12 Mayıs 2024 Pazar

Bol Götten Osurmak

 

“Kendisini tek olarak (ve yapayalnız) yarattığım (şu adam)ı Bana bırak; ki Ben ona alabildiğine çok mal (servet) verdim. Göz-önünde hazır çocuklar (verdim). Ve sayısız imkân ve fırsatları önüne serdim. Sonra, daha arttırmam için tamah eder (doyumsuz istekte bulunur). Hayır; çünkü o, Bizim âyetlerimize karşı kesin bir inatçıdır” (Müddesir 11-16).

 

Bol götten osurmak: Aşırı atmasyon yapmak. Nâzikçesi, “bol keseden atmak” demektir ki “yerine getiremeyeceği vaadlerde bulunmak, hayâller kurmak ve işler yapmak”tır.

 

Bol götten osurmak, karşılığı olmayan, olmayacak olan bir şeyi söylemek yada yapmaya kalkmak ve hattâ borçla-harçla da olsa yapmaktır. “Karşılığı olmayan ve olmayacak şekilde konuşmak ve yaşamak” demektir. Bu-bağlamda bol götten osurmak; “parası olmadığı hâlde aşırı yeme, içme, giyme ve gezmeye yönelmek, pahalı ve gereksiz şeyler almak, ‘çıtayı düşürmemek’ uğruna ele geçen parayı fazlasıyla hemen yiyip-bitirmek” anlamındadır.

 

Bol götten osuranlara bakıldığında büyük oranda, bu kişilerin bir zaman önce paralı ve rahat yada refah içinde bir yaşamları olduğu görülür. Bu seviyeden düştüklerinde, aslında bir karşılığı olmadığı hâlde alışmış oldukları için yada o günlerin özlemiyle, önünü-sonunu düşünmeden kolayca ve bolca harcamak yada harcama yapmak hayâli kurmaktır. Bu nedenle bol götten osurmak aslında bir “haddini bilmezlik”tir. Haddini bilmemenin sonu mutlakâ rezillik olacağı için, bol götten osurmanın sonu sıçıp-batırmakla biter. Haddini bilmeyerek bol götten osuranların, sonunda ortalığı boka bulamaları kaçınılmazdır.

 

Âyette bahsedilen adam niçin daha da fazlasını istiyor?. Çünkü bu adam bol götten osuran bir adamdır ve bol götten osurmaya alıştığı için, artık daha bol bir götten osurmak istemektedir. Bunun için de daha fazla mal-mülk ve servete ihtiyaç duymaktadır. Üstelik kendi âilesi de bol götten osurmaya alışmıştır ve bol götten osuranların sayısı çoğalmıştır.    

 

Bol götten osurmak,; düşünme, konuşma, yazma, yeme, içme, giyme, gezme, harcama, davranma vs. her alanda bol-bol olmaktır. Tüm zamanlarda bu böyle olmuştur ama özellikle her-şeyin çok abartıldığı modernizme bu iyice çoğalmış ve yoldan çıkacak hâle gelmiştir hattâ yoldan çıkmıştır da. Çünkü modern insanın çok büyük oranı ve kesimi, elinde olmayan parayı harcamaktadır. Üstelik eline geçecek paranın da fazlasını harcamıştır-harcamaktadır. Kredi kartı denilen şeytan-işi îcat aracılığı ile bunu yapmaktadır. İnsanlar hayatları boyunca ödemeyecekleri borcun altına girmişlerdir-girmektedirler. İnsanların çok büyük çoğunluğu, şeytanın ve nefsin ayartmasına kapılmış, “tâğut” denen küresel şeytanların ve servet-sâhiplerinin oyunlarına kanmış ve sonunda da kucağına düşmüştür. Artık herkes -farkında olsunlar yada olmasınlar- bu tâğutların modern köleleri hâline gelmişlerdir. Borçlarını borç ile kapatmaya çalışmaktadırlar ama bu yöntemle bırakın borcun bitmesini, bu, daha fazla borca batmaktan başka bir işe yaramamaktadır. Peki modern insan neden bu duruma gelmiştir?. Çünkü modern insan bol götten osurmaya alışmıştır ve bol götten osurup durmaktadır. Zâten modernizm denilen şey “bol götten osurma uygarlığı”dır. Modernizm varlığını ve hayâtiyetini bol götten osurmaya ve osuranlara borçludur.    

 

 Modern insanın en güçlü tutkusu “bolluk içinde yaşama” isteği, daha doğrusu ihtirâsıdır. Bol götten osurup durması bu nedenledir. Müslümanlar da dâhil insanlar, Dünyâ’da bulunmanın yegâne amacının, “Dünyâ’dan olabildiğince zevk almak” ve “Dünyâ’nın tadının çıkarmak” olduğunu zannediyor. Zevk içinde olan bir yaşam için ellerinden ne gelirse (meşrû yada gayr-ı meşrû) yapmayı göze alabiliyorlar. Öyle ki, bunun için birilerinin hayâtını karartanlar bile var. Bunu sâdece zevk ve haz içinde yaşamak için yapıyorlar. Haz ve zevk içinde yaşamak ise; bol-bol, fazla-fazla, çok-çok, aşırı şekilde, taşarak, dökerek, saçarak, sıçarak, isrâf ederek, önünü-arkasını düşünmeden alarak ve tüketerek yâni bol götten osurarak olabilir. İşte modern insanın temel sorunu budur: Parası olmasa da, karşılığı olmasa da bol-bol, fazla-fazla alabilmek, rahat harcayabilmek yâni bol götten osurmak.

 

Dünyevileşen insan için “Dünyâ’yı doya-doya, en uzun süre boyunca, en çok ve en kaliteli şekilde bol-bol tüketerek yaşamak” en yüce hedef ve ideâl hâline geldi. Bu da bol-bol, döke-döke, taşa-taşa, saça-saça, sıça-sıça almak ve tüketmek şeklinde olabilirdi. İnsanların zevkleri değiştirildi, bu, düşüncelerin ve davranışların da değişmesine neden oldu. Modern insan Dünyâ’ya alabildiğine asılmaya başladı. Böyle olunca da temel sorun olarak belirlediğimiz “bol-bol tüketme arzusu” yâni bol götten osurma ortaya çıktı. Tabi ki bundan, haddini-hudûdunu bilen, kırmızı çizgilerini her dâim koruyan mü’minler müstesnâdır.

 

Allah bu dünyâda da bize helâl ve temiz yiyeceklerden isrâf etmeden ve abartmadan faydalanmayı meşrû kılmıştır. Fakat Dünyâ cennet değildir ve nîmetleri sınırlıdır. İsrâf ettiğinizde, bol-bol, döke-döke, saça-saça kullandığınızda, birilerinin hakkını almış ve yemiş olursunuz. Dünyâ’nın bâzı bölgelerinde açlık çekilmesinin nedeni, modern insanın temel sorunu olan bol-bol tüketme arzusu, ihtirâsı ve bol götten osurmasıdır.

 

Bir sınır yoksa hiç-bir sınır yoktur. Öyle ya, ilk kırmızı çizgide durmazsanız sonraki kırmızı çizgilerde niçin durasınız?. Temel sorun, hiç-bir kırmızı çizgide durmamaktır. Bol götten osurmak, sınırları çiğnemeden gerçekleşmez, gerçekleşmiyor.

 

Dünyâ’nın ve insanların başına gelen tüm musîbetler bol götten osurmak yüzünden geliyor. Bol götten osurmak şeytanın bir ayartmasıdır, haddini bilmezliktir, yapamayacağı şeyleri yapmaya çalışmak ve sonunda da sıçıp batırmak demektir.

 

Mü’minler çok iyi bilirler ki, bol-bol, çok-çok, rahat-rahat, taşa-taşa, döke-döke, saça-saça ve sıça-sıça tüketmek, birilerinin hakkını yemek demek olacağı için “bol götten osuranlar”ın karşısında büyük çoğunluğu oluşturan ve “dar götten osuran” ve osurmak zorunda kalan insanlar olacaktır. Bu nedenle müslümanların bol-bol tüketmesi ve bolluk içinde yaşaması yâni bol götten osurması düşünülemez. Çünkü müslümanlar kardeştirler. Kardeş demek “paylaşmak” demektir. Paylaşınca Dünyâ’da bol-bol olmaz, ama âhirette sonsuz-sınırsız olur.

 

Modern insan abartmayı çok seviyor. Abarta-abarta yiyor, içiyor, giyiyor, geziyor vs. her-şeyi abartıyor. Çünkü iç-âlemden kopmuş ve dış-âleme kapılmış durumdadır. İç-âleminde kanayan yarayı dışarıdan tampon yaparak durdurmaya çalışıyor. Bu da bol-bol, döke-saça ve isrâf ede-ede tüketmeyi yâni bol götten osurmayı yanında getiriyor.

 

Modern insan Dünyâ’da uçuruma âhirette ise cehenneme doğru yuvarlanmaktadır. Bunun ilk sebebi tüketme noktasındadır. Bir çoğaltma ve tüketim yarışıdır ki almış başını gidiyor. Bu yarış içinde en önde gidenler, en bol götten osuranlar oluyor. Bol götten osuranlara “tahtadan bir kazık” yeterli olacaktır. Cehennemde ise o kazık “ateşten” olacaktır.   

 

En doğrusunu sâdece Allah bilir.

 

Hârûn Görmüş

Mayıs 2024

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder