30 Kasım 2023 Perşembe

Şehvetin Kölesi Olmak

 

“Kadınlara, oğullara, kantar-kantar yığılmış altın ve gümüşe, salma güzel atlara, hayvanlara ve ekinlere duyulan ‘tutkulu şehvet’ insanlara ‘süslü ve çekici’ kılındı. Bunlar, dünyâ-hayâtının metaıdır. Asıl varılacak güzel yer Allah katındadır” (Âl-i İmran14).

 

Şehvet: “Arapça şhw kökünden gelen şahwa(t) şiddetle isteme, cinsel istek, şiddetli arzu” demektir.

 

Modernizm bir “şehvet uygarlığı”dır. Üstelik insanlık-târihi boyunca şehvet, modernizmde olduğu oranda hiç-bir zaman bu kadar kışkırtılmamıştı. Öyle ki modernizmde “şehveti kölesi olmak” bile şehvetli bir söz hâline gelmiş ve çoğu kişiye hoş görünür olmuştur. Bu yüzden olsa gerek, modernizm; “şehvetin kölesi” olmaya “özgürlük” diyor. Ne kadar özgürseniz o oranda şehveti hak edersiniz. Şehveti engelleyen ve sınırlamak isteyen şeyler ve kişiler ise ilkel, yobaz, gerici ve bağnazdır. Modernizme göre haz ve şehvet kendisine sıkı-sıkıya bağlanılacak bir din’dir ve bu dînin müntesipleri Dünyâ’nın en şanslı ve mutlu insanlarıdırlar. Hâlbuki gerçekte, şehvet köleliği en yaygın ve âdi bir köleliktir. İnsanlık târihinde hiç-bir zaman şehvet bu kadar övülmemişti ve insanlar hiç-bir zaman küresel anlamda bu kadar kışkırtılıp da şehvetin kölesi ve esîri olmamıştı.

 

Günümüzde 3 sahte tanrı; güç, şiddet ve şehvettir. Aslında şehvet Allah’ın bir nîmetiydi, fakat modernizm ile belâya dönüştü. Şehvet Allah’ın bir nîmeti ise, onu öldürmek değil terbiye etmek önemlidir. Çığırından ve rayından çıkmış bir şehveti dizginlemek elbette çok zor olacaktır.

 

Artık insanların çoğu câhilce, servete, siyâsete, şöhrete ve şehvete tapmaktadırlar. Müslümanların da düşüp yıkıldığı yer burasıdır. Sahabe ile modern müslümanlar arasındaki bâriz fark, sahabelerin şehâdete koştukları şevkle, modern müslümanların servete ve şehvete koşmasıdır. Çünkü modernleşme küreselleşmiştir ki bu “şehvetin küreselleşmesi” demektir. Froyd, şehveti merkeze aldığından bêri şehvet insanların en büyük hedefi hâline gelmiştir. Artık herkes bir şeyler üzerinden hazza ve şehvete ulaşmaya çalışmaktadır. Üstelik de bunu doğru ve mantıklı bir şey olarak görmektedir. 

 

Müslümanlar da dâhil modern insan şehvetle olan imtihanda dökülmüş ve imtihanı kaybetmiştir. Artık Hz. Yûsuf gibi adamlar bulmak neredeyse imkânsız hâle gelmiştir. Zîrâ herkes şehvetin kulu-kölesi olmuştur. Zâten Dünyâ da şehvetin kurbânı olmuştur yada şehvet nedeniyle hızla çöküşe doğru gitmektedir.

 

Peki bu nenden böyledir?. Şehvet niçin bu kadar etkili olmaktadır ve yaygınlaşmaktadır?. Çünkü artık Allah, âhiret, gayb, Kur’ân, peygamber ve İslâm hesâba katılmıyor. Îmanlar ve takvâlar zayıfladı, buy da amel-eylemi azalttı ve yok etti. Böylece insanlar şehvete yöneldi. Îmânın, takvânın ve amel-eylemin azalmasının hattâ bitme noktasına gelemsinin cezâsı şehvet oldu. Kur’ân bu konuda şöyle der:

 

“Sonra onların arkasından öyle nesiller türedi ki, namaz (kılma duyarlılığın)ı kaybettiler ve şehvetlerine kapılıp-uydular. Böylece bunlar azgınlıklarının cezâsıyla karşılaşacaklardır” (Meryem 59).

 

Modern insan gençleşmeye en azından genç görünmeye çok önem veriyor  ve bu uğurda zayıflamak ve spor yapmak başta olmak üzere çeşitli işlemler yaparak gençleşmek yada genç görünmek istiyor. Peki neden?. Çünkü şehvetin kölesi olmuştur ve kesintisiz şehveti yaşamak istemektedir. Zîrâ şehevî olarak en yüksek seviye gençlikte yaşanabileceği için gençleşmek istiyorlar. İnsanlıktaki en iyi yaşı, şehvetin en çok ve en hızlı yaşanabileceği gençlik çağı olarak görüyorlar ve bu yüzden de birileri sürekli olarak gençliğe oynuyor. Her-şey en çok gençlere hitâp ediyor. Bu nedenle gençlik şehvetin içinde boğulmaktadır.

 

Servet-siyaset, şehvet-şöhret.. Şeytan ve nefs, insana bu dört şey ile tüm cihetlerden saldırır. Sağdan siyâsetle, soldan servetle, arkadan şöhretle, önden şehvetle ve tepeden cehâletle saldırır ve kuşatır insanı, tâ ki alttaki toprağa girinceye kadar. Zâten şeytan daha ilk başta insanlara tüm bu yönlerden saldıracağını söylemişti:

 

“Dedi ki: Mâdem öyle, beni azdırdığından dolayı onlar(ı insanları saptırmak) için mutlakâ senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım. Sonra muhakkak onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Çoğunu şükredici bulmayacaksın” (A’raf 16-17).

 

İhtiyaçtan fazla olan her-şey ihtirastır ve haramdır. Modernizm ise bir ihtiraslar uygarlığıdır ve hayâtiyetini de ihtirasları arttırarak sürdürür. İhtirasları da şehveti arttırarak fazlalaştırır. Şehvet; fazla konuşmak, yemek, içmek, giymek, gezmek, eğlenmek vs. aşırıya kaçan her-şey için kullanılabilir. Şehvet en çok cinsellikte yaşansa da, sâdece kullanılamaz. Şiddetli ihtiras, arzu, istek ve tutku ile yaptığınız her-şeyi şehvetle yapıyorsunuz demektir. Her-şeyin fazlası ve aşırısı şehvet olarak adlandırılır. Besmeleyle başlamayan her-şey şehveti kışkırtır ve insanı şehvetin kölesi yapar. Allah’ı, âhireti, İslâm’ı, Kur’ân’ı, dîni ve peygamberi unutturan her-şey kişiyi şehvetin kulu, kölesi, esiri ve kurbânı yapar. 

 

Modernizm ile birlikte her-yer insanı şehvetin kölesi yapacak şeyler ile kuşatılmıştır. Yeme, içme, giyme, gezme ve en önemlisi de televizyon, cep telefonu, internet ve sosyâl medya hep şehveti kışkırtmaya ve arttırmaya yöneliktir. Kolayca ulaşılabilen çıplaklık, erotik ve porno içerikler insanları şehvetin kulu, kölesi ve esîri yapmıştır-yapmaktadır ve insanlar Dünyâ’da ve âhirette -mâzallah- şehvetin kurbânı olacağa benzemektedirler.

 

Şehvet kişiye olmayacak aykırı şeyleri yaptırabilir ve kişi o anda yaptığı şeyin yanlışlığını göremez ve görse de engelleyemez. Meselâ Allah’ın nikâh şartıyla helâl kıldığı tertemiz kadınlar varken erkekler ile cinsellik yaşamayı şehvetin saptırması olarak gösterir:

 

“Siz gerçekten, kadınları bırakıp şehvetle erkeklere mi yaklaşıyorsunuz?. Hayır, siz (yaptığı şeyi) bilmeyen bir kavimsiniz” (Neml 55).

 

“Gerçekten siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz, ölçüyü aşan (azgın) bir kavimsiniz” (A’raf 81).

 

Şehvet özünde ve normâlde kötü değildir. Hattâ normâl sınırında duran şehvet bizim hayâtiyetimizi devâm ettirmemizi sağlar. Meselâ temel şehvet güdüsü “yemek”tir. Yemeği genelde şehvetle yâni iştah ile yeriz.

 

Kışkırtılarak şirâzesinden kaymış olan şehvet, yaklaşılmayacak bir şeydir. Çünkü yaklaştığınızda sizi içine çeker. Aynen zinâda olduğu gibi. Çünkü yaklaşırsan kapılır gidersin.

 

Şehvetin panzehiri, her-an namaz, niyaz ve bir iş üzere olmaktır. Şehveti normâl sınırlarında ancak böyle tutulur ve bunun başka da bir yolu yoktur.

 

Unutulmasın ki şehvetin kölesi olanlar hem Dünyâ’da hem de âhirette şehvetin kurbânı da olurlar.

 

En doğrusunu sâdece Allah bilir.

 

Hârûn Görmüş

Kasım 2023

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder