“Nûn!. Kaleme ve
satır-satır yazdıklarına andolsun!”
(Kalem 1).
...
…
…
…
…
…
…
Evet; işte böyle..
Kusura bakmayın yazı biraz
uzun oldu, hakkınızı helâl edin. Hakkın-hakîkatin, adâletin-eşitliğin ve İslâm’ın-tevhidin
hâkim olmadığı ve tam-aksine; küfrün-şirkin, adâletsizliğin-zulmün ve bâtılın hâkim
olduğu bir Dünyâ’da acılarımızı ve dertlerimizi anlatmaya söz yetmiyor. O
yüzden sözler bitmiyor ve yazılar da böyle “uzun” oluyor. Hem hâl-i pür
melâlimize dermân bulamadığımızdan hem de mâsum ve mazlumların feryât ve
figânları ayyuka çıkmış olduğundan dolayı, dertlerimizden bahseden yazılar uzun
oluyor. Kısa sözle derdini anlatabilmek ise ayrı bir ustalıktır.
Tüm bu anlatılanlar
karşısında müslümanlar bir-an önce akıllarını başlarına alıp ellerinden gelen
gayreti göstererek hakkı-hakîkati, adâleti-eşitliği ikâme etmek yâni “İslâm’ı
Dünyâ’ya hâkim kılmak” için çalışmaya başlamalıdırlar. Çünkü hem başka bir yol
yoktur hem de kaybedecek zaman da yoktur. Zîrâ insanlık uçurumun kıyısına
sürüklenmiş ve düşmek üzeredir. Ne yazık ki bu durumun ortaya çıkmasında bizim
de dahlimiz vardır.
Ne diyelim; Allah bizi
affeylesin, bize hakkı ve hakîkati ikâme etme ve bâtılı bertarâf edip İslâm’ı
hayâta hâkim kılma dirâyeti versin. Sonumuzu hayr eylesin..
En doğrusunu sâdece Allah
bilir.
Hârûn Görmüş
Ekim 2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder