11 Nisan 2016 Pazartesi

Siz Mi, Sen Mi?


Siz: Çokluk, ikinci kişi zamiri. Saygı ve incelik belirtisi olarak tek kişi için kullanılan seslenme sözü.

Sen: Teklik, ikinci kişiyi gösteren zamir.

“Sen” ve “Siz” ifâdeleri TDK sözlüğünde bu şekilde geçiyor. Fakat burada eleştirip îtiraz ettiğim bir nokta var. Şöyle ki;

Nezâket gösterilecek ve nâzik olunacak diye, tek bir kişi için “siz” ifâdesi kullanmak doğru mudur?. Bilindiği gibi “siz” ifâdesi, birden fazla olan kişiler için kullanılır. İki kişi konuştuğunda ve bir kişi diğer kişiye “siz” diye hitâp ettiğinde; o anda kişileri görmeyip de sâdece sesleri-konuşulanları duyan bir kişi, “siz” diye hitâp eden kişinin muhâtabının kaç kişi olduğunu kestiremez. Fakat hatip, “siz” yerine “sen” diye hitâp etseydi, onları o anda göremeyen kişi anlardı ki muhâtap tek bir kişidir.

Buna göre, tek bir kişiye “sen” yerine “siz” diye hitâp edilmesi doğru değildir ve o kişi fert olarak, şahsiyet olarak ve benlik olarak tek kişi olduğu için, o kişiye “sen” yerine “siz” demek nezâket değil, hakârettir. Çünkü karşıdaki kişi tek bir kişidir ve ona “sen” yerine “siz” denilmesi, o kişiyi tek-başına kabûl edip adam yerine koymamak, onu sanki bir şeye benzetememek anlamına gelir. Halbûki o kişi tek bir kişidir ve kendisidir. Başkası olmasa da tek-başına vâr olan, özel bir düşünceye, duruşa ve varlığa sâhip bir kişidir ve bu nedenle de ona bunu yansıtmak için “siz” yerine “sen” denmelidir. O kişiyi bir-fert-şahsiyet olarak kabûl etmek bunu gerektirir. Aksi-hâlde o kişiyi tek-başına kabûl edip bir şeye benzetememek anlamına gelecektir bu durum. Bu bağlamda; “bana “sen” diye konuşamazsınız, “siz” diyeceksiniz!” gibi çıkışlar, hem komik, hem de anlamsızdır. Lafa bakar mısınız; “banasen’ diyemezsin, “siz” diyeceksin!. Bana “siz” diyeceksin. Bu durum dil kurallarına da uygun değildir ve “ben” (bana) ve “siz” olarak iki zamirin çelişmesi gibi bir absürdlük vardır. “Sana” “siz” denilmez ki, “sana” “siz” diyeyim. Tabî ki de “sana” “sen” diyeceğim. Çünkü “size” “siz” denilir. “Sana” “sen” denilir. “Size” yâni birden fazla kişiye “sen” denilmeyeceği gibi; “sana” yâni tek bir kişiye de “siz” denilmez. Arapça’da kural olarak, muhâtap kim olursa-olsun tek bir kişiye “siz” diye hitâp edilmez.

Bu nedenle bana “siz” diyenlere içten-içe bozuluyorum ve bunu bir hakâret olarak kabûl ediyorum. Çünkü beni tek-başıma fert olarak kabûl etmemiş oluyor. Zâten tek bir kişiye “sen” yerine “siz” demek bir samîmiyetsizliktir. Orada bir samîmiyet olmadığı için bir sevgi-saygıdan da bahsedilemez ve bu nedenle bir merhâmetten de bahsedilemez. Bu yüzden bana siz diyenlerin beni tek-başıma kâle almadığını düşündüğümden, o kişilerin benim işimi savsaklayacağını bile düşünebiliyorum. Çünkü merhâmeti yok. Neden kötü ve bozuk olanı düzeltsin ki?. Çünkü ne de olsa sizlerden bir sizim ben. Göz-göze bir ilişki yok ki!. Sen-sene bir ilişki yok, siz-size bir ilişki var, hem de teke-tek olmamıza rağmen. Ben “ben” olmadığım için yâni “siz” olduğum için ikili bir ilişki olmaz ortada. Siz dediğinizde teke-tek olan bir ilişki kurulamıyor. Bir de bu “siz” hitâbının nezâket olsun diye yapıldığı söylenmiyor mu…

Tek olana “siz” denmesi nezâket ise, o hâlde Allah’a da “siz” mi demek gerekir?. Meselâ şöyle mi demeliyiz?: “Yardımlarınız için size şükrediyorum”. Böyle dendiğinde İslâm’a göre, affedilmeyecek günah olan şirk işlenmiş olur. “Tek” olana “siz” demek şirke düşürüyor. Zâten şirk, “Tek Olan”ın yanına başkalarını yâni “siz”i koymaktır. Allah’a “Sen” demek, O’nun “Tek olduğunu söylemek demek olduğu için Tevhîdî bir hitâp şeklidir bu. Allah’ın “Biz” dediği yerler, yarattıklarından-yaratışından bahsederken kullandığı bir ifâdedir ve o “Biz”in içinde melekler, güçler, yasalar ve bizim bilemeyeceğimiz varlıklar-şeyler vardır Allah-u âlem. Yaratırken bu varlıkları kullandığı içindir o “Biz”i kullanması. Yoksa sâdece O’na âit olan yerlerde kullanılmaz “Biz” ifâdesi ve sâdece “Ben”, “O” denir. Çünkü o şey sâdece O’na âittir. Meselâ; “De ki: O Allah, birdir. Allah, Samed’dir (her-şey O’na muhtaçtır, dâimdir, hiç-bir şeye ihtiyâcı olmayandır). O, doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. Ve hiç-bir şey O’nun dengi değildir” (İhlas 1-4). Kur’ân’da tek bir kişiye yapılan bir “siz” hitâbı yoktur.

Tek bir kişiye “sen” yerine “siz” denilmesi, samîmiyeti otomatik olarak yok ettiğinden, insanlar arasındaki ilişkiyi de güdükleştiriyor ve aradaki samîmi ifâde kaybolduğundan, samîmiyetin bir sonucu olan sevgi-saygı ve merhâmet de kayboluyor ve topluma bu durum olumsuz olarak yansıyor. “Sen” yerine “siz” dediğiniz kişinin bir sıkıntısı, güç durumu karşısında ilgisiz duyarsız olunabiliyor. Dolayısı ile “siz” hitâbı toplumu çözüp ayrıştırıyor.

“Sen” hitâbı sıcak ve samîmi bir ifâde iken; “siz” hitâbı soğuk ve ilgisiz bir ifâdedir. Hiç farkında olunmadan insanlar arasındaki sıcaklığı giderir. Düşünsenize; kişi, sevdiği karşı cinsine; “seni seviyorum” yerine “sizi seviyorum” dese ne olur?. Çoğul ifâde kullandığı için çok samîmiyetsiz olur ve bu nedenle inandırıcı da olmaz. Halbûki “seni seviyorum” sözünü belki de ilk olarak Hz. Âdem ile Havva birbirine söylemiştir. İnsan olarak ikisinden başka kimsenin olmadığı yerde “sizi seviyorum” demesi ne kadar abes olurdu.

Mü’minler ancak kardeştirler (Hucurât 10). Nasıl ki kardeşler birbirine karşı “siz” diye hitâp etmiyorlarsa, mü’minler de birbirlerine, “mesâfe içeren” bir ifâde olan “siz” diye değil, “sen” yada “kardeşim” diye hitâp etmelidir.

Velhâsıl kelam; Bunun kamusal alanı, nezâketi falan yok. Tek bir kişiye “siz” diye hitâp edilmez, “sen” diye hitâp edilir ve “sen” hitâbı saygısızlığı değil saygıyı gösterir ve aynı-zamanda yanında samîmiyeti de gösterir. Asıl, tek bir kişiye söylenecek “siz” sözü saygısızcadır ve dil kurallarına da açıkça aykırıdır.

Kimse “bana” (tekil), “sen” yerine “siz” (çoğul) demesin kardeşim!.

En doğrusunu sâdece Allah bilir.

Hârûn Görmüş
Nîsan 2016


















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder