tag:blogger.com,1999:blog-6465488263365236793.post8694031152729637597..comments2024-03-25T20:36:37.126-07:00Comments on Harun Görmüş: Akıl ve Vahiyhttps://777has444.blogspot.comhttp://www.blogger.com/profile/10150881143635847132noreply@blogger.comBlogger8125tag:blogger.com,1999:blog-6465488263365236793.post-11453293762562989452018-04-19T23:54:22.540-07:002018-04-19T23:54:22.540-07:00Selam..
İman, gayba imandır. Ahirete iman kişiye s...Selam..<br />İman, gayba imandır. Ahirete iman kişiye sorumluluk yüklüyor. İmandan kaynaklanan bu sorumluluk, gerçekten yanlış olan şeyden vazgeçmeyi kolaylaştırabiliyor. İmanın yasaklayıcı etkisi vardır ama iman daha çok, yasak olanı uygulama iradesi verir kişiye. Şu an dünyada iman merkezlilik yok ki pratik bir sonucu görülsün. Akıl merkezli bir yaşantı var ve aslında bu, pratikte birçok soruna yol açıyor. İnsanlar kanımca, imanın verdiği sorumluluğu almak ve nefsi dizginlemek istememeleri nedeniyle iman merkezli değil de akıl merkezli olana yöneliyorlar. Halbuki iman merkezlilik aklı kullanmayı engellemediği gibi onu aşırı bir şekilde teşvik eder. Oysa akıl merkezlilikte iman bloke oluyor. <br />Tecrübelerini dinlemek isterim. Çünkü tecrübe çok değerli ve pahalı bir şeydir. <br />Bu hükümetin imanlı olduğunu söylemek benim için mümkün değil. Çünkü mesela Kuran faiz ile iş yapmayı Allah ve Peygamberle savaşmak anlamına geleceğini ve faiz alanların şeytan çarpmışa döneceğini söylemesine rağmen, iktidardaki kişi faizin dünya gerçeği olduğunu söyleterek vahiy yani iman merkezli değil de dünya yani akıl merkezli olduğunu söylemiş oldu. Toplumun ahlakı çok bozulmuş durumda ve günden güne katlanarak artacağı da çok net gözküyor. <br />Müslümanlar kitap merkezli bilgiye sahip değiller ve sünnet denilen Peygamberin güzel örnekliğini (Ahzab 21) gözönünde bulundurmuyorlar va ahlak timsali Peygamber gibi davranış sergilemiyorlar da liderlere, şeyhlere, ideolojilere, paraya, çıkara nefse uydukları için ahlaken çökmeye yüz tutmuş durumdalar. Dediğin kötü örnekler hem de çok çok fazla. Fakat dediğim gibi, bu kişiler iman merkezli yaşamıyorlar. Bu nedenle de dinin İslamın bir suçu yok, müslümanların suçu var. Hem iman merkezli yaşamıyorlar hem de Kuranın akleden kalp dediği aklı kullanmıyorlar. <br />Avrupa görünürde parlak bir hayat sürüyor gibi gözükse de kanımca içten içe çürümekte. Çünkü fıtrata aykırı bir düşünce ve hayat üzre gidiyorlar. Üstelik istatistikler Avrupada ahlakın dibe indiğini gösteriyor. Mesela kadına şiddette dünyada ilk sıradaki ülkenin Danimarka olduğunu duymuş muydun?. Aynı cinsten olanların evliliği, hatta hayvanlarla yapılan evlilikler ahlaklı bir yapının olmadığını gösterir. Yeni okuduğum bir yazıda Londrada işlenen cinayetlerin Newyorku geçtiğinden bahsediyordu. Bunu ille de bir kıyas yapmak için söylemiyorum. Ordaki insanların madden daha rahat bir hayat sürdükleri çok açık. İmanın verdiği huzur, özgüven, ölüm ötesi bir hayatın olduğu düşüncesini ıskalamak hiç de akıllıca değil. Bu insanlar dediğin gibi, bir iman sahibi olmuş olsalardı ideal bir İslam Toplumu olurlardı. <br />Benin dediğim, aklı imanın önüne geçirmenin yanlış olduğu. Yoksa aklı kullanmamak rezalete yol açar ve Kuran bunu Yunus Suresi 100 de: Allah akıllarını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır şeklinde söyler. Kuran yaklaşık 2000 ayrı yerde, aklınızı kullanmaz mısınız, düşünmez misiniz, ibret almaz mısınız vs diyerek akletmeye düşünmeye ibret almaya çağırır. Fakat müslümanlar akıllarını çeşitli kişilere kiraya vermiş olduklarından dolayı ancak taklitçilik yapabiliyorlaer. Taklidi iyi yapmayı da matah bir şey zannediyorlar. <br />Amel ve eylemden yoksun olan iman dediğin gibi çok kolay ama aslında iman büyük bir iddiadır ve ispat ister ki bedeli çok ağırdır. İman etmek oyun değildir yani. <br />Aklı ekletmeyi itibarsızlaştırmıyorum ve aklı ve akletmeyi ait olduğu yere koymaya çalışıyorum. Tabi bunu yaparken yanlışlarım da olmuşl olabilir. Aklı kullanmamanın sonuçları apaçık ortadayken her şeyin yolunda gittiğini savunacak değilim tabi ki. Bu durumdan ben de muzdaribim ve dünyanın cennetin bir şubesi (kendisi değil) olması hayalim var ve hep bundan bahsediyorum. <br />Seviyeli eleştirilerin yorumların için teşekkürler. Allah hepimizin yardımcısı olsun. Vesselam. <br />https://777has444.blogspot.comhttps://www.blogger.com/profile/10150881143635847132noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6465488263365236793.post-39196483360600774502018-04-19T12:22:52.072-07:002018-04-19T12:22:52.072-07:00Bunlar benim sorularımın cevabı değil. Daha da vah...Bunlar benim sorularımın cevabı değil. Daha da vahimi işi daha da karıştırmış. Öncelikle bu söylediğin yasaklar vahye gerek kalmadan ve daha önceleri de kötü olduğu genel mutabakat altında ve sizde akıl bunu bilir fakat uymaz(farklı sebeplerle) diyerek teyit etmişsiniz, bu şartlar altında imanın sadece yasaklayıcı etkisi ön plana çıkıyor. Böyle olunca da tamamen farklı konulara geçiyoruz. Ben elli yaşını aştım ve birçok topluluk ve insanlarla tecrübelerim oldu. Maalesef sizin söyledikleriniz pratikle kesinlikle uyuşmuyor, bunu ülkemizin durumu zaten ispatlıyor, benim size tecrübelerimi anlatmama bile gerek bırakmıyor. Örneğin son 16 yıldır nispeten daha imanlı olan bir zümre tarafından yönetiliyoruz, toplum ahlakında bir iyileşme olduğunu ileri sürebilir misiniz? Ben verdiğim oylar sebebiyle vicdan azabı çekiyorum. İnsanlara Allah yolunda yalan ve hilenin mübah olduğunu öğretiyorlar, sahtekarlıklarına Allah'ı ortak ediyorlar ve inanın o insanların çoğu benden daha inançlı. Aynı şekilde Avrupa'da kaldığım sürece Allah veya diğer dinlere inanmayan ama olağanüstü dürüst, hayran kaldığım insanlar gördüm. Ve onların aksine kendi akrabalarım dan beş vakit namaz kılan ve gerçekten Allah'a inançlarından hiç şüphe duymadığım insanların bilerek günah işlediklerine de şahit oldum. Bunu nasıl yapabildiklerini sorduğum da 'ahirette hesabını biz vereceğiz sana ne?' dediler. Belki bana kötü örnekler kaideyi bozmaz diyeceksin ama bu kötü örnekler oldukça fazla ve bu durumda tek bir örnek dahi senin tezini bozuyor. Öte yandan akıl daha iyi sevilere çıkarıldığı zaman insanların daha ahlaklı davranabildikleri de ispatlanmıştır: Avrupa'nın en gelişmiş ülkeleri olan İskandinavya ülkelerinde inananların sayısı gittikçe azaldığı halde üstün eğitim kaliteleri sayesinde daha iyi düşünen insanlar yetiştirerek daha dürüst toplumlar oluşturmuşlardır. Tabii bu insanlar ayrıca bir de iman sahibi olsalardı belki daha da mükemmel olabilirlerdi bunu bilemiyeceğim, ama bizim ve diğer geri kalmış ülkelerin toplumları bu konuda hiç de umut vermiyorlar. Siz iyi niyetinizle imanı savunuyorsunuz fakat şeytanlar imanı fazla olan insanları kandırabilmek için düşünmemeleri gerektiğini iyi hesaplamışlar ve aklı değersizleştirme çabasına girmişler çünkü inanmaya yatkın kişileri kandırmak çok daha kolay, 'aklım yanılabilir, o halde düşünmeyim liderlerim benim için en iyisini düşünürler'. İnanmak düşünmekten çok daha kolay ve rahat, tembel işi ve tembellik daima şeytana çalışır. Bu kadar iman sahibi, boynuzları olmadığı için peşinden gittikleri şeytanları göremiyorlar. Lütfen aklı itibarsızlaştırmayalım, bu şeytanın bir oyunu. Bu söylediklerime itirazlarını saymadan önce önyargılardan kurtularak düşünmeye çalışın. Bu yazdıklarımın ispata veya kontrolüne bile gerek yok, insanlar tarafsız gözlerle etraflarına bakabilseler sadece yalın gerçekleri anlattığımı görecekler. Allah'a emanet olun, Allah yardımcınız olsun. Yılların yanlış eğitimi bir anda düzeltilemez işimiz gerçekten zor ve umutsuzum. tnrtsdfhttps://www.blogger.com/profile/11980071732294479306noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6465488263365236793.post-23225663881907612142018-04-18T23:44:47.046-07:002018-04-18T23:44:47.046-07:00İmanın etkisi mesela şu şekildedir. İman, vahyin d...İmanın etkisi mesela şu şekildedir. İman, vahyin de yasakladığı mesela içki kumar faiz zina vs. yi onaylamadığı için bir İslam Devleti hakimiyetinde bunlara yer verilmesi mümkün değildir, hele bunları devletin kontrol etmesi söz konusu bile olmaz. Bu günahların sosyal ekonomik toplumsal kötü sonuçları da apaçık ortada olmasına rağmen ve akıl bunları gayet ne görebilmesine rağmen yine de görece zevk, onlardan sağlanan kazanç ve vergi gibi bazı nedenlerden dolayı bu zararlı şeyleri kesin olarak yasaklamıyor ve bu günahları sürdürüyor. Çünkü akıl akletmeyi maddi olan üzerinden yapabilir. Dolayısı ile değerlendirmeyi de ancak maddi olan üzerinden yapıyor. Böyle olunca da kötülüğü yasak etmekte ya geç yada eksik kalıyor. Çünkü imanın konusu olan gaybı yani ahireti düşünmüyor ve hayatı ahiret merkezli düzenlemiyor. Böyle bir endişesi yok. İman ise akla ahiret düşüncesini bilincini de verir ve artık hüküm buna göre olur. Sonuçta insana kısa uzun vadede zarar verecek olan şeyler bertaraf edilir. İmanın katkısı bu şekildedir. Kimin inancının doğru olduğu, bir yaratıcı olduğunu kabul edenlerin iman ahlak vicdan merkezli değerlendirmesi ile görülebilir. Fakat yine de emin olunmazsa bu iş ahirete kalır. https://777has444.blogspot.comhttps://www.blogger.com/profile/10150881143635847132noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6465488263365236793.post-88936595918866491202018-04-18T04:18:44.245-07:002018-04-18T04:18:44.245-07:00Halen anlayamıyorum. Aklımızın çaresiz kaldığı zat...Halen anlayamıyorum. Aklımızın çaresiz kaldığı zaten her halimizden belli. Aklın gayb alanında çaresiz kaldığını söylemekte fuzuli kelime israf etmektir. Gaybı kısaca bilinmeyen diye yorumlarsak zaten bilinmeyen her şey aklın kapsamı dışındadır. Aklın ilahlaşacak ne hali var ne de iddiası var. Akıl kısaca insan demektir ve insanın acizliği zaten ortada. Benim anlayamadığım konu akıl ile iman arasındaki ilişki veya fark. Siz yazılarınızda ve yorumlarınızda görebildiğim kadarıyla aklınızı kullanmışsınız, bu yorumlarda imanınızın katkısını bana anlatabilirseniz belki imandan ne kast ettiğinizi daha iyi anlayabilirim. 'Varlık içinde insandan başka Allah'ın istediği gibi davranmayan bir varlık yoktur' demişsiniz, insanı bütün diğer varlıklardan bu kadar keskin ve kesin bir biçimde ayırmanıza tam katılmıyorum, hemen arkasından şuurlu davranmak dan bahsettiğinize göre bunun sebebi olarak da insanı tek şuurlu varlık kabul etmeniz olduğunu düşünüyorum. Bu düşünceyi ilerletirsek ve şuuru akla dayandırırsak aslında akıl negatif bir özellik bile sayılabilir. 'Akıl imanın kapısına kadar getirir bırakır' demişsiniz, bu sadece bir benzetme olmuş, belki başka türlü anlatılamazdı, bilemiyorum. Benim bu benzetmeden anladığım şu; bir noktadan itibaren artık aklınız yetmez ve ondan sonra ya inanırsınız veya inanmazsınız. Buna ben de katılıyorum; bu da bence insanoğlunun aklının bir özelliği, akıl boşluk kabul etmiyor, bilebildiği kadarını biliyor bilemediği noktadan itibaren inanmak zorunda, doğru veya yanlış. Ama kimin inancının doğru olduğunu bana kim söyleyecek? Aklım mı? tnrtsdfhttps://www.blogger.com/profile/11980071732294479306noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6465488263365236793.post-83734650690925353302018-04-17T05:48:51.671-07:002018-04-17T05:48:51.671-07:00Aklın gayb alanında çaresiz kaldığını söylemek, ak...Aklın gayb alanında çaresiz kaldığını söylemek, aklı küçümsemek değil, aklın sınırını ortaya koymaktır. Tabi aynı zamanda aklın herşeyi çözebilecek bir yapısının olmadığını söyleyerek aklın ilahlaştırılacak bir şey olmadığı da açığı çıkıyor. Çünkü akıl her şeydir diyenler var. Aklımızdan başka kişiye göre, imanımız da var. İmanın idraki aklın anlayışından kat be kat daha üstündür. Eylemlerimiz aklımızla yapıyoruz tabi ki, ibadetlerimizi aklımızla yapıyoruz ama o ibadetlerin emrinin Allah'tan olduğuna iman ediyoruz. Aklın sınırı gaybın kapısına kadardır. Aklını kullanamayanların imanları da olmaz. Odun parçası, şuursuz mümindir ve tam da Allah'ın yarattığı gibi bir hayatı olur. Varlık içinde insandan başka Allah'ın istediği gibi davranmayan bir varlık yoktur. Fakat şuurlu bir şekilde davranmak önemlidir. kıl imanın kapısına kadar getirir bırakır, artık kişi imana göre bir hayat yaşamayı göze alabilirse iman eder, göze alamazsa iman etmez. Bu nedenle çoğu akıllılar iman etmezler. Allah ve kul olma durumu düalizm değildir. Çünkü insan ilah değildir. Mutlak varlık ve mukayyet varlık farkı var. Yaratıcı ve yaratılan. Fizik bilimi varlığın yapısının aynı olduğunu söylüyor ama bu, Allah'ın da bu varlıkla aynı olduğu anlamına gelmez. Taavvufçular, varlığın tümüne mutlak varlıktır diyor. Böylece sınırsız ve mutlak bir şirke düşüyorlar. Onlarla aynı şeyi söylemekten Allaha sığınırım. Ben mutlak olan sadece Allahtır, yaratılan ise, Onun var etmesiyle varlığını sürdürebilen varlıklardır diyorum. https://777has444.blogspot.comhttps://www.blogger.com/profile/10150881143635847132noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6465488263365236793.post-75251439595533415442018-04-04T11:48:39.647-07:002018-04-04T11:48:39.647-07:00Ben herhalde anlayamıyorum. 'Aklın gayb alanın...Ben herhalde anlayamıyorum. 'Aklın gayb alanında işlevini yitirdiğini ve çaresiz kaldığını söylediğin' için zaten aklı küçümsüyorsun dedim. Aklımızdan başka bir şeyimiz yok demek aklı ilahlaştırmakla ne alakası var. Kast ettiğim bütün eylemlerimiz aklımızın ürünüdür, bu çok akıllıca davranmamız anlamına gelmez, ama sen bana aklını kullanmadan bir cevap yazsana. İmansız akıllar var ama akılsız iman olur mu? Sen akılsız bir odun parçasının imanını bana anlatırsan o zaman akıl ile imanı ayırabilirim. Ben aklı ilahlaştırmıyorum sadece akıl olmadan hiç bir şey yapamayacağımızı anlatmaya çalışıyorum, iman bile edemeyiz. Allah tektir sözü tasavvufun zırvalığı olabilir ama ben tasavvufdan anlamam, ben Allah birdir tektir derken kendi yarım aklımın yettiği kadar evrenin monoist olması zorunluluğunu düşündüğüm için fizik bilimi bile tek varlığa işaret ediyor gibi geldiği için düalizme bir türlü akıl erdiremedim. Belki tasavvufçular da benim gibi işin içinden çıkamamışlardır. Ama sen de diyorsun 'tek mutlak varlık Allah'tır' diye, asıl olan mutlak varlıktır diğer tür varlık, varlık sayılmaz ki. Yani kısacası aslında sende tasavvufçularla aynı şeyi söylüyor olabilirsin, sadece ayrıntılarda anlaşamıyorsunuz. tnrtsdfhttps://www.blogger.com/profile/11980071732294479306noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6465488263365236793.post-45313631567041517952018-04-04T07:47:31.605-07:002018-04-04T07:47:31.605-07:00Aklı küçümseme yok. Aklın, gayb alanında işlevini ...Aklı küçümseme yok. Aklın, gayb alanında işlevini yitirdiğini ve çaresiz kaldığını söylüyorum. Aklın, vahyin ışığında çalıştırılmasından bahsediyorum. Aklımızdan başka bir şeyimiz yok demek aklı ilahlaştırmak demektir. Akıldan başka imanımız da var. Ahirette aklımıza değil imanımıza bakılacak. Allah tektir, yegane varlıktır sözü tasavvufun zırvalığından başka bir şey değildir. Fakat tek mutlak varlık Allah'tır. O'ndan gayrısı ise mukayyet varlıktır. Fani varlıktır. Aksi halde sonsuz bir anlamsızlık olurdu.https://777has444.blogspot.comhttps://www.blogger.com/profile/10150881143635847132noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6465488263365236793.post-57569759863358402872018-04-04T06:03:49.315-07:002018-04-04T06:03:49.315-07:00Sen bunları neyinle yazdın? Sana vahiy mi edildi? ...Sen bunları neyinle yazdın? Sana vahiy mi edildi? Tahminimce akılı yürüterek yazdın. Aklı neden küçümsüyorsun. İnsanın aklından başka hiç bir şeyi yok. Vahiy ve sünnet hakkında diyelim ki haklısın, yine akıl olmadan hiç bir işe yaramazlar. Vee, akıldan akıla, kimine göre saçma sapan hurafe kimine göre ilahi bir yol. İslam'ın içinde bile bütün hocalar profesör dahi olsalar hepsi farklı yorumluyor çünkü hepsinin kendi aklı var ve ona göre yorumluyor aynen senin yaptığın gibi. Yani insan demek akıl demek onun tam olarak ne olduğunu bilmesek bile. Tek varlığımız aklımızdır ve her insan kendi aklını beğenmek zorunda yaşamasının tek yolu budur. Mesela Allah mutlak varlık insansa sınırlı varlık demişsin ben ise bu cümleden Allah'ı küçümseme anlıyorum çünkü İnsan varlıksa Allah varlık olamaz sınırlının mutlağı bile olsa. Allah tektir ,Bir'dir yegane varlıktır. Başka bir şey yoktur. <br /> tnrtsdfhttps://www.blogger.com/profile/11980071732294479306noreply@blogger.com