29 Nisan 2024 Pazartesi

Popüler Olanın Peşine Takılmak

 

“Ey insanlar!; yeryüzünde olan şeyleri helâl ve temiz olarak yiyin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Gerçekte o, sizin için apaçık bir düşmandır” (Bakara 168).

 

Popüler: “Kalabalıkların, yığınların beğenisine uygun, halkça tutulan, beğenilen, ünü çok yaygın olan, herkesçe tanınan”. Bu sözcük Latince aynı anlama gelen “popularis” sözcüğünden evrilmiştir. Bu sözcük Latince populus “halk, kamu, cumhur” sözcüğünden “+ari° ekiyle türetilmiştir.

 

Sünnetullah ve imtihan gereğince ortaya çıkan şeytan, insanları çeşitli şekillerde kandırır. Şeytan insanları en çok, basit şeyler üzerinden kandırır. Zâten herkesi tek-tek kandırmasına da gerek yoktur, Koyun misâli; koyunlardan bir-kaç tânesini kandırdığında ve yönlendiğinde, onları gören diğer koyunlar hemen peşlerine takılacaklardır. Şeytanın insanları kolayca kandırma yöntemlerinden biri de, insanları “popüler olanın peşine takmak”tır.     

 

Modernizmin “popüler kültür ve heves uygarlığı”dır ve hayâtiyetini popüler olandan, insanların hevâ ve heveslerinden alır ve yine bu yolla devâm ettirir. Modernizm, gerekli-gereksiz her-şeyi popülerleştirir, ayağa düşürür ve halkın aşırı şekilde kullanımına açar.

 

Popüler olan şeyler, insanların nefislerine yada çâresizliğine yöneliktir. Popüler olan furya şeklinde ortaya çıkar ve koyun misâli herkes zevk almak yada menfaat sağlayabilmek adına popüler olanın peşine takılır.

 

Popüler olan abartılırdır ve abartılı olmak zorundadır. Çünkü halk yâni populus, popüler olana dikkat kesilir ve popüler olana odaklanır.

 

Popüler olan basittir, basit olmak zorundadır. Çünkü halka yönelik olan şey basit olmalıdır. Popüler olan şey üstün niteliklere sâhip olduğu için değil, “halka göre” olduğu içindir. Fakat halka göre olması halkın yararına değil, daha çok zararınadır. Çünkü popüler olan şey ahmaklaştırıcıdır. Zîrâ popüler olan şey düşünceyi, akletmeyi, tecrübeyi, haramı, günahı, suçu, adâleti ve ahlâkı blôke eder. Popüler olan şey, bir-an önce sâhip olunması ve peşinden gidilmesi gereken şeydir. Popüler olandan uzak kalmak ve popüler olana ulaşamamak halk için büyük bir tâlihsizlik, eziklik ve haksızlık olarak görülür. Çünkü popülarite “herkesin sâhip olduğu, herkesin yaptığı ve herkesin peşlinden gittiği şey iyidir” anlayışı ve düşüncesi (daha doğrusu düşüncesizliği) ortaya çıkarır.  

 

Popüler olan en iyisi, en doğrusu, en kullanışlısı, en sağlamı, en dayanıklı olanı, en güzel ve en estetik olanı, en faydalısı ve en ucuzu falan değildir. Tam-aksine popüler olan şeyde bunlar yoktur ve olmaz. Çünkü popüler olan “geçici ve değişen” olmak zorundadır ki biraz sonra popüler olan eskisin ve yeni bir popüler ortaya çıksın.

 

Popüler olanı desteklemek için bir bilince gerek yoktur. Popüler olan bir üründen başka popüler bir düşünceyi, fikri, ideolojiyi, inancı vs. desteklemek için aklı-mantığı işletmeye gerek olmaz. Herkes nasıl yapıyorsa yâni popülasyon nereye nasıl gidiyorsa onu tâkip etmek yeterlidir.

 

Popüler olmak çok kolaydır. Popülasyon neye yönelmişse, o şey doğru ve güzel olarak kabûl edilir. Halk yâni populus ne yiyor, içiyor, giyiyorsa, nereleri geziyorsa, ne alıyor ve satıyorsa, hangi işleri yapıyorsa, popüler furyalardan nemalanmak istiyorsa, nasıl konuşuyorsa, neleri okuyor ve yazıyorsa, neyi izliyor ve tâkip ediyorsa, neyin hayâlini kuruyorsa ve nasıl davranıyorsa tüm halkın aynı-şekilde, popüler olanı tâkip etmesi yeterlidir. Zâten farklı olan bir şey düşünüyorsanız, farklı bir şey konuşuyorsanız, yazıyorsanız ve yapıyorsanız halk tarafından a-normâl olarak görülmeye başlarsınız. Popüleri tâkip etmenin kaçınılmaz sonucu budur. Kendi koyunluklarına bakmayanlar sizin boş işlerle uğraştığınızı düşünecektir. Öyle ya; siz nasıl olur da popülasyondan ve popüler olandan farklı yer, içer, giyinir, gezer, okur, konuşur, yazar ve davranırsınız?. Hele yaptıklarınızı din-merkezli olarak yapıyorsanız eyvah!; siz gerici bir yobaz, orta-çağ karanlığına gömülmüş bir câhil ve şiddeti savunan bir teröristsinizdir.    

 

Popüleri bilmeye-anlamaya gerek yoktur. Popüler bir şeye sâhipseniz onu “biliyor” sayılırsınız. Modern insan, hiç-bir bilgisi olmamasına rağmen mevcut ve popüler olan şeye yalakalık yapmayı ve ona ne pahasına olursa-olsun sâhip olmayı, o şeyi “bilmek” zanneden kişidir.

 

Modern insan, popüler olan her-şeyi zihnine ve hayâtına yansıtmaya başlıyor. O şey isterse şerefsizce ve ahmakça olsun fark-etmiyor. Bir şey popüler olunca, o şeyin küfür, şirk, nifak, fitne, fesad, günah, haram, ayıp, suç, adâletsizlik, eşitsizlik, ahlâksızlık, merhâmetsizlik, vicdansızlık ve ahmaklık içermesi sorun olarak görülmüyor. “Popülerse yâni insanların çoğunun yöneldiği şey iyidir, hoştur, doğrudur” anlayışı modern insanın dîni olmuştur. Önemli olan şey popüler olana sâhip olmaktan başkası değildir. Bu nedenle de popüler olanın eleştirilmesi ve ona îtirâz edilmesi, zinhar mümkün olmadığı gibi, bunun düşünülmesi bir saçmalık olarak kabûl edilir. 

 

Modern insanın ve popüler zihniyetin âdetâ taptığı şeyler vardır. Okul, başarı ve popüler çok kazançlı işler. Aslında bunlar, insanın hayâtı ıskalamasına neden olan üç etkendir. Popüler olan dünyevîleşmeye yöneltir fakat aslında hayâtın ıskalanmasına neden olur. Zîrâ popüler olna, hayâtın “gerçekten” yaşanmasının önüne geçer.

Popüler olan, çok saçma, anlamsız ve uçuk-kaçık şeylere inanmaya neden olur. Özellikle modern-bilim ve teknoloji, insanların olmayacak şeyler için “neredeyse olacak ve olmak üzere” gibi bir beklentiye bile sokar. Meselâ modern bilim ve teknoloji, “bilinçsiz zekâ”nın (yapay zekâ) peşinde. Öyle ki, modern insan, yapay zekâyı Allah’ın yarattığı mûcizevî insandan daha popüler ve üstün görmeye başlamıştır ve yapay zekâyı tam bir îman-güven ve hûşû ile tâkip etmektedir.

 

Popüler demek, “insanların çoğunluğuna uymak” demektir. Fakat bu, insanların zannettiği gibi doğru bir yol ve tutum değildir. Zîrâ Allah, çoğunluğun gittiği yolun sapık ve saptırıcı olduğunu söyler:

 

“Yer-yüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah’ın yolundan şaşırtıp-saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak zan ve tahminle yalan söylerler” (En-âm 116).  

 

En doğrusunu sâdece Allah bilir.

 

Hârûn Görmüş

Nîsan 2024

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder