7 Ağustos 2024 Çarşamba

Din’den Geçinmek


“Allah’ın indirdiği Kitap’tan bir şeyi göz-ardı edip saklayanlar ve onunla değeri az (bir şeyi) satın alanlar; onların yedikleri, karınlarında ateşten başkası değildir. Allah kıyâmet günü onlarla konuşmaz ve onları arındırmaz. Ve onlar için acı bir azap vardır. Onlar, hidâyete karşılık sapıklığı, bağışlanmaya karşılık azâbı satın almışlardır. Ateşe karşı ne kadar dayanıklıdırlar” (Bakara 174-175).

 

Allah Dünyâ’daki nîmetleri, insanlar onlardan eşit şekilde faydalansınlar (Fussilet 10) diye yaratmıştır. Tabi sünnetullah ve imtihan gereğince bu nîmetlere ulaşmak için çalışmak ve biraz çaba harcamak ve böylece nîmeti hak etmek gerekir. Çünkü böyle olduğunda hem daha bereketli, hem de daha tatlı olur. Emek-ürünü olan nîmet daha tatlı ve bereketli hâle gelir.  Emek vermeden yemek olmaz ki Allah bunu Kur’ân’da şöyle ifâde eder:

 

Şüphesiz insana kendi emeğinden başkası yoktur” (Necm 39).

 

İnsanın her arzu ettiği şey onun için meşrû da değildir, helâl da değildir, doğru da değildir:

 

“Yoksa insana her dileyip arzu ettiği şey mi var (zannediyor)?” (Necm 24).

 

Buna rağmen birileri başkalarının yada başka şeylerin üzerinden geçinmenin derdine düşüyorlar ve buna öyle bir alışmışlar ki vazgeçemiyorlar, vazgeçmek de istemiyorlar.

 

Geçinmenin kanımca en şerefsizcesi “din’den geçinmek”tir. Bu her din için geçerli olsa da üzerinden en çok geçinilen din İslâm’dır. Çünkü İslâm Dîni’nden geçinenler hem İslâm’a mensup olduğunu söyleyen dindarlar, hem de İslâm’a düşman olan dün-düşmanları ve dinsizlerdir. Bu-bağlamda din ile alâkaları olmayan ateistler, modernizme meftûn, râm ve hayrân olan modernistler, -sözde- ateist olmadığını söyleyen ama ateist gibi yaşayan agnostikler de İslâm Dîni üzerinden geçinmektedirler. Yâni İslâm’dan iki-yönlü geçinenler vardır ve diğer din ve inançlarda da dinden geçinenler olmasına rağmen bu geçinme İslâm Dîni’nden geçinmek kadar yoğun kadar değildir. Zîrâ mevcut modern sisteme karşı çıkan tek din İslâm’dır ve bu nedenle küresel çoğunluk bir-şekilde ve bir ucundan İslâm’a karşı çıkarak İslâm’dan maddî yada mânevî anlamda geçinmektedirler. İslâm’dan geçinenler hem dindarlar hem de din-düşmanlarıdır.

 

Hâlbuki tüm peygamberlerin bir mesleği vardı ve geçimlerini Allah’ın “beşte bir” emrine kadar mesleklerinden sağlamışlardır.

 

Peygamberimiz’den sonra iktidâra yalakalık yapan dindarlar, mezhepler, meşrepler, tasavvuf, târikatlar, cemaatler, akımlar, partiler, hizipler vs. genelde dinden geçinmişlerdir ve hâlen de geçinmektedirler. Baktığınızda bunları hemen tanırsınız. Onlar fil-dişi kulelerinde, köşklerinde ve kâşânelerinde kaliteli yeme, içme, giyinme, gezme ve îtibar ile günlerini gün ederek geçinir giderler. Bunlar halktan yada yaltaklık yaptıkları kişilerden direkt olarak olmasa da, dolaylı yönden, meselâ önleri açılarak menfaat elde ederler. Kendi bağlılarından direkt olarak bir menfaat elde etmeseler de yazdıkları kıymetsiz kitaplardan, satış garantisi nedeniyle elde ettikleri paralarla çok rahat bir geçime ulaşırlar. Kurban, zekat, sadaka vs. ile payını alarak geçinenler de vardır. Tabi çeşitli işler yaparak işi büyütenler ve holdingleşenler de vardır. Yoksa nereden geçinecekler ki!. Hiç emek vermediklerine göre nasıl geçinecekler..

 

Dindar görünerek dinden geçinenlerden başka bir de dinsiz takılarak dinden geçinenler vardır. İlginçtir ki din-düşmanları da dinden geçiniyorlar. Düşman olunan bir şeyden geçinmek…İyi ama düşman oldukları yada inanmadıkları için din ile yâni İslâm ile hiç ilgilenmemesi gerekenler niçin diğerlerinden bile daha çok İslâm ile ilgilenip, onun hakkında konuşup, yazıp, çizip vs. dinden maddî yada mânevî anlamda geçiniyorlar yada en azından îtibar devşiriyorlar?.

 

Peki bunların hiç içleri sızlamıyor mu?. Elbette hayır. Çünkü alışmışlardır ve alışmış kudurmuştan beter olduğu için bunu hak olarak görenler bile var. Zâten bunlar aşırı mal-mülk ve makam-mevkî düşkünü ve Dünyâ sevgileri olan kişilerdir. Bunu anlayıp görebilecek olanlar bir bakışta hemen görüp anlarlar. Allah bu gibiler için şöyle der:

 

Muhakkak o, mal sevgisinden dolayı (bencil ve cimri tutumundan) çok katıdır”diyât 8).

 

Bir de bâtıl dinlerden geçinenler vardır ki hak dinlere karşı çıkarak geçinmek bunlarda da vardır. Meselâ bâtıl modern dinler olan demokrasi, kapitâlizm, feminizm, modernizm vs. “kendi emeği ile geçinmek” yerine, başkasının emeği üzerinden geçinmektedirler ve zâten zenginler tarafından bunun için kurulmuşlardır. Baksanıza; bu beşerî sistemleri kuranlar eskiye göre nasıl da servetlerini kat be kat arttırmışlar ve devletler kadar hattâ çok daha fazla zengin olmuşlardır.

 

Târih boyunca ve günümüzde en ballı ve kârlı geçim-şekli “din’den geçinmek”tir. Çünkü dîni ruhlarına, kâlplerine, vicdanlarına, akıllarına, amel ve eylemelerine geçiremeyenler, dinden geçinmeye kalkarlar ve din’den geçinme yoluna düşerler.   

 

Ey dinden geçinenler!; ya dinden geçinmekten vazgeçin, yada din üzerinden elde ettiğiniz menfaatler size haram-zıkkım olsun, elinize-dizinize dursun, hayrını görmeyin, burnunuzdan gelsin ve zehir olsun. Hepinizin Allah belâsını versin, şerefsiz köpekler!.

 

En doğrusunu sâdece Allah bilir.

 

Hârûn Görmüş

Ağustos 2024

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder