27 Eylül 2019 Cuma

Âhiret Bilinci ve Îmânı Üzerine

“Onlar, dünyâ hayâtından (yalnızca) dışta olanı (zâhiri) bilirler. Âhiretten ise gâfil olanlardır” (Rûm 7). Îman etmek, “âhiret kaygısı duymak” demektir. Îman; “Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere ve âhiret gününe kayıtsız-şartsız teslim olmak ve hayatta da buna göre amelde-eylemde bulunmak” demektir. Peygamberimiz, Allah’ı kabûl etmeyen değil, âhireti kabûl etmeyen (En-âm 29) bir topluma gönderilmiştir. Âhireti inkâr etmek ise, aslında “gaybı inkâr etmek” anlamına...
Devamını Oku »

4 Eylül 2019 Çarşamba

İslâm’a Dâvet

“Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle dâvet et ve onlarla en güzel şekilde mücâdele et. Çünkü Rabbin kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O hidâyete erenleri de en iyi bilendir” (Nâhl 125).   Târih boyunca tebliğ ve dâvetin yapılmadığı bir zaman olmamıştır. Bu dâvet gerek sözlü, gerekse de amel-eylem şeklinde yapılmıştır. Dâvet ya hakka, yada bâtıla olur. Allah ilk baştan beri sürekli olarak hakka yâni İslâm’a dâvet edilmesi için insanlar arasından peygamberler seçmiş...
Devamını Oku »