“Allah’ın
indirdiği Kitap’tan bir şeyi göz-ardı edip saklayanlar ve onunla değeri az (bir
şeyi) satın alanlar; onların yedikleri, karınlarında ateşten başkası değildir.
Allah kıyâmet günü onlarla konuşmaz ve onları arındırmaz. Ve onlar için acı bir
azap vardır. Onlar, hidâyete karşılık sapıklığı, bağışlanmaya karşılık azâbı
satın almışlardır. Ateşe karşı ne kadar dayanıklıdırlar” (Bakara 174-175).
Allah
Dünyâ’daki nîmetleri, insanlar onlardan eşit şekilde faydalansınlar (Fussilet
10) diye yaratmıştır. Tabi sünnetullah ve imtihan gereğince bu nîmetlere
ulaşmak için çalışmak ve biraz çaba harcamak ve böylece nîmeti hak etmek
gerekir. Çünkü böyle olduğunda hem daha bereketli, hem de daha tatlı olur.
Emek-ürünü olan nîmet daha tatlı ve bereketli hâle gelir. Emek vermeden yemek olmaz ki Allah bunu
Kur’ân’da şöyle ifâde eder:
“Şüphesiz insana kendi emeğinden
başkası yoktur” (Necm 39).
İnsanın her arzu ettiği şey onun için
meşrû da değildir, helâl da değildir, doğru da değildir:
“Yoksa insana her dileyip arzu ettiği
şey mi var (zannediyor)?” (Necm
24).
Buna
rağmen birileri başkalarının yada başka şeylerin üzerinden geçinmenin derdine
düşüyorlar ve buna öyle bir alışmışlar ki vazgeçemiyorlar, vazgeçmek de
istemiyorlar.
Geçinmenin
kanımca en şerefsizcesi “din’den geçinmek”tir. Bu her din için geçerli olsa da
üzerinden en çok geçinilen din İslâm’dır. Çünkü İslâm Dîni’nden geçinenler hem
İslâm’a mensup olduğunu söyleyen dindarlar, hem de İslâm’a düşman olan
dün-düşmanları ve dinsizlerdir. Bu-bağlamda din ile alâkaları olmayan
ateistler, modernizme meftûn, râm ve hayrân olan modernistler, -sözde- ateist
olmadığını söyleyen ama ateist gibi yaşayan agnostikler de İslâm Dîni üzerinden
geçinmektedirler. Yâni İslâm’dan iki-yönlü geçinenler vardır ve diğer din ve
inançlarda da dinden geçinenler olmasına rağmen bu geçinme İslâm Dîni’nden
geçinmek kadar yoğun kadar değildir. Zîrâ mevcut modern sisteme karşı çıkan tek
din İslâm’dır ve bu nedenle küresel çoğunluk bir-şekilde ve bir ucundan İslâm’a
karşı çıkarak İslâm’dan maddî yada mânevî anlamda geçinmektedirler. İslâm’dan
geçinenler hem dindarlar hem de din-düşmanlarıdır.
Hâlbuki
tüm peygamberlerin bir mesleği vardı ve geçimlerini Allah’ın “beşte bir” emrine
kadar mesleklerinden sağlamışlardır.
Peygamberimiz’den
sonra iktidâra yalakalık yapan dindarlar, mezhepler, meşrepler, tasavvuf,
târikatlar, cemaatler, akımlar, partiler, hizipler vs. genelde dinden geçinmişlerdir
ve hâlen de geçinmektedirler. Baktığınızda bunları hemen tanırsınız. Onlar fil-dişi
kulelerinde, köşklerinde ve kâşânelerinde kaliteli yeme, içme, giyinme, gezme
ve îtibar ile günlerini gün ederek geçinir giderler. Bunlar halktan yada
yaltaklık yaptıkları kişilerden direkt olarak olmasa da, dolaylı yönden, meselâ
önleri açılarak menfaat elde ederler. Kendi bağlılarından direkt olarak bir
menfaat elde etmeseler de yazdıkları kıymetsiz kitaplardan, satış garantisi
nedeniyle elde ettikleri paralarla çok rahat bir geçime ulaşırlar. Kurban,
zekat, sadaka vs. ile payını alarak geçinenler de vardır. Tabi çeşitli işler
yaparak işi büyütenler ve holdingleşenler de vardır. Yoksa nereden geçinecekler
ki!. Hiç emek vermediklerine göre nasıl geçinecekler..
Dindar
görünerek dinden geçinenlerden başka bir de dinsiz takılarak dinden geçinenler
vardır. İlginçtir ki din-düşmanları da dinden geçiniyorlar. Düşman olunan bir
şeyden geçinmek…İyi ama düşman oldukları yada inanmadıkları için din ile yâni
İslâm ile hiç ilgilenmemesi gerekenler niçin diğerlerinden bile daha çok İslâm
ile ilgilenip, onun hakkında konuşup, yazıp, çizip vs. dinden maddî yada mânevî
anlamda geçiniyorlar yada en azından îtibar devşiriyorlar?.
Peki bunların hiç içleri sızlamıyor mu?.
Elbette hayır. Çünkü alışmışlardır ve alışmış kudurmuştan beter olduğu için
bunu hak olarak görenler bile var. Zâten bunlar aşırı mal-mülk ve makam-mevkî
düşkünü ve Dünyâ sevgileri olan kişilerdir. Bunu anlayıp görebilecek olanlar
bir bakışta hemen görüp anlarlar. Allah bu gibiler için şöyle der:
“Muhakkak o, mal sevgisinden dolayı (bencil ve
cimri tutumundan) çok katıdır” (Âdiyât 8).
Bir de bâtıl dinlerden geçinenler vardır ki
hak dinlere karşı çıkarak geçinmek bunlarda da vardır. Meselâ bâtıl modern dinler
olan demokrasi, kapitâlizm, feminizm, modernizm vs. “kendi emeği ile geçinmek”
yerine, başkasının emeği üzerinden geçinmektedirler ve zâten zenginler
tarafından bunun için kurulmuşlardır. Baksanıza; bu beşerî sistemleri kuranlar
eskiye göre nasıl da servetlerini kat be kat arttırmışlar ve devletler kadar
hattâ çok daha fazla zengin olmuşlardır.
Târih boyunca ve günümüzde en ballı ve kârlı
geçim-şekli “din’den geçinmek”tir. Çünkü dîni ruhlarına, kâlplerine,
vicdanlarına, akıllarına, amel ve eylemelerine geçiremeyenler, dinden geçinmeye
kalkarlar ve din’den geçinme yoluna düşerler.
Ey dinden
geçinenler!; ya dinden geçinmekten vazgeçin, yada din üzerinden elde ettiğiniz
menfaatler size haram-zıkkım olsun, elinize-dizinize dursun, hayrını görmeyin,
burnunuzdan gelsin ve zehir olsun. Hepinizin Allah belâsını versin, şerefsiz
köpekler!.
En doğrusunu sâdece Allah bilir.
Hârûn Görmüş
Ağustos 2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder