30 Kasım 2016 Çarşamba

Kur’ân’ın İzâfileştirilmesi

“Bu, kendisinde şüphe olmayan, muttakiler için yol gösterici bir kitaptır” (Bakara 2). İslâmî hareketlerin görece etkisinin azaldığı ve müslümanların ılımlılaşmasıyla birlikte Kur’ân’a yöneliş ve Kur’ân çalışmaları fazlalaştı fakat bu çalışma-şekli sâdece “ilmî çalışma-şekli” olarak kaldı ve bir türlü ahlâka-amele-eyleme dönüşmedi. Yâni sâdece masa-başında olan, “meydana inmeyi” zinhar istemeyen ve Kur’ân’ı-İslâm’ı hayâta hâkim kılmayı aslâ düşünmeyen ve düşlemeyen kişilerin yaptığı...
Devamını Oku »

Rûh Üzerine

“Sana rûhtan sorarlar; de ki: ‘Rûh, Rabbimin emrindendir, size ilimden yalnızca az bir şey verilmiştir” (İsrâ 85).   İnsanlık târihinde belki de en kadim tartışma; madde-rûh, beden-bilinç konusudur. İnsanın gerçekten de bir rûhu-bilinci var mıdır?, varsa vücûdunun neresidir yada neresindedir?. Yoksa rûh/bilinç/öz-benlik denilen şey bedenin bizzat kendisi midir?, bedenin yâni maddî varlığın içinde mündemiç (özdeş) olarak mı vardır?. Yoksa ateist-materyâlistlerin dedikleri gibi...
Devamını Oku »

Lehû’l Mülk

“… zâlikumullâhu rabbukum lehû’l mülkü, lâ ilâhe illâ huve, fe ennâ tusrafûn.. “…İşte Rabbiniz olan Allah budur, mülk O’nundur. O’ndan başka ilah yoktur. Buna rağmen nasıl çevriliyorsunuz?” (Zümer 6). İslâm, mülkiyeti düzenlemeye yâni ekonomik adâletsizliği (kapitâlizm) yıkıp, onu adâlet ve eşitlikle değiştirmeye gelmiştir. Bunu da “lehû’l mülk” yâni “mülk Allah’ındır” sloganıyla yapmıştır ve tüm zamanlarda da yapılmasını emretmektedir. Nefis her dâim daha fazlasını ister....
Devamını Oku »

Râbıta Şirki

“Biz yalnızca Sana ibâdet eder ve yalnızca Sen’den yardım dileriz” (Fâtiha 5). Lûgatta; “Rabteden, bağlayan, bitiştiren, münâsebet, alâka, bağlılık, yakınlık, iki şeyi birbirine bağlayan tertip. Nefsini Dünyâ’dan men edip âhirete, Allah’a bağlanmak. Tertip, sıra, düzen, usûl” anlamına gelen râbıta, tasavvuf ve târikatçılar tarafından anlamı kaydırılıp saptırılarak çok fazla istismâr edilmiş ve edilen bir kavramdır.  Râbıta aslında, “nöbet beklemek” demektir. Îmânın nöbetini...
Devamını Oku »

Ahlâkın Kaynağı

“Öyleyse sen yüzünü Allah’ı birleyen (bir hanif) olarak dîne, Allah’ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah’ın yaratışı için hiç-bir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler” (Rûm 30).   Arapça bir kelime olan “ahlâk”; “güzel huy, yaradılışa-tabiata göre davranmak (halâk)” anlamındadır. Ahlâk, “insanların sürekli yaptığı davranışlar”a verilen isimdir. Sürekli olan davranışlarınız sizin ahlâkınızdır. “Sürekli...
Devamını Oku »