17 Ocak 2023 Salı

Allah Kimden Yanadır?

 

“İşte böyle; çünkü Allah, îman edenlerin velîsidir; kâfirlerin ise, velîsi yoktur” (Muhammed 11).

 

Allah kimin velîsi ise onun yanında, onun tarafındadır ve onu destekler. Allah, Kendisini velî edinenlerin velîsidir.

 

İnsanlık-târihi, Allah’ın tarafında olanlar (hizbullah) ile şeytanın tarafında olanların (hizbuşşeytan) mücâdelesinin ve savaşımının târihidir. Varlığın yapısının (sünnetullah), imtihanın ve sâdece Allah’ın bildiği bir hikmetten dolayı Allah tarafında olanlar her zaman sayıca az olmuştur. Allah tarafında olmak “hakkın ve hakîkatin tarafında olmak” anlamındadır. Yoksa çok küçük azınlık olan ateistler hâriç târih boyunca insanlar her zaman yüce bir yaratıcıya inanmışlar ve inançsız olmamışlardır. Lâkin her inananın inandığı aşkın güç, hak, hakîkat ve mutlak varlık olan Allah değildir yada “sâdece Allah” değildir. Zâten küfür ve şirk, dolayısıyla zulüm, “Allah’ın vâr olmaması” durumu değil, Allah’ın yanında kendisinde güç vehmedilen ilahların da kabûl edilmesidir.

 

İşte küfrü ve şirki bayraklaştıranlar, Allah’ın da; kâfirlerin ve müşriklerin ortaya çıkardıkları beşerî-şeytânî düşüncelerden, ideolojilerden, sistemlerden, hem de bu sapkın düşünce, inanç, sistem ve ideolojilere inananlardan yana olduğunu zannetmişler ve de hakkın, hakîkatin, tevhidin yâni sâdece Allah’ı tek ilah olarak kabûl edenleri ise gerici, yobaz, sapkın, câhil, ahmak ve terörist olarak görmüşlerdir.

 

Bunlara göre Allah sanki, İslâm’dan yâni Allah’a, âhirete, meleklere, vahye/Kur’ân’a, Peygamberlere/Hz. Muhammed’e, dolayısı ile gayba inananlardan ve sâlih amel işleyenlerden yana değil de, şirk koşanlardan, kâfirlerden, ahlâksızlardan ver zâlimlerden yanadır. Çünkü “dünyevî zenginlik, sayıca fazlalık, maddî çokluk ve güç kimdeyse Allah da onlardan yana ve onların tarafındadır” düşüncesindedirler.

 

Böyle olunca da müşrik, kâfir, câhil ve zâlimler, kurdukları lâik, seküler, kapitâlist, liberâl, komünist, sosyâlist, faşist, emperyâl, feminist, modern, post-modern cumhûriyeti, demokrasiyi ve çeşitli izmleri; Allah’tan, âhiretten, Kur’ân’dan, Peygamber’den (Sünnet’i), haktan, hakîkatten, adâletten, eşitlikten, merhâmetten, vicdândan ve iyilikten yâni İslâm’dan daha üstün görürler. Allah’ın da İslâm’dan yana değil, modernizmden ve modernlerden yana olduğu vehmine kapılırlar. İslâm’ı gerici, yobaz, cehâlet, boş inanç, aşırılık ve terörizm olarak görürler ve orta-çağın karanlık zamânına âit bir absürdlük olarak îlân ederler. Oysa taptıkları demokrasi, putperest yunanlıların 2.500 yıl önce ortaya koydukları kast sistemine dayanan bir sapkınlıktır. Şimdi Allah, niçin daha yakın bir zamâna âit (orta-çağ) olandan değil de, ilk-çağa âit olandan yana olsun?.

 

Allah, Allah’ı merkeze alandan, İslâm’a göre olandan yanadır; şeytanı, nefsi ve tâğutları merkeze alan ve beşere göre olandan yana değildir.      

 

Allah iki kişiye acımaz: 1-Müşrik olana. 2-Aklını kullanmayana. İkisinin üzerine de pislik yağdırır. Zîrâ ikisinden yana da değildir.

 

Allah emekten yanadır, çalışandan yanadır ki zâten insan için çalışmasından başkası yoktur: Necm 39.

 

Allah kendisine dayananlardan yanadır. İslâm’dan yana olanlardan yanadır. Peygamberler ve mü’minlerle birlikte olanlardan yanadır, onlara destek verir.

 

Allah kendi taraftârı olanların tarafındadır.

 

Allah, cihad edip sabredenlerin (destekçisidir): Nâhl 110.

 

Allah cehennemde yanacak olanlardan yana değil, Allah için ve İslâm derdiyle Dünyâ’da yananlardan yanadır.

 

Allah, Allah adına-adıyla okuyanlardan ve Allah için amelde-eylemde bulunanlardan yanadır.

 

Allah kimi severse ondan yanadır. Bu bağlamda Allah şu kişileri sever:

 

“Şüphesiz Allah, iyilik edenleri sever” (Bakara195).

 

“Allah, tevbe edenleri sever, temizlenenleri de sever” (Bakara 222).

 

“Allah ahdine vefâ gösterip sakınanları (takvâlı olanları) sever” (Âl-i İmran 76).

 

“Allah, iyilik yapanları sever” (Âl-i İmran 134).

 

“Allah, sabredenleri sever” (Âl-i İmran 146).

 

“Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever” (Âl-i İmran 159).

 

“Şüphesiz Allah, kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir binâ gibi saf bağlayarak çarpışanları sever” (Saff 4).

 

Allah kimi sevmezse onlardan yana değildir. Bu bağlamda Allah şu kişileri sevmez ve onlardan yana değildir:

 

“O, isrâf edenleri sevmez” (A’raf 31, En-âm 141).

 

“O, haddi aşanları sevmez” (A’raf 55).

 

“Allah şımararak sevince kapılanları sevmez” (Kasas 76).

 

“Allah bozgunculuk yapanları sevmez” (Kasas 77, Mâide 64).

 

“O, müstekbirleri sevmez” (Nâhl 23).

 

“Allah, büyüklük taslâyıp böbürleneni sevmez” (Lokman 18).

 

“O, zâlimleri sevmez” (Şûrâ 40, Âl-i İmran 57).

 

“O, kâfirleri sevmez” (Rûm 45).

 

“Allah, hâin ve nankör olan kimseyi sevmez” (Hac 38).

 

“Allah aşırı gidenleri sevmez” (Bakara 190).

 

“Allah, bozgunculuğu sevmez” (Bakara 205).

 

“Allah, günahkâr kâfirlerin hiç-birini sevmez” (Bakara 276).

 

“Allah, ihânet edenleri sevmez” (Enfâl 58).

 

“Allah, ihânette ilerlemiş günahkârı sevmez” (Nîsâ 107).

 

“Allah, büyüklük taslâyıp böbürleneni sevmez” (Hadîd 23).

 

“Allah, zulmedenleri sevmez” (Âl-i İmran 140).

 

Allah, haktan, hakîkatten, adâletten, eşitlikten, merhâmetten, vicdandan, sevdiğinden, îmandan, İslâm’dan ve tevhidden yanadır. Fakat adâletsizlikten, eşitsizlikten, merhâmetsizlikten, vicdansızlıktan, sevmediğinden, haksızlıktan, ahlâksızlıktan, şirkten, küfürden, her türlü sapkınlıklardan, her türlü zulüm ve zâlimden yana değildir.

 

Ve Allah; İslâm’ı sâdece kâlplerde, vicdanlarda, dört duvar arasında, satırlarda ve sâdece iç-âlemlerde yaşayanlardan yana değil, bunları yaptıktan sonra, İslâm’ın hayâtın her alanında; sosyâl, kültürel, ekonomik, hukûkî, kânûnî, askerî, siyâsi vs. hayâtın her alanında hâkim olmasını savunanlardan ve İslâm’ı, tüm zamanlarda ve tüm mekânlarda, hayâtın her alanında hâkim kılmak için çaba gösterenlerden yanadır.

 

En doğrusunu Allah bilir.

 

Hârûn  Görmüş

Mayıs 2020

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder