Siz: Çokluk, ikinci kişi
zamiri. Saygı ve incelik belirtisi olarak tek kişi için kullanılan
seslenme sözü.
Sen: Teklik, ikinci kişiyi
gösteren zamir.
“Sen” ve “Siz” ifâdeleri TDK
sözlüğünde bu şekilde geçiyor. Fakat burada eleştirip îtiraz ettiğim bir
nokta var. Şöyle ki;
Nezâket gösterilecek ve nâzik
olunacak diye, tek bir kişi için “siz” ifâdesi kullanmak doğru mudur?.
Bilindiği gibi “siz” ifâdesi, birden fazla olan kişiler için kullanılır. İki
kişi konuştuğunda ve bir kişi diğer kişiye “siz” diye hitâp ettiğinde; o anda
kişileri görmeyip de sâdece sesleri-konuşulanları duyan bir kişi, “siz” diye
hitâp eden kişinin muhâtabının kaç kişi olduğunu kestiremez. Fakat hatip, “siz”
yerine “sen” diye hitâp etseydi, onları o anda göremeyen kişi anlardı ki muhâtap
tek bir kişidir.
Buna göre, tek bir kişiye “sen”
yerine “siz” diye hitâp edilmesi doğru değildir ve o kişi fert olarak, şahsiyet
olarak ve benlik olarak tek kişi olduğu için, o kişiye “sen” yerine “siz” demek
nezâket değil, hakârettir. Çünkü karşıdaki kişi tek bir kişidir ve ona “sen”
yerine “siz” denilmesi, o kişiyi tek-başına kabûl edip adam yerine koymamak,
onu sanki bir şeye benzetememek anlamına gelir. Halbûki o kişi tek bir kişidir
ve kendisidir. Başkası olmasa da tek-başına vâr olan, özel bir düşünceye, duruşa
ve varlığa sâhip bir kişidir ve bu nedenle de ona bunu yansıtmak için “siz”
yerine “sen” denmelidir. O kişiyi bir-fert-şahsiyet olarak kabûl etmek bunu
gerektirir. Aksi-hâlde o kişiyi tek-başına kabûl edip bir şeye benzetememek
anlamına gelecektir bu durum. Bu bağlamda; “bana “sen” diye konuşamazsınız, “siz”
diyeceksiniz!” gibi çıkışlar, hem komik, hem de anlamsızdır. Lafa bakar
mısınız; “bana ‘sen’ diyemezsin, “siz” diyeceksin!. Bana “siz”
diyeceksin. Bu durum dil kurallarına da uygun değildir ve “ben” (bana) ve “siz”
olarak iki zamirin çelişmesi gibi bir absürdlük vardır. “Sana” “siz” denilmez
ki, “sana” “siz” diyeyim. Tabî ki de “sana” “sen” diyeceğim. Çünkü “size” “siz”
denilir. “Sana” “sen” denilir. “Size” yâni birden fazla kişiye “sen”
denilmeyeceği gibi; “sana” yâni tek bir kişiye de “siz” denilmez. Arapça’da
kural olarak, muhâtap kim olursa-olsun tek bir kişiye “siz” diye hitâp edilmez.
Bu nedenle bana “siz”
diyenlere içten-içe bozuluyorum ve bunu bir hakâret olarak kabûl ediyorum.
Çünkü beni tek-başıma fert olarak kabûl etmemiş oluyor. Zâten tek bir kişiye “sen”
yerine “siz” demek bir samîmiyetsizliktir. Orada bir samîmiyet olmadığı için
bir sevgi-saygıdan da bahsedilemez ve bu nedenle bir merhâmetten de
bahsedilemez. Bu yüzden bana siz diyenlerin beni tek-başıma kâle almadığını
düşündüğümden, o kişilerin benim işimi savsaklayacağını bile düşünebiliyorum.
Çünkü merhâmeti yok. Neden kötü ve bozuk olanı düzeltsin ki?. Çünkü ne de olsa
sizlerden bir sizim ben. Göz-göze bir ilişki yok ki!. Sen-sene bir ilişki yok,
siz-size bir ilişki var, hem de teke-tek olmamıza rağmen. Ben “ben” olmadığım
için yâni “siz” olduğum için ikili bir ilişki olmaz ortada. Siz dediğinizde
teke-tek olan bir ilişki kurulamıyor. Bir de bu “siz” hitâbının nezâket olsun
diye yapıldığı söylenmiyor mu…
Tek olana “siz” denmesi nezâket
ise, o hâlde Allah’a da “siz” mi demek gerekir?. Meselâ şöyle mi demeliyiz?: “Yardımlarınız
için size şükrediyorum”. Böyle dendiğinde İslâm’a göre, affedilmeyecek günah
olan şirk işlenmiş olur. “Tek” olana “siz” demek şirke düşürüyor. Zâten şirk,
“Tek Olan”ın yanına başkalarını yâni “siz”i koymaktır. Allah’a “Sen” demek,
O’nun “Tek olduğunu söylemek demek olduğu için Tevhîdî bir hitâp şeklidir bu.
Allah’ın “Biz” dediği yerler, yarattıklarından-yaratışından bahsederken
kullandığı bir ifâdedir ve o “Biz”in içinde melekler, güçler, yasalar ve bizim
bilemeyeceğimiz varlıklar-şeyler vardır Allah-u âlem. Yaratırken bu varlıkları
kullandığı içindir o “Biz”i kullanması. Yoksa sâdece O’na âit olan yerlerde
kullanılmaz “Biz” ifâdesi ve sâdece “Ben”, “O” denir. Çünkü o şey sâdece O’na âittir.
Meselâ; “De ki: O Allah, birdir. Allah,
Samed’dir (her-şey O’na muhtaçtır, dâimdir, hiç-bir şeye ihtiyâcı olmayandır).
O, doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. Ve hiç-bir şey O’nun dengi değildir”
(İhlas 1-4). Kur’ân’da tek bir kişiye yapılan bir “siz” hitâbı yoktur.
Tek bir kişiye “sen” yerine “siz”
denilmesi, samîmiyeti otomatik olarak yok ettiğinden, insanlar arasındaki ilişkiyi
de güdükleştiriyor ve aradaki samîmi ifâde kaybolduğundan, samîmiyetin bir sonucu
olan sevgi-saygı ve merhâmet de kayboluyor ve topluma bu durum olumsuz olarak
yansıyor. “Sen” yerine “siz” dediğiniz kişinin bir sıkıntısı, güç durumu
karşısında ilgisiz duyarsız olunabiliyor. Dolayısı ile “siz” hitâbı toplumu
çözüp ayrıştırıyor.
“Sen” hitâbı sıcak ve samîmi
bir ifâde iken; “siz” hitâbı soğuk ve ilgisiz bir ifâdedir. Hiç farkında
olunmadan insanlar arasındaki sıcaklığı giderir. Düşünsenize; kişi, sevdiği karşı
cinsine; “seni seviyorum” yerine “sizi seviyorum” dese ne olur?. Çoğul ifâde
kullandığı için çok samîmiyetsiz olur ve bu nedenle inandırıcı da olmaz. Halbûki
“seni seviyorum” sözünü belki de ilk olarak Hz. Âdem ile Havva birbirine
söylemiştir. İnsan olarak ikisinden başka kimsenin olmadığı yerde “sizi
seviyorum” demesi ne kadar abes olurdu.
Mü’minler ancak kardeştirler
(Hucurât 10). Nasıl ki kardeşler birbirine karşı “siz” diye hitâp etmiyorlarsa,
mü’minler de birbirlerine, “mesâfe içeren” bir ifâde olan “siz” diye değil,
“sen” yada “kardeşim” diye hitâp etmelidir.
Velhâsıl kelam; Bunun
kamusal alanı, nezâketi falan yok. Tek bir kişiye “siz” diye hitâp edilmez, “sen”
diye hitâp edilir ve “sen” hitâbı saygısızlığı değil saygıyı gösterir ve
aynı-zamanda yanında samîmiyeti de gösterir. Asıl, tek bir kişiye söylenecek “siz”
sözü saygısızcadır ve dil kurallarına da açıkça aykırıdır.
Kimse “bana” (tekil),
“sen” yerine “siz” (çoğul) demesin kardeşim!.
En doğrusunu sâdece Allah
bilir.
Hârûn
Görmüş
Nîsan 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder