“Onları
gördüğün zaman cüsseli yapıları beğenini kazanmaktadır. Konuştukları zaman da
onları dinlersin. (Oysa) sanki onlar (sütun gibi) dayandırılmış ahşap-kütük
gibidirler. (Bu dayanıksızlıklarından dolayı da) her çağrıyı kendileri
aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp-sakının.
Allah onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar” (Münâfikûn
4).
Züppe: “Giyinişte,
konuşma biçiminde, dilde, düşüncede toplumca gülünç ve doğala aykırı bulunan
yapmacıklara ve aşırılıklara kaçan (kimse). Seçkin görünmek için, bazı
çevrelerdeki düşünceleri benimseyen, hayranlık duyan ve onlar gibi davranmaya
özenen kişi”.
Kâinat,
Allah’ın ona koyduğu yasalar demek olan sünnetullah ile ayakta durur. Kâinâtın
yaratılış amacı ise “imtihan”dır. Tüm kâinatta yasalar zinhar şaşmadığı için
kâinat bu döngüsünü muntazam şekilde devâm ettirir durur. İmtihan nedeniyle
insanı etkileyen şeytan, nefs ve tâğutlar ise kâinattaki şaşmaz düzene uymadığı
için Dünyâ’da ve insanlar arasında sürekli olarak sorunlar, zorluklar, kaos, buhran,
bunalım ve çeşitli çirkinlikler ve çirkeflikler olur.
Şeytan, nefs
ve tâğutlar insana en olmadık şeyleri yaptırabilirler. Zîrâ insan bir şeye çok
çabuk alışan ve alıştığında ise onsuz yapamayan hattâ alıştığı şeyi kutsallaştırıp
tapan bir varlıktır. Öyle ki alıştığı şey çok absürt ve saçma-sapan bile olsa
yine de fark etmez de şeytanın fısıldamaları, nefsinin ayartmaları ve
tâğutların kandırmaları ile insana yakışmayacak şeyleri yapmaya bile alışır ve
yemede, içmede, giymede ve gezmede absürt olan şeylere bile çok alışır da onu
olmazsa-olmaz olarak görür.
Doğala,
doğaya, fıtrata, normâle, Allah’a, âhiret bilincine, İslâm’a, Kur’ân’a, Sünnet’e,
dîne, îmâna, bilgiye, bilince vs. aykırı olan şeyleri yapmak yâni züppelik tüm
zamanlar boyunca görülmüş olsa da çok nâdir olmuştur. Fakat modernizm ile
birlikte yâni Allah’ın, ahretin, gaybın, dînin, İslâm’ın, vahyin,
peygamberliğin ve mâneviyatın hesap-dışı tutulmaya başlandığı zamanlarda insanlar,
başka bir seçenek olmadığı için mecbûren absürtlüğe kaymışlar ve züppeleşmeye
başlamışlardır. Bu absürtlük son 100-150 yıldır tasavvur, düşünce, konuşma,
yazma, edip-eyleme, yeme-içme, giyinme-gezme konularında bâriz bir görünüm
kazanmıştır. Züppelik denen absürtlük, gülünçlüğü, aptallığı, salaklığı,
yapmacıklığı, Allah’ın haram, yasak, günah ve ayıp kıldığı şeyleri beğenmeyi ve
benimsemeyi getirmiştir.
Modernizm
bir “züppelik uygarlığı”dır ve bağlılarını da kısa zamanda züppeleştirir. Modernizm
yada post-modernizm denen şey özellikle tek-kutuplu kaldıktan sonra 90’lı
yıllarla birlikte insanları züppeleştirmeye başlamıştır. Modern insan normâl,
doğal ve fıtrî olanı düşman edindikten sonra mecbûren her türlü sapık, sapkın
ve absürt şeylere yöneldiği için çok yoğun bir züppeleşme temâyülü
göstermektedir. Artık herkes züppeleşmeye başlamıştır ve züppeleşme popüler
hâle gelmiştir. Çünkü modern insan normâl olanı absürt, a-normâl olanı normâl
görmeye başlamıştır.
Bir “tek-tipleştirme
uygarlığı” olan şerefsiz modernizm, insanları madden vre zihnen birbirlerine benzetti
ve insanlar hep birden, olmayacak ve kabul edilemeyecek şeyleri bile şaşkınca
düşünmeye, konuşmaya, yazmaya ve yaşamaya başladılar. Modern insan yemede, içmede,
giymede, gezmede ve her alanda haram, günah, yasak ve ayıp olan İslâm’a aykırı
ve absürt şeyleri hiç çekinmeden yapmaya başlamıştır. Zîrâ çok yoğun bir züppeleşme
temâyülü vardır.
Züppeleşmeyi
yaygınlaştıranlar içinde en önde gelenler okula gitmeyi ve okulu uzatmayı
hayâtın anlamı yapmış olan yeni nesil gençlerdir. Ben bunlara x, y, z değil “n
kuşağı” yâni “nefs kuşağı” diyorum. Z kuşağındaki “z”, züppeliğin “z”sidir.
Nefs şeytanın fısıldamalarıyla birlikte onları ayartmış ve züppeleştirmiştir,
züppeleştirmektedir. Üstelik züppece düşünce, hâl ve hareketler popüler
olmaktadır. Şöyle dönüp bir bakın, modern insanın yaptıklarının içinde neredeyse
hiç normâl ve doğru-düzgün bir şey yoktur. Züppeleşme temâyülü gösterenler hem
kendilerinden sonra gelenleri de züppeleşmeye itmekte hem de ebeveynler de onlarla
baş edemeyince onlar da züppeleşme temâyülü göstermektedirler.
Züppeleşme
temâyülünde züppece davranmayanlar a-normâl olarak görülmektedir. Eğer züppe
değilseniz yada züppeleşme temâyülü göstermiyorsanız yobaz, gerici, ilkel, mal
vs. kabûl edilirsiniz.
Züppeleşme temâyülü
özellikle gençlerde absürt giyim, yeme, içme, dandik-dandik konuşma, absürt
alışkanlıklar, sapıkça düşünceler, hâl-hareketler ve amel-eylemler ve ne kadar
saçma-sapan aşırılıklar varsa ortaya çıkarıyor.
Züppeleşme
temâyülü, Allah’tan, âhiretten, gaybtan, dinden, îmandan, vahiyden,
peygamberden yâni İslâm’dan kopmanın sonucudur. İşte İslâm’dan kopulunca böyle
züppeleşme başlar ve züppeleşme temâyülü çoğalır. Artık herkes züppeleşmek için
kendini yırtar da absürt şeyler yapar durur. Hattâ bu absürtlükleri yapmak için
parasını ve canını bile ortaya koyabilirler. Çünkü züppelikte dikkat çekmek
her-şeydir. Adâlet, eşitlik, hak, hakîkat, ahlâk-merkezli olmak ile sivrilmeyenler,
dikkat çekmek için züppeleşmeye başlarlar. Bu-bağlamada tüm sosyâl medya
züppeleşme alanıdır. Züppeleşme temâyülünü arttıran en yoğun şey internet ve
şey sosyâl medyadır.
Evet; Allah’tan,
âhiret bilincinden ve korkusundan, gaybtan, dinden, îmandan, mâneviyattan,
vahiyden, peygamber örnekliğinden yâni İslâm’dan uzaklaşmanın sonuçlarından
biri de züppelik ve züppeleşme temâyülü olmuştur-olmaktadır. Züppeleşmek yada
züppeleşme temâyülü elbette sünnetullahın ve imtihanın bir sonucu olarak
Allah’ın, züppeleşen insanlara verdiği ağır bir cezâdır ve bu cezâ Dünyâ’da
rezil olmak, âhirette ise acı azaptır. Zîrâ Allah, en güzel sûrette yarattığı
insanın bu züppeleşme hâline düşmesinden aslâ râzı olmaz ve sapkınlığın
sonucunda ulaşılan züppeliğin de cezâsını verir.
En doğrusunu
sâdece Allah bilir.
Hârûn
Görmüş
Ağustos 2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder