30 Haziran 2024 Pazar

Şeriat Nedir?

  “Sonra seni bu emirden bir şeriat üzerine kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin hevâ(istek ve tutku)larına uyma” (Câsiye 18).   Şeriat: “Bir yöne doğru açılarak uzayıp gitmek, açık olmak, açık hâle getirmek”. “Şer” kökünden türeyen şerîat (çoğulu şerâi’) ve şir’at kelimeleri “insanların yada hayvanların su içtiği, açıkta olan ve kesilmeyen akarsu; bu suya giden yollar” mânâlarına gelir.   Şeriat, (çoğulu “şerâyi”), Arapça şerea'...
Devamını Oku »

Kesin Olana Bağlanmak Yada Tahminlere Sığınmak

    “İşte-böyle; şüphesiz Allah, O, Hak’tır ve şüphesiz O’nun dışında taptıkları (tanrılar) ise, bâtıldır. Şüphesiz Allah yücedir, büyüktür” (Lokman 30).   Bir şey kesindir yada değişebilir olandır. Üçüncü bir şık yoktur. Üçüncü bir şık olarak hak ile bâtılı karıştırmaya kalktığınızda  o şey bâtıl olur ve geriye yine hak ve bâtıl kalır. Kesin olan Allah’tan gelen, değişebilir olan ise beşerî olandır. Değişebilir olanın “değişir” olmasının nedeni kesin olmayıp da tahmine...
Devamını Oku »

21 Haziran 2024 Cuma

Ayrılık Üzerine

  “…Bundan sonra (bana düşen) güzel bir sabırdır” (Yûsuf 83).   Hz. Yâkub, ayrılığın acısıyla böyle diyor. Çünkü yapacak bir şey yoktur. O ayrılık ve acı yaşanacaktır.   Ayrılık insanın kaderidir. Babadan ayrılarak annenin karnına yerleşen insan, vakti geldiğinde anne karnından da ayrılarak hiç ayrılmayacağını zannettiği Dünyâ’ya doğar. Bu doğuş, uzun-kısa bir ömürden sonra ölüm ile Dünyâ’dan ayrılmakla son bulur. Tabi Dünyâ’dan ayrılmak aslında “Dünyâ’nın üstünden...
Devamını Oku »

Uydurulmuş Dinden Çıkmak

  “…Sizden kim dîninden geri döner ve kâfir olarak ölürse, artık onların bütün işledikleri (amelleri) Dünyâ’da da, âhirette de boşa çıkmıştır ve onlar ateşin halkıdır, onda süresiz kalacaklardır” (Bakara 217).   Târih boyunca tüm zamanlarda ve tüm mekânlarda her zaman iki çeşit din olmuştur: 1-Allah katındaki tek hak din olan İslâm yâni “indirilmiş ve uygulanmış din (Kur’ân ve Sünnet)”; 2-Beşerî ve dünyevî olan, akla ve insana dayanan uydurulmuş din. İşte târih, bu iki dînin yâni...
Devamını Oku »

Mekruh ve Vâcib

    “Bütün bunlar, kötülüğü olan, Rabbinin katında da hoş olmayanlardır (mekrûhen)” (İsrâ 38).   Mekruh: “Çirkin bulmak, kötü görmek, istememek; meşakkat, sıkıntı, zorluk” gibi anlamlara gelen kerh (kürh, kerâhet, kerâhiyyet) kökünden türeyen mekrûh kelimesi “içerisinde zorluk ve sıkıntı bulunan, hoşa gitmeyen, çirkin ve kötü görülen şey” demektir. Aynı kökten türeyen kerîh “çirkin görülmüş, hoşa gitmeyen şey”, ikrâh da “bir kimseyi istemediği ve hoşlanmadığı bir fiili yapmaya...
Devamını Oku »