Big-Bang Teorisi’nin delîli olarak
gösterilen Kozmik Fon Işıması sâdece bir yanılsamadır. Kozmik Fon Işıması
zannedilen şey aslında, kâinâttaki bütün materyâllerin radyasyon yaymasından
başka bir şey değildir. Evren materyâlleri tarafından yayılan bu radyasyonu,
Big-Bang’in delîli olduğunu zannettikleri Kozmik Fon Işıması’nın yaydığı
radyasyon zannediyorlar. Oysa “Kozmik Fon Işıması” diye bir ışıma yoktur.
Kozmik Fon Işıması zannedilen şey, evrendeki tüm maddelerin ve hattâ ışığın bir
radyasyon yaymasıdır ki yayılan bu radyasyon evrene homojen bir şekilde dağılır
ve kâinâtın her yerinde gözlemlenebilir.
Caner Taslaman kozmik
fon ışımasını anlatırken:
“Eğer 13,7
milyar yıl önce bir patlama olduysa, günümüze kalan bir ışımasının olması
gerekir. Olay önce teorik olarak gösterilmiştir. 1960’lı yıllardan sonra radyo
ve televizyon işleri artınca radyo dalgaları ile ilgilenme artmıştır ve bir
anten kurma işi sırasında tesâdüfen parazit olarak büyük patlama ışıması
bulunmuştur. Başlangıçta işlerin yoluna girdiği sanılmışsa da daha sonra bir
sorun çıkmıştır. Evrende bilindiği gibi galaksiler vardır. Galaksilerden bu
ışımayı kendilerine isâbet eden yerlerde emmeleri beklenir. Ama böyle
olmamaktadır. Işıma, galaksiler dâhil her yerden gelmektedir. Öyle ise
patlamanın kaynağı bize göre galaksilerden daha yakında bir yerde olmalıdır. Bu
sonuç Büyük Patlama Teorisi’ni geçersiz kılar. Belki de gerçek
tümüyle farklıdır. Işığın bir ortam içinde yayıldığını düşünürsek, uzayda
da bir ortamın olduğunu ve bu ortamın yalnız ışığı değil, gözle göremediğimiz
radyo dalgalarını da engellediğini ciddî olarak düşünmek durumunda
kalırız. Diğeri, uzay kütleler nedeniyle sürekli bükülüyor. Bir kozmik
ışın bize düzgün doğrusal bir çizgi şeklinde ulaşamıyor. Buna karşılık galaksi
ışınları da bize düzgün doğrusal bir şekilde ulaşamıyor. Bize gelene kadar
ışınların ne gibi yollardan geçtiğini hiç-bir zaman bilemeyiz. Belki yolda
öyle şeyler oluyor ki ışımada hiç-bir boşluk kalmıyor. Doppler etkisini kabûl
etmenin bir sonucu daha var. Büyük patlama teorisine göre ve Doppler etkisine
bakarak evrenin sınırlarına doğru galaksilerin bizden ışık-hızına yakın bir
hızda uzaklaştığını biliyoruz. Ama daha uzaklaşınca galaksilerin ışık-hızını
geçmeleri gerekir ki bu mümkün değildir. Öyle ise böyle bir etkinin olmaması
gerekir” der.
Michael Rivero:
“Big-Bang'i kanıtlamak için ilk-patlamanın
günümüzdeki yankısı anlamında yorumlanabilecek Kozmik Arka-plân Radyasyonu’nu
araştırmaya yönelik bir çaba ortaya çıktı ve gerçekten de bir sinyâl bulundu.
Aynen Aristo ve Hubble gibi, Kozmik Arka-plân Radyasyonu fikrinin öncüleri de
sinyâlin kendi düşündükleri anlama geldiğini, başka alternatif açıklaması
olamayacağını farzettiler. Bu radyasyonun bulunması Big-Bang Teorisi’nin büyük
kanıtı olarak îlan edildi ve teoriye yatırımda bulunmuş olan kurumlar
kutlandı.
Fakat sonra ortaya çıktı ki, Epicycle Teorisi’nin
gezegenlerin hareketini doğru şekilde açıklayamaması gibi, Big-Bang Teorisi de
uzayla ilgili yapılan ölçümleri iyi açıklayamıyordu.
Birinci sorun olarak “ufuk problemi” vardı.
Şu-anda evren 28 milyar ışık-yılına yayılmaktadır ve 14 milyar yaşında olduğu
düşünülmektedir. (Tabî ki, eğer biz gerçekten de evrenin merkezinde değilsek,
evren en az bir yönde daha uzağa yöneliyor olmalıdır). Hiç-bir şey
ışık-hızından hızlı hareket edemeyeceğine göre, ısı-radyasyonunun iki ufuk
arasında Big-Bang tarafından yaratılmış olması gereken soğuk ve sıcak bölgeleri
dengeleyecek ve şu-anda gözlediğimiz dengeli durumu oluşturacak şekilde hareket
etmiş olması mümkün değildi” der.
Dolayısı ile Kozmik Fon Işıması
zannedilen şey bir yanılsamadan ibârettir ve alınan sinyâl, Dünyâ da dâhil,
kâinatın her yerinden, maddelerinin döngüleri sonucu oluşan ve sürekli yayılan
radyasyondan başka bir-şey değildir.
En doğrusunu sâdece Allah bilir.
Hârûn
Görmüş
Şubat 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder