir ve kişinin düşüncelerinin değişmesiyle tutumu da değişir. Eğitim düzeyi arttıkça, yeni fikirler edindikçe, muhâkeme gücü geliştikçe, farklı fikirlere mâruz kaldıkça ve eleştirel düşünmeye başladıkça kişi inancından vazgeçecektir. Bu-şekilde inançsız olan birey daha sonra yeni tutumuna uygun davranışlar geliştirecek ve artık ‘Tanrı yokmuş gibi’ yaşayacaktır. Modernite ile birlikte bâzı insanlar, ahlâkın toplum içinde toplumun ürünü olarak vâr olduğunu ve insan yaşamının ahlâkî bir parçası olmak için din ile ahlâkî bağlantısının olması gerekmediğini savunmaktadır. Apateistler etik değerlerinin yeterliliği sebebiyle dîne ihtiyaç kalmadığını, onsuz yaşanabileceğini düşünmektedirler”.

 

İnançsız veyâ dîne ilgisiz olmakla gelişmiş olmak arasında bir bağ kurulmakta ve insanlardaki ilgisizlik artmaktadır. Baş-örtülü ve tesettürlü bir kadını namaz kılarken gören bir lâik, kadına, “siz namaz kıldığınız ve örtündüğünüz için fakir ve câhil kalıyorsunuz” demişti. Oysa olan şey, namaz kılan dindarların, lâik sistem tarafından alanlarının daraltılması ve sınırlı bir hayâta mecbur bırakılmasıdır. Dindarın alanı daraltılırken, dîne ilgisiz olanlara alan açılmaktadır. Şu da var ki, dîne ilgisiz olanlar âhirete de ilgisiz oldukları için tüm güçlerini ve enerjilerini dünyevî olana verip dünyevî olana odaklandıkları için, dünyevî olana daha çok sâhip olabiliyorlar. Mü’minler için Dünyâ sınırlı görüldüğünden dolayı, dünyevî olan da sınırlı olur. Bu da işin raconudur.

 

Lâik, seküler, kentli, entelektüel, eğitimli ve modern olan bir-çok kişi için dindar olup-olmadıklarına verdikleri “dindar değilim” cevâbı aslında “ben modernim, liberâlim, sekülerim, aydınım yâni dîne ilgisizim” demektir. Zâten Allah yokmuş gibi yaşamaktadırlar. Üstelik bunu üstünlük olarak da görmektedirler. Zîrâ değer ölçüleri apateistler gibi maddeye göre şekillenmiştir.

 

Modern müslümanlar ki bunların içinde namaz kılan, oruç tutan, hacca giden vs. vardır; aslında dîne ilgisizdirler ve dînin ne hakîkatini-doğrusunu araştırılar ne de dînin gereklerini tam olarak yerine getirirler. Yaşamlarının çoğu zamânında Allah yokmuş gibi yaşamaktadırlar. Bu da bir kısır-döngü olarak dîne karşı ilgisizliği arttırmaktadır. 

 

Dîne ilgisizlik aslında daha çok “âhirete ilgisizlik” olarak gözükmektedir. Çünkü çoğu kişide âhiret bilinci ve inancı yoktur yada yeterli değildir. Bu da Allah yokmuş gibi davranmaya neden olmaktadır.

 

Müslümanların yer-altı ve yer-üstü kaynaklarının sömürülüp durduğu, canlarının ve mallarının yağma edildiği, insanlar açlık, susuzluk, çıplaklık, evsizlik vs. bir-çok mahrûmiyetler içinde yaşarken ve müslüman coğrafyalar birer savaş-alanına dönmüşken, dîn ile hiç ilgilenmemek yada dînin sâdece teorik yönüyle yâni sâdece bilgisiyle ilgilenmek de ilgisizliktir ve neredeyse apateizm denilecek hâle gelmektedir.

 

Teorik mükemmelliğin artması, pratiğe sekte vurmakta ve dînin amel-eylem yönüne ilgisizliği başlatmakta ve arttırmaktadır.

 

En doğrusunu sâdece Allah bilir.

 

Hârûn Görmüş

Şubat 2024

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder